BASIN DANIŞMANLARINA DA DANIŞMAN LAZIM
Türkiye'de gerçekten sanatçı olarak adlandırdığımız insanların ve de sanatçı olmaya çalışan herkesin; bir basın danışmanı var...
Starlar ve gerçek sanatçılar hemen hemen her programda olmak istemez, her önüne gelene röpörtaj vermez, çoğu zaman ulaşılmak istemez, medyanın günden güne büyümesi ve gerek gazetecilerin gerek yapımcıların sayısının artmasıyla herkesle ayrı ayrı görüşemeyeceği için çalışılan basın danışmanları da vardı; ünlü olmaya çalışan, yazılı ve görsel basında haberinin yapılmasını isteyen, programlarda konuk olmak isteyen, bir şekilde ön plana çıkmaya çalışan starcıkların da basın danışmanları vardır... Kabaca örnekledim...
Bu insanların varlıklarını televizyon izleyen, gazete okuyan normal insanlar görmez bilmez... Sanat camiası denilen zümre ile magazin basını ve program yapımcıları bu kişilerin varlıklarını çok iyi bilir, yakından tanırlar... Menajerler, basın danışmanları ya da son dönemdeki adıyla iletişim danışmanlarından bahsediyorum yani...
İlk 3 paragrafımdaki giriş bölümü gayet doğal, olması gereken insanlar diye düşünebilirsiniz öyle değil mi? Değil! Maalesef değil... 2008 yılını bitirmeye hazırlandığımız bu aylarda basın danışmanlarının gerçek durumlarını, içinde bulundukları durumu hemen hemen her gün uzaktan gözlemleyen, içlerinde olup da yakinen gözlemleyen biri olarak, bu yazımda basın danışmanlarının üzücü tavırlarını, durumlarını yazmak istedim... Çünkü açık yüreklililikle sanatçılara sesleniyorum ki, "LÜTFEN BASIN DANIŞMANLARINIZA DA BİR DANIŞMAN TUTUN!.."
Niye böyle sesleniyorum ki şimdi ben durduk yere... Yapacağım açılımını tabii ki ve eminim ki pek çok gazeteci arkadaşım benim bu duygularıma katılacak, kızan basın danışmanları da olacak ama, üstlerine alınmasınlar ki canım, hata altın gömlek olmuş üstüne giyen çıkmamış misali, alınan alınsın yazacaklarıma...
Basın danışmanlarını profil profil ayırdım... Daha doğrusu yaşadıklarım nedeniyle ayırmak zorunda kaldım!
İLK DANIŞMAN PROFİLİ: ARARSINIZ BULAMAZSINIZ
Sanatçının adı her neyse ve kimse, basın danışmanını ararsınız ararsınız bir türlü bulamazsınız...
Cep telefonlarını açmazlar, ofislerinden ararsınız notlar bırakırsınız dönmezler, bu durumda hep toplantıda olurlar! Yahu bu x sanatçı, Türkiye'yi mi yönetiyor? Bakanlar Kurulu Toplantısına mı girdi de sende yanındasın?
Senin adın basın danışmanı, ben alacağım randevu ya da yönlendireceğim bir soru için x sanatçı tarafından muhatap gösterilen seni bulamıyorsam, kimi arayacağım... İşte bu tip basın danışmanlarına bir danışman tutulmalı, ama onun maaşını sanatçı mı yoksa basın danışmanının kendisi mi ödemeli ona karar veremedim! (En son ulaşmaya çalıştığım basın danışmanı 2,5 gün sonra telefonuma dönüş yaptığı için buradan başladım)
2. PROFİL: MESLEĞİNİ UNUTUR GAZETECİYE PAS VERMEZ
X sanatçının dizisinde, filminde, yeni albümünde hep yanında olup, haberini yapıp, geniş kitlelere ulaşmasına yardımcı olmuşsunuzdur; her aradıklarında ellerinin altındasınızdır...
