''Gurmelik; zeki, duyarlı, olgun, dengeli zevkli insanlara mahsus bir özelliktir..

Genelde yemek kültürü yüksek, yeme içme adabına hakim,sadece yemeyi

değil bir nebze mutfak işlerini de bilen kişilere yakıştırılır''diyor kitap...

Kitap böyle diyor demesine ama bizim ekranların gurmelerine hiç mi hiç uymuyor ..

Adam ahkam kesiyor ama iki yumurta kır desen beceremez...

Yemeğe dalışı ve mideye indirişi, seyredenin iştahına limon sıkıyor...

Yediğini anlamıyor, tadını anlatamıyor...

Ekmeği amele gibi koparıyor çömleğe bandırıyor...

Ağzını şapırdata şapırdata hem yiyor, hem konuşuyor...

Çatala bıçağa ne gerek,kaşığı salla gitsin...

Tadı damağında değil boğazında kalıyor izleyenin..

Lezzet durakları ise diyet yapanlar için ideal..

Seyret ama yeme içme!...

Adam lokantanın altını üstüne getiriyor..

Bedavadan program yapıyor..

Ne bulduysa yiyiyor, içiyor hesaplar Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya...

Ne yerin adı var ,ne adresi var ,ne telefonu var..

Reklam olmasın diye karartma..

Yani boş boş izleyeceksin sonra da ya yollara ya Google'a düşeceksin..

Arada bul hangi lokanta olduğunu..

Pes doğrusu bedavadan ye iç reklam parasını vermekten kaç..

Gurmelik bunun neresinde..

Ama her kanalın bir gurmesi var...

Ahçı mısın? Yok...Yamak mısın ? Yok...

Lokanta işlettin mi ?Yok...Yeme-içme konusunda ihtisasın var mı ?Yok..

Çakma gurmelere çakma televizyon programı...

Lezzet ustası ,kapısına İtalyanca tabela çakan bir lokantaya çörekleniyor...

Hemen pizzalara el ense çekiyor...Ye kürküm ye misali...

Mozzarella yok..Prosciutto yok...Bresaola yok..Peperoni yok..

Soslarda şarap yok..Aceto balsamico yok..Masada parmesan bile yok...

Ahçı mengenden, makarnalar bakkaldan...

Ama tabela çok orijinal ''ristorante italiano''...

Oysa İtalyan mutfağı bambaşka bir kültür...

Ne beş çeşit makarnadan ne de üç çeşit pizzadan ibaret...