Sinema filmini çekmek konusunda çok geç kaldığını söyleyen, çok yakında iddialı bir filmle geleceğini müjdeleyen Odabaşı, Sibel Arna’ya Ajda Pekkan ve Filiz Akın’a olan hayranlığını anlattı.

Ayrıca “Ben hiç poz veremiyorum Nihat Bey” sorusunun cevabını da verdi. 

Ajda Pekkan’ı yolda gördüğümde “Beni hatırlar mı” diye endişe ediyorum 

Ajda Pekkan’ın tartışılmaz bir hayranlığım var. Sayısız kere birlikte çalıştık, en son “Bi tık”  klibini çektik. Düşünsene hem hayransın ama belli bir süre sonra da tanıyorsun.

Belki çekimde geriliyorsun, “Ajda hanım 5 dakika kaldı sahneye bekleniyorsunuz” diyorsun. Ama ben bütün bunlar bittikten sonra ona hayran olarak kalmaktan çok haz duyuyorum. Sokakta gördüğümde uzaktan heyecanlanıyorum  “Aa Ajda Pekkan” oluyorum.

Tanıyorsun selam versene diyor arkadaşlarım. Acaba beni hatırlarlar mı diye endişeleniyorum. Mesela doğum gününde mesaj atsam ne der diye düşünüyorum düşünüyorum.

Atıyorum ama “Ajda Hanım mutlu yıllar” şeklinde mesafeli bir mesaj atıyorum. Ben o sırada Nihat Odabaşı değilim. “Ajdacığım mutlu ol beybi” falan yazamam öyle şeyler. 

Filiz Akın bana DM’den “yakışıklım” yazıyor 

Benim değişmez bir hayranım var Filiz Akın. Urfa’da aşiret reisinin oğlu olarak yaşadığım, hayal dünyama sığınıp mutlu olmaya çalıştığım yıllardaki en yakın arkadaşım.

Yakın zamanda ziyaretine gittim çok çok etkileyiciydi. Önce kabul etmedi “Ben senin hayallerindeki kadın olarak kalmak istiyorum dedi. Sonra çok ısrar edince kabul etti.

Şimdi DM’den yazışıyoruz. Bana arada bir “Yakışıklım” diyor. Güzel çektiğim işlere kalp atıyor. Ben ona sevgiler yolluyorum. Benim için çok kıymetli ve çok özel. 

Fotoğrafın güzel çıksın istiyorsan önce kendini seveceksin 

Poz vermek tabii ki öğrenilen bir şey. Ama maalesef sen kendini beğenmedikçe Feriştahı seni çekse beğenmeyeceksin. Önce kendini sev. kendine emek ver ve kendini sevmeyi başar.

Sonra en güzel kime bakıyorsan Ahmet’e Brad’e Ayşe’ye ona bakar gibi bakacaksın. Poz vermek öğrenilen bir şey tabii ki ama hakikaten önce içerden barışmak lazım.

Yoksa mümkün değil. Ben bizim camiamızda çok güzel, bacağı göğsü, vücudu, beli, yüzü muhteşem olan ve benim de muhteşem çektiğim ama mutsuz oluyor.

Dudağını büzerek “çok iyi değil” diyor. “Olağanüstüsün” diyorum. “Çok iyi değil başka baksak mı acaba” diyor. İşte bu çok üzücü.