5.Türkiye-Kore Edebiyat Sempozyumu... İSTANBUL'DA YAPILDI!..
Türk ve Kore edebiyatında geleneksel kültür unsurları konulu “5. Türkiye Kore Edebiyat Sempozyumu”, Türk-Koreli akademisyen ve edebiyatseverlerin aralarında bulunduğu yoğun bir katılımcı topluluğuyla İstanbul’da gerçekleştirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Gyeongsangbuk Eyalet Valiliği, Gyeongju Belediyesi ve Dongni Mokwol Edebiyat Evi iş birliğinde Gyeongju Yazarlar Birliği ve Gyeongju Dünya Kültür EXPO destekleriyle düzenlenen Türkiye Kore edebiyat buluşmalarının beşincisi, 16-17 Eylül tarihlerinde İstanbul’da Grand Cevahir Otel’de düzenlendi. Üç oturum şeklinde yapılan sempozyumda, her iki ülkeden alanında uzman konuşmacılar edebiyatlarındaki geleneksel kültür unsurlarını katılımcılara aktardı.
“İstanbul-Gyeongju Dünya Kültür Expo 2013” etkinlikleri kapsamında başlayan ve her yıl sırayla iki ülke arasında yapılan Türkiye Kore edebiyat buluşmalarının beşincisi, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Eren, İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, Gyeongsangbuk Eyalet Valiliği Kültür Dairesi Genel Müdürü Kim Jong Su ve Dongni Mokwol Edebiyat Evi Başkanı Joo Hantae’nin açılış konuşmalarıyla başladı.
Hüseyin Eren: Sempozyumun devamlılığı iki ülke ilişkilerine çok faydalı olacaktır
İBB Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yoğun programı dolayısıyla katılamadığından selamlarını ileterek sözlerine başlayan Hüseyin Eren, gerçekleştirilen etkinlikler vesilesiyle iki devlet arasındaki kültürel yakınlıkları tekrar hatırladıklarını ifade etti. Dil, kültür ve yaşayışımızdaki benzerlikleri gözler önüne sermesi bakımından önemli çalışmalarından biri olan edebiyat sempozyumunun beşincisinin, Türkiye-Kore arasında diplomatik ilişkilerinin 60. yılına denk gelmesiyle daha da önem kazandığını belirten Hüseyin Eren, “Sempozyumlar sayesinde kültürel köklerin gelecek nesillere aktarılmasındaki yegâne araç olan dilin dolayısıyla da edebiyatın önemine dikkat çektiğimizi bir kez ifade etmekte fayda görüyorum. Kalıcı olan kültür ve edebiyat unsurlarının bu çalışmalarla devamının sağlanmasının iki ülke ilişkilerine çok faydalı olacağına inanıyorum. Güzel bir sempozyum olması temennisiyle gerçekleşmesinde katkısı olan Gyeongsangbuk Eyalet Valiliği, Gyeongju Belediyesi ve Dongni Mokwol Edebiyat Evi yetkililerine teşekkür ederim” dedi.
Mahmut Ak: Biz de Türkiye Kore kültür iş birlikteliğinin gönüllüsüyüz
Akabinde açılış konuşması için söz alan İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, Türkiye Kore edebiyat buluşmalarının önemini şu sözlerle ifade etti: “Böyle önemli bir programın beşincisinde bulunmanın gururunu, ilk dördünde bulunmamanın da kaybını yaşıyorum. Güzel şeyleri yapmak kadar bunları sürdürmek de önemlidir. Beşincisinin yapılıyor olması bu iş birliğinin en güzel göstergesidir.” Ak, toplumlar ve devletler arasındaki ilişkilerin en sorunsuz olarak sürdürebileceği alanın eğitim kültür iş birlikleri olduğuna değinerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İstanbul Üniversitesi’nin bu vesileyle burada gönüllülük içerisinde bulunacağını, tüm imkânlarını Kore ve Türk halklarını gelecekteki birlikteliğine sarf edeceğini söylemek isterim. Üniversitemizde 903 diploma programımız var. Bu programlar arasında Kore Dil ve Edebiyatı programımız da mevcut. Şu anda bu programın öğrencilerinin önemli bir kısmı burada. Kendilerini böyle bir programda yer aldıkları için kutluyorum.” İstanbul Üniversitesi’nin kapasitesi ve imkânlarıyla Türkiye ve Kore dostluğunun en güzel ve en güvenli limanı olduğunu dile getiren Ak, “Zaten bunun göstergesi olarak da orman fakültesi, tıp fakültesi ve edebiyat fakültesinin hocaları Kore’deki birçok üniversiteyle iş birliği içerisindedir. Biz de bu iş birliğinin gelişmesini takip ediyoruz. Tarih bize bir sorumluluk yüklemiş. Hepimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmekle mükellefiz. Biz de bunun gönüllüsüyüz.” diyerek konuşmasını sonlandırdı
