Hulûsi TUNCA
DÖNDÜM İŞTE BURDAYIM!
2 Nisan 2018 – 2 Mayıs 2018.. 15 daha ekle.. İnternet medyasında bir ‘ilk’e imza atarak neredeyse günlük yazılar yazmaya başlayan ben ve sizler; tam 1.5 aydır ayrı düştük..
Oysa ayran da içmedik.. Hatta hiçbir şey içmedik..
Ama ayrı düştük.. Sebep; nazar mazar değil arkadaş, aşırı yorgunluk ve titizlik..
Sırada iki yeni kitabım vardı ki ‘anlaşmalarını yapmadan doktor moktor tanımam’ dedim..
Bunlardan “Bir Hey Masalı” için Doğan Kitap ile mukavelemizi imzaladık.. Ama o imza atılana kadar içerikte ne kadar değişiklik yaptığımı bir Allah bilir bir de ben.. Sonra arka arkaya imza günleri geldi.. Hiçbirine hayır diyemezdim çünkü benim en sevdiğim günlerdi onlar; okurla yüz yüze buluşmaktan güzel bir şey olabilir mi?..
Yazan bilir.. Ben bilirim ben bilirim.. Nur içinde yat sevgili Barış..
Ve bir gece gözümü öyle boşluğa dikmiş, bakıyorum ama görmüyorum.. Aklımdan binbir kare geçiyor.. Meğer müzikal yazıyormuşum..
Evet; “Bir Hey Masalı”nın müzikalini yazmaya başladım.. Gözüm TİM’de yani Türker İnanoğlu’nun muhteşem mekanında.. Ancak orası kaldırır diye düşünüyorum.
Araya bir operasyon sığdırdım. Beni uzun zamandır rahatsız eden fıtıktan kurtulma operasyonu.. Fıtığın kasığımdan ayrılması zor olmadı.. Sabah girdim, akşam üzeri taburcu oldum..
Kalbim.. Sıkıştırıyor ama çaktırmıyorum.. Çünkü bitirmem gereken işler var.. Çok iyi biliyorum ki yattığım anda anjiyo diyecekler.. Eee fıtığın kasığımdaki dikişleri hala üzerimde.. Hani teğel olsa elimde çekip alacağım ama öyle değil işte..
Sonunda kalp krizi geliyorum dedi.. Geldi.. Postacı olmadığı halde kapıyı iki kere çaldı.. Doğruca hastaneye.. Bir anjiyo.. Masada iki kez evet tam iki kez gidip gelmişim, tünelin ucundaki ışığı görmüşüm..
Espriye meraklı arkadaşlar, ‘Tünel’in ucundaki ışık, Galatasaray kapısındaki ışıklardır’ dedi.. Evet Galatasarayım ışık saçtı bu sene; ama bana gözüken ışık o ışık değildi..
Filmlerdeki gibi bembeyaz papatyaların beyaz bir çarşaf gibi örttüğü yemyeşil bir kırda yürüyordum gönlümce.. Oysa o sırada Bakırköy Devlet Hastanesi’nin gencecik ve pırıl pırıl hekimleri beni o kırdan geri almaya çalışıyormuş.. Aldılar da..
Kırın sonuna kadar gitmek için vademiz henüz dolmamış.. Döndüm işte.. Kalp krizi; kapımı çalmaya ne kadar meraklıymış meğer..
Bir kriz daha.. Tekrar masa.. Ve 8 gün yoğun bakım.. ‘Dinleneceksin.. Kafanı hiçbir şeye takmayacaksın..’ dedi Türk hekimler.. Oysa sıkı bir haziran ayı beni bekliyor..
17’si Babalar Günü, 18’i kızımın doğum günü, 24’ü cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri, 27’si benim doğum günüm..
Sonuç; döndüm işte burdayım.. Sizlerle birlikte olmak her şeye değer..
GYY ÖZEL NOTU; Hoş geldin büyük usta!... Lütfen bize bu kadar zor ve atlatması güç şakalar yapma… Biz magazinkolik.com ailesi ve okurları seni çok seviyoruz!... İyi ki varsın; iyi ki bizimlesin…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.