-Sizin bir sırrınızın olması lazım… Eminim herkes çok çalışıyor, sizde çok çalışıyorsunuz ama sizin  mutlaka yaptığınız farklı şeyler vardır? 

“-Yani futbol oynadığım dönemlerde özellikle, kendi hayatımda da hiçbir zaman vazgeçmedim. İnsanın inişleri çıkışları olmuştur her insanın, benimde aynı şekilde inişlerim çıkışlarım oldu. Hayatta her şey var. Tabii ki düşeceksiniz ama kalkmasını bileceksiniz. Ben mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmedim, mücadeleci olmam hiçbir zaman vazgeçmemem en büyük sırrım diyebilirim.”

-Futbolcuğunuzda beraber çalıştığınız hocalardan sizi en çok etkileyen kişiler kimlerdi?

“-Fatih Terim ve Lucescu. İkisinin de kendine has özellikleri vardı. Fatih Hoca tam anlamıyla motivasyonda çok etkiliydi. Oyuncunun hocaya inanması lazım, bu oyuncuyla hoca arasındaki ilişkiyi çok iyi sağlıyordu. Lucescu'da elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanabiliyordu, mütevazı bir kadro da olsa. Şenol hoca da vardı, onunla da milli takımlarda çalıştık. O da çok değerli bir hocamız.”

-Türk futbolcularının en çok zorlandığı şey nedir?

“-Türk futbolcuları olarak demeyelim de, genç oyuncular olarak söylemek istediğim şeyler var. Genç oyuncularımız hiçbir zaman yetinmesinler. Önlerinde kendilerine örnek aldıkları doğru rol modeller bulsunlar. Şimdi doğru rol modellerde azaldı bizim zamanımızda daha şanslıydık. Şimdi baktıklarında kendi takımlarında olmasa bile uluslararası arenada örnek aldıkları bir isim olması lazım. Mesela Ronaldo 36 yaşında paraya şana şöhrete ihtiyacı olmamasına rağmen her zaman her şeyi en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Genç oyuncular biraz cepleri para gördüğü ve belli bir yere geldikleri zaman bunlarla yetinebiliyorlar kendilerini geliştirmek için fiziksel ve mental anlamda her şeyi yapsınlar profesyonel eğitimlerde alsınlar.”

-Büyük takımlar tarafından nasıl keşfedildiniz? 

“-Genç milli takımlarda ben iyi futbolla göz doldurdum. Avrupa şampiyonu oldu takım. Genç milli takımı Avrupa şampiyonluğu yaşadı. Ardından bir dünya kupası oynamaya gitti. Avusturya'ya gittik. Orada oynadığım maçlarla çok göze battım. Göze batınca beni Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş üçü de istedi. 2 sene top oynadım Balıkesirspor’da. İlk önce Fenerbahçe'ye geldim. Ardından İstanbulspor var arada. Biraz geç de olsa 2000 yılında Galatasaray'a geldim.”

-Küçükken hangi takımı tutuyordunuz?

“-Küçükken Galatasaraylıydım. Herkesin gönlünde bir aslan yatar bizimde aslanımız Galatasaray. Ama Fenerbahçe'de de oynadım dediğim gibi Beşiktaş'ta da oynadım. Kimse çıkıp da ‘bu takımın formasını giydin ama hakkını vermedin’ diyemez çünkü sonuna kadar o formayı terlettim hakkını da vermeye çalıştım hatta Fenerbahçe'de oynadığım zaman Galatasaraylı olmama rağmen en iyi maçlarım Galatasaray’a karşı oynadığım maçlardır. "

-En beğendiğiniz yerli ve yabancı futbolcu kimdir?

“-Yerli Çağlar Söğüncü ile Merih Demiral ve Ozan Kabak… O üç futbolcuyu çok beğeniyorum. Çok daha iyi yerlere geleceklerine de inanıyorum. Yabancı futbolcu Türkiye'de çok kaliteli yabancı futbolcu aklıma çok gelmiyor açıkçası yani.. Yerlileri söyledim yabancıları boş ver..”