BİRAZ PAPARAZZİ, BİRAZ KEBAP, BİRAZ AİDS, BİRAZ DA MANTI !...
Prenses Diana'nın ölümden bu yana Paparazziler hep konuşuluyor ve tartışılıyor. Diana'nın ölümünden hep paparazziler sorumlu tutulur.
Bu tartışma hala sıcaklığını korurken Nichole Kidman'ın "Paparazziler'den kaçarken ölmekten korkuyorum" diye açıklama yapması bu konuyu yine gündeme getirdi. İnanın Nichole Kidman'a katılmamak mümkün değil.
İşim gereği hayatım hep yıldızların yanında geçti. Ünlü isimlerin arabalarında çok bulundum. Ve tabii paparazzi takiplerine de çok takıldım. Özellikle de geceleri. Şimdi tabii ki arkadaşlara kızmak söylenmek niyetinde değilim. Ama inanın özellikle de İstanbul trafiğinde bu kovalamaca çok çok tehlikeli oluyor.
Size başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Geçen sene Gökhan Özen ve Deniz Akkaya ile Kadir Gecesi 7 camii dolaşmak için yollara döküldük. Bir basın ordusu önümüzü kesti. Yolda bir kovalama ki sormayın girsin? İnanın yaşadığımızı dehşeti satırlarda dökemem !..
Niyetimiz, sadece camii'ye gidip ibadet etmek ve dua etmekti. Peki neden mi kaçıyorduk arkamızdaki basın ordusundan?..
Biz camiiye girerken peşimizdeki kameralar yüzünden insanlar bize bağırıyor, "Camii'yi bari reklam aracı kullanmayın' diyorlar.
Şimdi bu sözlere mi üzülürsünüz, trafikte atlattığınız ölüm tehlikelerine mi? Yani düşünün insanlar ünlü birini gördükleri zaman onların duyguları olduğunu unutup tamamen reklam yaptıklarını düşündükleri için bir de buradan vurgun yiyorsunuz. Hadi ona da 'Evyallah' diyeceksiniz ama o karıştırdığımız yollar, o kırmızı ışıklarda geçilip kaza atlattığımız durumları hiç saymıyorum bile. Yani inanın bu anlattığım yalnızca tek bir olayla sınırlı değil. .
Bunun gibi çok olay yaşandı gözümün önünde. Kimisinde küçücük sıyrıklarla atlatıldı, kimisinde büyük kazalar. Ve ondan sonraki ruh hallerini hiç söylemiyorum bile. Hem sinir krizleri, hem gözyaşları. Şimdi kim doğru, kim yanlış. Tabii ki bunun muhakemesi değil ama trafik de oyun olmaz diye de bir laf vardır. En ufacık bir dikkatsizlik geriye dönülmeyecek ağır yaralar açabilir.
Paparazzi arkadaşlarının nasıl ruhu, bedeni, duyguları varsa inanın o kovaladıkları insanların da düşünceleri ve duyguları var. İnanın onlarda ağlıyor, inanın onlarda üzülüyor, inanın onların da bir sürü dertleri var. Ve inanın hep reklam peşinde koşmuyorlar (Anlayana)
*******************************
Geçen hafta arkadaşlarımla en sevdiğim kebapçı Venge'ye gittim. 6 senedir tanıdığım sevgili arkadaşım Dilek Terzioğlu ile bol bol sohbet ettim. Levent'te hizmet veren Venge, bu aydan itibaren Venge Plus olarak farklı bir konsept ile Nişantaşı City's ve CapaCity alışveriş merkezlerinde hizmet vermeye devam edecek. Nişantaşı City's Le Select'ten alışmış olduğumuz ve özlediğimiz lezzetlere Le Select'in Aşçısı Remzi Cap ile tekrar bir araya geliyor. Capacity'nin mutfağı Nevzat Onay ve ekibine emanet. Bu arada bir özel tiyo; City's ve Capacity'de hanım servis elemanları tarafından hizmet verilecek. Özel soslu döner dürüm çeşitlerine ağırlık verilecek olan VENGE PLUS'larda salata çeşitleri bol. Venge Plus haftanın 7 günü sabah 10.00 akşam 01.00 arası açık olacakmış. Benden söylemesi. Uğrayın derim..
********************************************************
1 Aralık Dünya AIDS günüydü !.. Bugünün anlamı çok büyük. Gökhan Özen'de bugüne yakışır çok başarılı bir çalışma yaptı. Yani şimdiye kadar yapmadığı bir şeyi yaptı ve soyunup yatağa girdi. Üstelik prezervatiflerle. Hem de çok büyük bir amaç uğruna. AIDS dikkat çekmek için böyle bir proje de yer almayı hiç düşünmeden, gözünü kırpmadan kabul etti. Bravo doğrusu. Ayakta alkışlamak lazım. Biliyorsunuz ülkemizde böyle şeylere hemen 'Reklam' yapıyor denir. Ama hayır. Dünyada birçok ünlü star gözlerini kırpmadan bir amaç uğruna çırılçıplak soyunuyor. Çünkü bu ünlü isimlerin seveni çok. Ve genelde hepsi genç. O gençlerin bilinçlenmesi için bu tür çalışmalar ile dikkat çekmeyi ben çok doğru buluyorum. Gökhan Özen'in bu çalışmasına karalama değil destek gerekli. Çünkü günümüz de herkesi tehdit eden bu AIDS illetine karşı hepimiz duyarlı olmalıyız. Öyle değil mi? Sanatçıları bu tarz duyarlı çalışmalar yapmaya hepimiz destek vermeliyiz. Bravo Gökhan Özen.
*****************************************************
Son günlerde moda evde mantı partileri. Kayseriden tepsi tepsi mantı siparişi veriliyor ve evlerde toplanıp mantılar yapılıp yeniyor. Şahane anlayacağınız. Geçen gün benim evimde bu buluşma yani Kayseri mantısı günü yapıldı. Çok güzel ve keyifliydi. Çatlayana kadar mantı yediğimizi hatırlıyorum. Yakın arkadaşlarım, dostlarım tanıdığınız birçok ünlü isim benim evimde mantı yiyorduk. Tabii mantı sarımsaksız olmaz. Tabii sarımsak da bolca konuluyor. Benden tavsiye sizde en az iki hafta da bir mantı günleri yapın. Hani eskiden altın günleri vardı ya. İnanın çok keyifli oluyor. Hem bir araya gelmiş oluyorsunuz hem de evde çok keyifli zamanlar geçiriyorsunuz. Tabii sonrasında sessiz filmler oynanıyor, sohbetler ediliyor. Çok keyifli. Tıpkı bizim çocukluğumuzdaki gibi. Artık yaşam ve hayat o kadar hızlı akıp gidiyor ki. Özellikle de İstanbul'da yaşam çok hızlı. Çok hızlı ilerliyor. Önemli olan zamanı yakalamak. Zamanı kaliteli ve güzel geçirmek. Size de tavsiye ediyorum. Çok mutlu olacaksınız.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.