Antalya Film Festivali ülkemizin en önemli sanat olaylarından biri olduğu kadar, gazetecilik mozaiğinde, magazin için de en temel taşlarından biridir?

Film Festivali'nin tanıtımı için TBMM'ne soru önergesi olabilecek kadar büyük bütçeler ayrılır çoğu zaman?

Ve bu amaçla yani festivalde yapılanların, yaşananların,sonuçların halkımıza ulaştırılabilmesi için her yıl gelenek olarak ülkemizin medya kuruluşlarına akreditasyon işlemi uygulanır?

Ve bu yapılırken de, tatil ve "ulufe" yerine gerçekten haber yapacak, orda yaşananları izleyenlerine okurlarına ulaştırabilecek kişiler tercih edilir ya da edilmelidir?

İşte bu yıl da gene İstanbul'dan Antalya'ya onlarca gazeteci götürüldü?

İyi hoş !...

Ne var ki;

Menderes Türel döneminde başlatılan bir uygulama bu yıl yeni yöneticiler tarafından adeta hasır altı edildi ve İnternet medyası açıkça göz göre göre yok sayıldı?

Genel Kurmay Başkanlığı'nın dahi, internet medyasını akredite etmeye başladığı dönemde, büyük bir yükselişte olan internet medyasını görmemek ne Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr. Mustafa Akaydın'a ne gazeteci kökenli sinema eleştirmeni kimliği de olan festival Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar'a ne de kendisi de bir internet sitesi sahibi olan, aynı zamanda Magazin Gazetecileri Derneği eski başkanı ve festivalin basın danışmanlığını yürüten Nurettin Soydan'a yakışmadı?

Sevgili Soydan'ın basın bültenlerini servis ettiği haberlerin "alıcı" bölümünde "@" işaretli kişilerin yarısının da internet medyasında görev alan kişiler olması sizce komik değil mi?

"Medyadan sayıp sizi buraya akredite etmedik ama siz gene de bu haberleri sitelerinizde kullanın" dercesine !.. Elbette kullanırız sevgili Nurettin; sen üzülme, nasılsa bizim üst kimliğimizde "gazeteci" yazıyor?

Konuyla ilgili İnternet Medyası Derneği Genel Başkanı Hadi Özışık'ı da aradığımda, eski Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde internet medyasının davet edildiğini ne var ki, Ayaydın döneminde ne şahsına, ne sitesine, ne de derneğe böyle bir davet gelmediğini söyledi?

Ne diyelim "çağdaş" festivalin, "çağdaş olmayan" yönünü yazmak da bize düştü demek ki!...

Not; Bu arada "kendisi festivale akredite edilmedi diye bu satırları yazıyor" şeklinde hezeyana kapılacak olanlar için, zaten festivalin final tarihlerinde Türkiye'de olmayacağımı, başka bir görev için yurt dışında olacağımı belirterek heveslerini kursaklarında bıraktığım için özür dilerim?

[email protected]