Tina Fey (30 Rock) ile Paul Rudd?u (This is 40, Our Idiot Brother) beyazperdede buluşturan Admission (Başvuru: Kabul) filminin yönetmeni About A Boy ile Oscar adaylığı bulunan Little Fockers, American Pie gibi başarılı komedi filmleriyle tanıdığımız Paul Weitz (About A Boy, In Good Company).

Princeton Üniversitesi?nde kabul ofisi görevlisi olarak çalışan Portia Nathan (Tina Fey; 30 Rock) her ilkbahar, lise son sınıf öğrencilerinin başvurularını değelendirmektedir. Portia hayatını bu ofiste çalışarak, kitaplar içinde geçirmiştir. Ev hayatı da iş hayatıyla iç içedir. Yıllardır yine Princeton Üniversitesi?nde profesör olan Mark?la (Micheal Sheen; Kingdom of Heaven, Midnight in Paris) birlikte yaşamaktadır.

Kabul ofisinin dekanı yaklaşmakta olan emekliliğini duyurduğunda iki muhtemel aday vardır. Biri Portia diğeri ise Corinne?dir (Gloria Reuben; Lincoln). Portia bu süreç devam ederken, her yıl olduğu gibi okula seçilen öğrencileri toplamak üzere yola çıkar.

Seyahati sırasında geleneklerin dışında bir tarzı olan annesi Susannah (Lily Tomlin; I Heart Huckabees) ile görüşür. New Quest okulunu ziyarete gittiğinde de üniversiteden sınıf arkadaşı olan idealist öğretmen John Pressman?la (Paul Rudd) iletişime geçer. John, yetenekli öğrencisi Jeremiah?ın (Nat Wolf; New Year?s Eve) Portia?nın yıllar önce gizlice evlatlık verdiği oğlu olduğunu düşünmektedir ve Jeremiah, Princeton Üniversitesi?ne kabul edilmek üzeredir.

Bu noktada Portia?nın özel hayatında ve profesyonel hayatında değerlendirmeleri doğru yapıp, bir karar alması gerekecektir. Doğru yolu bulması için geçen bu süreçte ise kendine dair birçok şey keşfedecek, hayatın ne kadar keyifli olduğunu anlayacak ve kendini hayalini bile kuramayacağı bir romantizmi içinde bulacaktır.

YAPIM HAKKINDA

Admission?ı (Başvuru: Kabul) diğer hikayelerden daha farklı kılan yanı, komedi ve dramayı eşsiz bir şekilde birleştiriyor olması. Bir kitap uyarlaması olan Admission?ın yazarı Jean Hanff Korelitz 2009 yılında kitabı yazmaya başlarken yola bu hedefle çıkmış. Yazar, hikaye çok katmanlı olduğunu için hem komediyi hem dramı barındırması için çabalamış. Hikaye romantizmin yanı sıra, üniversite başvurusunda yaşanan rekabeti ve öğrencilerin seçim sürecinde işin içine duyguların karışabileceğini de gözler önüne seriyor.

Korelitz?in itirafına göre; kendisi de Princeton Üniversitesi?nde kabul ofisinde bir süre çalışmış ve eşi üniversitede görevli bir profesörmüş. Bu sebepten öğrencilerin seçim sürecinde yaşadıklarından çok etkilenmiş.

Yazar, uzunca bir süre eşinin derslerine giren öğrencileri, kendi evinde ağırlayarak gözlemlemiş. Hepsinin de olağanüstü gençler olduğunu düşünüyor ve üniversiteye kabul edilme sürecinin insanı deli edebilecek derecede rekabetli olduğunu dile getiriyor.

Korelitz, hikayenin baş kahramanının öğrenci veya öğretmen olmasını özellikle istememiş. Kabul ofisinde çalışan; bu süreci endişelenmeden soğukkanlı bir şekilde atlatabilen birinin hikayenin baş kahramanı olmasını istemiş.

Senarist Karen Croner da kitabı okumuş ve hikayeden çok etkilenmiş. About a Boy filminin yönetmeninin Paul Weitz olduğunu hatırladıklarındaysa, bu filmi daha iyi çekebilecek başka biri olamayacağına karar vermişler. Konunun Oscar adaylığı bulunan yönetmen Paul Weitz?in de ilgisini çekmesiyle projenin temelleri atılmış.

Senarist Croner, hikayenin içtenliğinden çok etkilendiğini ve hikayeyle en başından itibaren kendini özdeşleştirdiğini söylüyor. Croner?ı bu kitabı okumaya iten en büyük etken ise; hikayenin başkahramanının, hayatı yanlış bir yolda ilerleyen bir kadın oluşuymuş.

Sürece daha sonrasında Tina Fey dahil olmuş. Tina?yı bu hikayeye çeken neden Portia karakteri olmuş. Tina Fey, Portia karakterini geliştirmek için çalışmalarına başlamışken, senarist Croner diğer karakterler için araştırmalarına devam etmiş. Sonuçta bulacakları kişinin birbirinden farklı tarzları oynayıp başarı göstermiş olan biri olması gerektiğine karar verilmiş. Bu noktada Paul Rudd, canlandırdığı değişik karakterlerle akla gelen ilk isim olmuş.

Filmin çekimlerinin bir bölümü Princeton Üniversitesi?nin de işbirliğiyle üniversite kampüsünde gerçekleştirilmiş.

OYUNCULAR HAKKINDA

TINA FEY (Portia Nathan), NBC ile birlikte 7 yıl boyunca 30 Rock isimli tv dizisinde yapımcı, oyuncu ve senarist olarak çalıştı. Büyük başarılar yakalayan bu komedi dizisi 3 yıl üst üste Emmy?den ödüllerle döndü ve Tina Fey bu projeyle adını dünya çapında duyurmayı başardı. 30 Rock projesi dışında 9 yıl boyunca Saturday Night Live?da yazarlık yaptı. 2 kere Time dergisi tarafından en etkili 100 insan listesine girmeyi başardı. Kariyerine daha sonra ?Mean Girl?, ?Baby Mama? gibi filmlerle devam etti.

PAUL RUDD (John Pressman), Kansas Üniversitesi?nde tiyatro okuduktan sonra kariyerine tiyatroyla başladı. Sonrasında beyazperdede çok ses getirmiş birçok komedide başrolde oynadı.

MICHEAL SHEEN (Mark), kendini hem tiyatro sahnesinde hem de beyazperdede kanıtlamayı başarmış bir oyuncu.Tiyatro oyunculuğundan kazanmış olduğu birçok ödülün yanısıra, büyük ses getirmiş olan ?Queen?, ?Frost/Nixon?, ?Midnight In Paris?, ?Twilight Saga?, ?Alice in Wonderland?, ?Tron: Legacy? gibi filmlerde yer aldı.

NAT WOLFF (Jeremiah), 18 yaşında olan genç oyuncu kariyerine hem aktörlük hem de müzisyenlikle devam ediyor.

WALLACE SHAWN (Clarence), Hollywood film sektörünün en ünlü komedyenlerinden biri olan Wallace Shawn, kariyerine 1967 yılında tiyatro oyunu yazarak başladı. Oyuncu aynı zamanda birçok animasyon karakterine sesiyle hayat vermeye devam ediyor.

LILLY TOMLIN (Susannah), bugüne kadar 6 tane Emmy ödülüne layık görüldü. Komedyen olarak tanınan Lilly Tomlin aynı zamanda yazılarıyla ve albüm kayıtlarıyla da kendini kanıtlayarak, Grammy ödülüne layık görüldü.