Abdurrahman Şen: Edebiyat buluşmalarımızda kendi kimliğimiz üzerinde durduk
Abdurrahman Şen, açılış konuşmasına İBB Başkanı Kadir Topbaş, Gyeongsangbuk Eyalet Valisi, Gyeongju Belediye Başkanı’nın 2012 yılında attıkları imzaların ardından dirayetle durmaları sayesinde bugünlere gelebildiklerine dikkat çekerek başladı. Şen, sözlerine şu şekilde devam etti: “İmzalar atıldığında belki de birçok kişinin aklında bugünlere gelineceğe dâir bir ümit yoktu. Bugünleri bu dirayetli yöneticilerimizin öngörüsüne borçluyuz. 2012’de atılan imzalardan sonra Koreliler tarafından 23 gün süren İstanbul’da Gyeongju Dünya Kültür EXPO’su gerçekleşti. Daha sonra 2014’te biz Kore’de ‘İstanbul Kore’de’ başlığıyla kültürümüzün unsurlarını Koreli kardeşlerimizle paylaştık. Bu arada bir yıl Kore’de bir yıl İstanbul’da gerçekleşen edebiyat buluşmalarımızla bu kardeşliğimizin kökleri üzerinde durduk. Dikkat ederseniz edebiyat buluşmalarımızın ana başlıkları genelde kimliğimiz, kendi köklerimiz oldu. Bu yıl da geleneksel birikimlerimizi konuşacağız.” Gerek Ural Altay ailesinden gelen dil kardeşliği gerekse asırlar öncesinden günümüze dayanan ortak paylaşımlar nedeniyle edebiyat buluşmalarını son derece ciddiye aldıklarını belirten Şen, “Edebiyat üzerinden yapacağımız görüşme, konuşma ve paylaşımlarda bizim asırlar öncesindeki o ortak komşuluğumuzu aramızdaki kilometrelere rağmen gönüllerimizi çok daha çabuk yakınlaştıracağımızı biliyoruz. Bu duyguyla ve beşinci edebiyat buluşmasının bundan sonrakilere de çok önemli bir basamak olacağı düşüncesiyle Koreli kardeşlerimize bir kere daha İstanbul’a, evinize hoş geldiniz diyorum ve sempozyumumuzun başarılarla tamamlanmasını diliyorum.” dedi.
Kim Jong Su: Sempozyum, değerli bir etkinlik olarak akıllara kazındı
Gyeongsangbuk Eyalet Valiliği Kültür Dairesi Genel Müdürü Kim Jong Su, açılış konuşmasında Batı ve Doğu’nun buluştuğu tarihî ve kültürel zenginlikleriyle övülen İstanbul’da beşincisi gerçekleşen bu sempozyumun, iki ülke arasındaki geleneksel kültür özelliklerinin birlikte keşfedilmesini sağlayarak iki ülkenin edebiyat alanında gelişmesine öncülük ettiğini vurguladı. Kim Jong Su konuşmasını, “Sempozyum, Türk ve Kore edebiyatının temsil edilmesi açısından da değerli bir etkinlik olarak akıllara kazındı. Zorlukların arasında bu etkinliği sürdürmek için büyük emek gösteren Dongni Mokwol Edebiyat Evi Başkanı’na ve İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen’e, etkinlikte emeği geçen tüm ekip arkadaşlarımıza, edebiyatçılarımızın adına teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde sonlandırdı.
Joo Hantae: Böylesi büyük bir etkinliği beş yıldır sürdürebildiğimiz için mutluyum
Dongni Mokwol Edebiyat Evi Başkanı Joo Hantae ise konuşmasına başta İBB Başkanı Kadir Topbaş, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Eren, İBB Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerini sunarak başladı. Ayrıca Joo Hantae, “İstanbul ve Gyeoungju şehirlerinin bu anlamlı etkinliği, beşincisiyle farklı kültürlerin uyumuyla daha da güzelleşen eşsiz bir şehir olan İstanbul’da devam ediyor. Hiç destek almadan belediye düzeyinde düzenlenen böylesi büyük bir etkinliği beş yıldır sürdürebildiğimiz için çok mutluyum.” dedi.
