EN KARADENİZLİ TÜRKÜCÜ; KAMİL SÖNMEZ
Bugün sevgili Karadenizli abim Kamil Sönmez'in beyin kanaması geçirdiğini öğrendim. Hep ziyarete gideyim dedim ama ayaklarim gitmedi bir türlü gidemedim. Onu o halde görmek istemedi gözlerim .
Halbuki onun kocaman yüreğinde benim de minicik bir yerim vardır. Birlikte uzun uzun çalışmıştık Ankara'da.
Bildiğim bütün Karadeniz fıkralarını ve türkülerini ondan dinleyerek öğrendim valla, Size bir iki anımızı anlatayım.
Hani Adapazarı girişinde bir McDonalds köprüsü vardır ya, grubumla beraber çay içmek için orda durduğumuzda karşımızda Kamil Abiyi gördük. Biz Adapazarı'na o da İstanbul'a gidiyordu. 10 dk da 5 tane laz fıkrası anlattı, tatlı sohbeti ve güler yüzüyle içimizi aydınlattı. Üstüne üstlük bir de hesabı ödeyip gitti. Arkasından da önünden de iyi konuşulan biridir Kamil Sönmez...
Sigara içmez içki içmez. Sever,sevilir.çok iyi bir müzisyen ve sahne adamıdır. Aile babasıdır
Ankara'da Süreyya Gazinosu'nda Kamil Sönmez ve Müzeyyen Senar ile çalışıyormuş. Her türkü söyleyen gibi sahneden inmek bilmiyormuş Müzeyyen Senar 'da giyinip beklemekten sıkılmış. Çağırmış yanına "oğlum, son türkünün ismini bari belirleyelim. Ben de ona göre hazır olayım"!.. Anlaşmışlar. İlk türkü "Hekimoğlu", son türkü de "Çekin uşaklar çekin" imiş.
Bir süre problemsiz çalışmışlar. Bir akşam sahneye çıktığında daha ilk türküsünü söylerken yan masadan bir arkadaşı "Ula Kamil, ha bu 'çekin uşakları' söyle de ben gideyim, otobüsüm kalkıyor" demiş. Daha ilk türküde olduğu için ne yapacağını bilemese de kıramıyor arkadaşını ve başlıyor "çekin uşaklar" diye...
Türkünün bitiminde alkışları kabul ederken arkasından bir el sırtına vuruyor. "İn ulan eşeoğlu eşek. Bu türkü son değil miydi?"
Kös kös sahneden inen Kamil Sönmez sahneyi Müzeyyen Senar 'a bırakmış.Ve 2 türküyle tarihinin en kısa programını yapmış.
Güleryüzün hiç solmasin. Hepimiz sağlığına duacıyız Kamil Abicim.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.