''Vücut ve hormonlar çıldırmış olmalı!'' en çok zikredilen cümledir 30'lu yaşlara attığımız ilk adımlarda. Ancak birkaç küçük noktaya dikkat ettikten sonra bu dertler kolaylıkla aşılır.

Nedense tüm kadınlar "30" yaşına girdikten sonra psikolojik olarak bir çöküntü yaşar. Aynalara küser, kendilerini beğenmez, sanki birden yüzlerinde bir sürü kırışık çıkmış olduğunu hissederler...

Peki alt tarafı bir rakam değişikliğinden hayata neden bu kadar küsüyoruz? Olaya iyi yönünden yaklaşalım: artık ilişkilerin nasıl yürüdüğünü özümsemiş, iş hayatında belli bir kariyer edinmiş ayrıca hatırı sayılır bir ayakkabı koleksiyonuna sahip bir kadınsınız!

Ancak yadsınamaz gerçeklerin olduğu da doğrudur. 30'lu yaşlarda ince çizgi halinde olan kırışıklar artık kaz ayağı olarak belirmeye başlar, ergenlik çağında kaldığı düşünülen akne tekrar hayatınıza girer ve bronz ciltten arta kalanlar lekelere dönüşmeye başlar.

Transmed Saç ve Plastik Cerrahi Kliniği Estetisyen Uzmanı Perize Şentürk konu ile ilgili yorumlarda bulundu. "Hormonların majör değişikliklere uğraması 30'lu yaşlarda başlar. Kadın vücudu 20'li yaşların başında doğurma özelliği ile kodlanmıştır. Yaş ilerledikçe bu azalır ancak 30'lu yaşlarda kadın vücudu tekrar hareketlenir. Hormon dengesi tekrar değişir ve daha ağır çalıştığı için daha farklı sonuçlar çıkabiliyor: yoğun saç dökülmesi ve cilt tahrişleri."

30'lu yaşlara daha dinç bir cilt ile girebilmek için bunun temelini 20'li yaşlarda kurmak gerek. Daha az alkol tüketerek, güneşin altında daha az yatarak ve sigarayı bırakarak bu işe başlayabilirsiniz. Selülit, kırışılıklar, lekeler ve incelen saç ile ilgili verilen tavsiyeleri aşağıda okuyabilirsiniz.

Selülitler

Kadınların neredeyse %85'i selülit problemi ile karşı karşıya kalıyor. Gün içerisinde oturarak çalışma, 30'lu yaşlarda kollajen üretimin azalması ve derinin incelmesi selülitlerin daha belirgin bir şekilde görülmesine sebep olur.

Portakal görüntüsünün daha yoğun görülmesinin önüne geçmek için haftada en az 3 kere yürüyüş yapılması tavasiye edilir. Yoyo etkisi yaratan rejimlerden uzak durmakta fayda var. Zira hızlı alıp verilen kilolar kasları deriye bağlayan dokuyu sarkıtır. Sayın Şentürk konu ile ilgili görüşünü şu şekilde aktardı: "Selülit artık çözülemeyecek bir problem değil. Günümüzde Mezoterapi, Kavitasyon ya da LPG gibi invasif olmayan çözümler selülit problemin çözülmesinde bir nebze destek oluyor."

Kırışıklıklar

Güneşe tapanlar ve sigara içenler, artık dur deyin, yoksa göz kenarlarında oluşan kaz ayaklarınızın daha da belirginleşecek.

Cildinizi ve özellikle yüzünüzü her daim güneşten korumaya çalışın. En az koruma fatörü SPF30 olan kremler ve makyaj malzemeleri kullanmaya özen gösterin.

Var olan kırışılıklara Transmed Estetisyen Uzmanı Perize Şentürk tavsiyelerini şu şekilde bildiriyor: "30'lu yaşlarda var olan kırışıklıklara farklı işlemler uygulanabilir. Dermacell uygulamasından çok iyi sonuçlar alıyoruz. Kişinin ihtiyacına göre gerekirse Botoks ya da Kollajen dolgu maddeleri ile destek de yapabiliyoruz. Amaç burada kişinin mimiklerini değiştirmeden mesela gülerken oluşan dinamik kırışıklıkları gidermeden statik kırışılıkların görüntüsünü yumuşatmak."

Lekeler

Hormon yapısının değişimi ile lekeler de yoğun bir şekilde oluşmaya başlar. Hatta yaz aylarında can sıkıcı bir noktaya gelir ve iyice kararır. Çözüm yine koruyuculardan geçer. Koruma faktörü en düşük SPF30 olan ürünler kullanmakta fayda var.

Dermatoloji burada yine imdadımıza yetişiyor. Lekelere karşı açılan savaş kazanılır! Yapılan testlerde birkaç seanslık Dermacell uygulamasında dahi sonuçların kendini belli etmeye başladığı görülmüş.

İncelen saçlar

Saçlarınızı tararken fırçaya takılan saç telleriniz sizi ciddi anlamda üzebilir. Kadın vücudunun hormonal oyunlarına yenilmeyin. Bu süreç bilindik bir durumdur, ancak günlük yaşantıda oluşan stres, vitamin eksikliği yada doğum, saç dökülmesini ve incelmesini hızlandırabilir. 30'lu yaşlardan 40'lı yaşlara geçişte hipertiroid ve polikistik over sendromu gibi daha ciddi sebepler yüzünden de saç incelmesi ve dökülmesi oluşabilir.

Oluşan problemleri en aza indirgemek için bol bol vitamin B, protein ve omega 3 içeren yiyecekler tüketmekte fayda var.