İki ülkeden birçok akademisyen ve edebiyatçının katıldığı sempozyumun ilk gününde, “Türk ve Kore Halk Âdetlerinin Edebiyata Etkisi” başlıklı birinci oturum Kwon Ojin moderatörlüğünde yapıldı. İlk oturumda; Park Sangwoo “Aşkın Özgünlüğü ve Dünyevîliği, Ayrıca Geri Dönüşselliği”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. A. Azmi Bilgin “İnanç ve İnanışların Edebiyata Yansıması”, Park Yanggeun “Kore Edebiyatında Görülen Korelilerin Yemek Sofrası Bilinçleri” ve araştırmacı yazar Ömer Altan “Âdetlerimiz, Geleneklerimiz ve Edebiyatımız” başlıklı tebliğlerini sunarak katılımcıları bilgilendirdi.
Lee Chaehyung moderatörlüğündeki “Türk ve Kore Geleneksel Kültürünün Günümüz Edebiyatında Kullanımı” ana başlıklı ikinci oturumda konuşmacılardan Kang Seuk Kayong “Samgukyusa’da Gördüğümüz Korelilerin Orijinal Hâlleri”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Samsakçı “Cumhuriyet’e Kadar ki Edebiyatımızın Aynasında Türk Kültürü ve Yaşama Üslûbu”, Joo Hantae “Modern Romanda Kore Geleneksel Kültürünün Yansımaları” hakkında konuştu. Ayrıca oturumun sonunda sempozyuma katılamayan Elif Önder’in “Türk Geleneksel Kültürünün Günümüz Edebiyatında Kullanımı” başlıklı tebliği katılımcılara okundu.
Sempozyumun son gününde ise “Türk ve Kore Masallarının Geleneksel Kültürdeki Yeri” ana başlıklı üçüncü oturumu, Prof. Dr. A. Azmi Bilgin yönetti. Bu oturumda; Lee Taehee “Dongmyeongwangpyeon’un Masalsı Düşünce Gücü”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdülkadir Emeksiz “Hiç Eksik Yok!”, Lee Heesoo “Kore Edebiyatında Goryo Şarkısı Ssangwhajeom’un Tarihselliği ve Türk Kültürünün Etkisi” ve Türk mitoloji ve masalları araştırmacısı olan Sema Çeker “Anadolu’da Sözlü Kültür ve Masallar” adlı tebliğlerini sundu.
Sempozyum sonuç bildirgesi imzalandı
Gerçekleşen üç oturumun öne çıkan özelliklerini belirtmek üzere değerlendirme oturumunda; Prof. Dr. A. Azmi Bilgin, Park Sangwoo, Ömer Altan, Kang Seuk Kayong, Prof. Dr. Abdülkadir Emeksiz ve Lee Taehee söz aldı. Akabinde sunum yapan konuşmacıların genel bir değerlendirmesini yansıtan sempozyum sonuç bildirgesi, Abdurrahman Şen ve Dongni Mokwol Edebiyat Evi Başkanı Joo Hantae tarafından her iki dilde katılımcılara okundu. Türk ve Kore edebiyatının beslendiği tarihsel arka plan ve kimlik özelliklerine bağlı olarak birçok açıdan benzerliğe sahip olduğunun vurgulandığı sempozyum sonucunda ileriye dönük olarak ise kültür kaynakları konusunda köklü araştırmalara teşvik edilmesi, iki edebiyatın önemli eserlerinin ivedilikle çevrilmesi ve hatta iki kültürün tarihi zenginliğinden faydalanarak özgün eserlerin ortaya konulması kararlaştırıldı.
Kapanış konuşmasında Abdurrahman Şen, gerçekleşen edebiyat sempozyumlarında iki ülkenin yerel ve millî kültür unsurlarının doğru bir şekilde yansıtılmasının önemine değindi. Şen, konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde ifade etti: “İlk yola çıkarken en uzun tartıştığımız konulardan bir tanesi dil üzerinden birbirimizle karşılıklı yayınlanmış eser azlığından yakınarak ‘Neyi konuşacağız?’ oldu. Buna bağlı olarak ilk akla gelen güncel edebiyatçılarımız üzerinden konuşma teklif edildi. Ancak buna itiraz ederek eğer günceli konuşacak olursak zaten dünyanın globalleşmesi için çalışanların içerisinde sıfırlanacağımızı, dünyanın ortak benzer şeylerini konuşacağımızı ifade ettim. Bu nedenle ilk günden beri edebiyat buluşmalarımızda, iki ülkenin yerel ve millî kültürünü tanıyıp geliştirebilmesini ve dünyada özgün bir şekilde var olabilmesini önemsiyoruz.”
Program, sempozyum sonuç bildirgesini imzalamasından sonra birbirlerine takdim edilen hediyeler ve topluca çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.