Ama gün gelir o x sanatçı evlenmeye kalkar; nikah günü gelir çatar. Basın danışmanı der ki; "Nikaha basın almıyoruz", siz cevap verirsiniz "Niye ki? Biz yıllardır hep birlikte yürümedik mi bu yolda, şimdi diye bu mutlu günü görüntüleyemiyoruz, sen bunu hele bir hanımefendiye ya da beyefendiye bir ilet"
Hani basın danışmanı yeri geldiği zaman sanatçıya yol göstermez miydi? Şöyle yapmamız lazım, böyle olması lazım demez miydi? Derdi... Ama işte tam bu durumda bu akıl verilmez... Siz nikahın yapılacağı mekana gidersiniz, giderken de dersiniz ki, "Nikahı görüntüleyemiyoruz ama, adam nikah öncesi ya da sonrası kapıya çıkar görüntü verir", ama gittiğinizde şunu görürsünüz, basın danışmanı arabadan iner, 2 dirhem 1 çekirdek giyinmiştir, basını görmemezlikten gelir, selam dahi vermez, yanlışlıkla seslenirseniz duymazdan gelir ya da "nikaha geç kaldım girmeliyim" der, siz hayretle arkasından bakakalırsınız; çünkü giden sanatçı değil basın danışmanıdır, yani o esnada sizin yanınızda olup sizi bilgilendirmesi gereken kişidir... İşte bu tip durumlarda da yazımın başlığı yine geçerlidir, bu basın danışmanının da danışmanı olmalı... (Fenerbahçe Tesisleri'nde son kıyılan nikahta bu sahne yaşandığı için yazdım, şahıslar kendini bilir)
3. PROFİL: KENDİSİNİ SANATÇI ZANNEDEN BASIN DANIŞMANLARI...
Özellikle film galalarında görürsünüz bu tip basın danışmanlarını... Bilmeyenler için yazıyorum; galaların davetli ünsüzleri normal kıyafetleriyle galaya iştirak ederler, filmin oyuncuları ise tuvalet, bir gece kıyafeti yani şatafatlı bir kostüm kullanırlar...
Siz basın mensupları olarak bir basın bülteni, ya da sorularınıza cevap verecek basın danışmanını ararsınız ararsınız bulamazsınız...
O da ne! Bir başka gece kıyafeti giyen biri daha var, hem de oldukça dekolte, uzaktan bakarsınız, "acaba bu da oyunculardan mı" diye iç sesinizle kendinize sorarken, bir bakarsınız ki, o aradığınız kişi aslında filmin basın danışmanlığını üstlenerek, filmi basına tanıtacağına söz verip, maddi kazancını elde eden kişinin ta kendisidir... Kendisini giydiği tuvalet, yaptığı saç ve yüz makyajı nedeniyle sanatçılardan biri zannettiği için, o asla sizin muhatabınız değildir artık... İşte bu basın danışmanıa da bir danışman lazım...
4. PROFİL: HİÇBİR BİLGİSİ YOKTUR, ŞANSA DANIŞMAN OLMUŞTUR...
Bu profil aslında en tehlikelisidir...
Basın danışmanının hiçbir birikimi, doğru-dürüst tanıdığı yoktur, ya kısa bir süre bir yerde elinde fotoğraf makinesi ya da mikrofonla (ki bu 1 yılı bile bulmaz) gazetecilik yapmıştır, ya bağlamacıdır, ya birinin sevgilisi ya da eski karısı; ya da bir filmin ya da dizinin set işçiliğini yapmıştır; ama bir şekilde bir tanıdığını bir adamını bulup, basın danışmanı olmuştur...
Yandığınız gündür... Ona hangi programdan aradığınızı söylersiniz ama, o bırakın sizi, programınızın varlığından bile haberdar değildir... Ak derken kara der, kara diyeceğine kırmızı. Kendini temsil edemezken, bir sanatçıyı temsil ediyordur, ve bu tip basın danışmanına danışman tutulmalı, bana göre ise camiadan uzaklaştırılmalıdır...
5. PROFİL: İŞİNİ HAKKIYLA YAPANLAR
Saygı duyulan basın danışmanları...
Bunların önünde saygıyla eğilmeli, hatta fırsat buldukça alınlarından öpülmelidir...
Yıllarını gazeteciliğe vermiş, neyin nasıl işlediğini, sanatçıya nasıl; basın danışmanına nasıl davranılması gerektiğini bilen insanlardır... Toplantıdadır, telefonunu açar, "Toplantıdayım, hemen arayacağım" der, arar. İki eli kanda bile olsa, karşısındaki gazeteciye saygı duyar, yaptığı işe ve karşısındakinin işine saygı duyar.
Sevgi doludur, iş arkadaşınız olduğunu unutur, derdinizi paylaşır, derdini dinlersiniz. Bu tip basın danışmanları çok azdır, gerçekten sanatçı olan insanlarla çalışırlar, uzaktan görürsünüz gülümsersiniz... Korunma altına alınmaları gereklidir.
Yazımdan alınacak olanlar çoktur, ama onların kendilerinin farkında olduğunu sanmıyorum... 5. profildeki ablalarıma, abilerime, benden yaşça küçüklerime ise saygı ve de sevgilerimi yolluyorum...
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.