Türk Pop Müzik dünyasına 'gazeteci' olarak 35 yıl hizmet etmiş, bu işin 'kitabını yazmış' biri olarak 'Ersen ve Dadaşlar Efsanesi Geri Döndü' başlıklı haber benim için gerçekten önemli ve heyecan vericiydi..

Haber, tam iki yıl çalıştığım Hürriyet'in Kelebek ekinde sevdiğim bir kardeşimin imzasıyla çıktı..

Bir solukta okumaya başladım..

Ama daha üçüncü satırda..

Ersen, 5 unutulmaz şarkısını 'Best of Ersen-Dadaşlar' adı altında albüm yapacağını söylüyor, muhabir kardeşim de bu şarkıları şöyle sıralıyordu:

1-Aman Tertip 2- Kozan Dağı 3- Ayrılık 4- Yoksulluk 5- Ölüm 6- Dostlar Beni Hatırlasın..

Ersen 5 demiş, kardeşim 6 şarkı adı vermiş.. Ben şimdi doğrusunu yazayım:

1-Aman Tertip 2- Kozan Dağı 3- Bir Ayrılık Bir Yoksulluk Bir Ölüm 4- Dostlar Beni Hatırlasın..

Eee; bu kez de oldu 4.. Bir şarkı eksik..

Habere devam!

Ersen diyor ki;

"Moğollar 'Garip Babam' adlı plaklarını yapıyorlardı. Ben de onlara katıldım.."

Mahabir kardeşim hiç kusura bakmasın ama Ersen'i böyle dediğini hiç sanmıyorum! Sözü edilen plak 'Garip Babam' değil 'Garip Çoban'.. Moğollar'ın 1970 tarihli 45'lik plakları. Arka yüzünde de 'Berkay Oyun Havası' adlı enstrümantal bir Cahit Berkay bestesi bulunuyordu.

Moğollar'ın müzik kariyerlerinin '4. Dönemi'ne rastlayan o günlerde kadro şu müzik adamlarından oluşuyordu:

Cahit Berkay: Gitar, Bağlama, Çöğür, Keman, İklığ, Yaylı Tambur Engin Yörükoğlu: Bateri, Davul, Darbuka, Def, Kaşık, Klaves Ersen Dinleten: Solist, Elektrokeman, Kemençe Murat Ses: Armonika, Klavye Taner Öngür: Bass Gitar, Akustik Gitar..

VERGİ MEMURLARINDAN ÇEKECEĞİ VAR!

Yukarıda 'asparagas' değil, 'bilgi eksikliği' ve 'sanatçının anlattıklarını iyi dinlememekten' kaynaklanan hatalar vardı.. Pop Müzik adına düzeltmek istedim!

Şimdi gelelim; 'asparagas'ın kralına..

Konum; Demet Akalın.. Yazacaklarımı okuduktan sonra "Demet'in avukatı mısın?" diyenleriniz çıkacaktır! Hemen belirteyim, Demet Hanım'la değil konuşmak bugüne kadar yüzyüze gelmişliğim bile yoktur..

Ama yapılan haksızlık karşısında dayanamadım!

Efendim; Posta Gazetesi'ndeki magazinci arkadaşlar Demet Akalın'ın yaz sezonu boyunca 100 konser verip, konser başına 35 bin YTL aldığını, toplam olarak da cebine 3.5 milyon YTL [eski hesapla 3.5 trilyon TL] girdiğini yazmışlar..

Girmiş.. Hem de fena girmiş.. Ama Demet Hanım'ın cebine değil, Maliyeciler'in gözüne!

Kızcağız çıktı bas bas bağırdı "N'apıyorsunuz? Beni Maliyeciler'le düşman mı edeceksiniz? 100 konsere can mı dayanır?.. Nerede bu para?.."

Kız bu açıklamasını yapmış, üzerinden 3-5 gün geçmiş ve Hürriyet'in değerli ekonomi yazarı Şükrü Kızılot, bu açıklamayı görmediği için Posta'nın haberini aynen kullandıktan sonra sormuş:

"Bakalım önümüzdeki mart ayıda vergiler ödenirken, 2007'deki yaz bereketi, Maliye açısından mart bereketine dönüşecek mi?.."

Sayın Şükrü Kızılot, 'para' dünyasında sözüne en çok güvenilen birkaç isimden biri. Bu nedenle, Maliyeciler'in Kızılot'un bu açıklamasını dikkata alacağı ve de mart ayında Demet'in peşine düşeceği kesin..

Ben Demet Hanım'ın yerinde olsam; açıklama yaptığı gazete kupürüyle birlikte bu yazının da bir çıkışını alır, mart ayında mahkemeye sunarım..

Öyle ya.. Maliye 'Ver' diyecek, Demet Hanım, 'Kazandık da vermedim mi? diyecek.. Sonunda iş mahkemeye kadar gidecek.. Benim nacizane görüşüm..

Allah Demet Akalın'a kolaylık versin..

VE KOCAMAN BİR TEŞEKKÜR..

Sevgili Nurcan Sabur'un kısa sürede 'tiryakilik' yaratan sitesi Magazinkolik'teki ilk yazımın ardından çok sayıda kutlama mesajı aldım..

Bunlardan biri var ki.. Sevgili Pınar Altınoklar'dan geliyordu.. Türk Müziği'ni hakkını vererek okuyan, emeğe böylesine saygılı, hanımefendi bir sanatçıdan aldığım mektup gerçekten müthişti..

Aman Allahım o ne güzel Türkçe, o ne güzel anlatım.. Müzik dünyasında iki satırı değil, iki kelimeyi yan yana koyamayanların çığ gibi arttığı günümüzde Pınar Hanım'ın kaleminden dökülen satırlar, içilesi bir şurup gibiydi..

İşte bu mektubu 'sanatçıyım' diye geçinenler ve de 'gazeteciyim' diyen sevgili kardeşlerim de okuyabilsin diye sevgili Pınar Altınok'un izniyle aşağıya alıyorum..

Öyle ya Cumhuriyet Gazetesi'nde bile hâlâ 'dahi' anlamına gelen 'de' ve 'da' eklerini ayıramayanlar olduğu sürece..

İşte o mektup;

+ + +

Efendim Merhabalar...

Ben, Pınar ALTINOK...Bildiğiniz gibi Türk Sanat Müziği ses sanatçısıyım...

Yazınızı okuyunca size yazmak istedim... Öncelikle yeni köşeniz hayırlı uğurlu olsun efendim... Sevgili Nurcan Sabur, çok severim, mesaj atmış, magazinkolik yeni site bir bak bakalım Pınar'cığım diye, sağolsun... O vesile ile gördüm sizi ve yazınızı da bir solukta okudum... Mükemmeldi... E sizin gibi çok kıymetli bir üstadın kaleminden çıkan yazı da ancak böyle olur... Orhan Boran ile ilgili anılarınız olsun, yarışmaların içindeki dialoglar olsun, insan gülmekten kendini alamıyor, okumaya doyamıyor... Yüreğinize sağlık... Zaten zamanımızda en çok ihtiyacımız olan şey de birazcık gülebilmek değil mi efendim... Sağolunuz...

Bendeniz de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum...O anlamda da çok mutlu oldum... (Aynı bölümde masterimi ve doktoramı yaptım... Doktoradan 2003 mezunuyum) Malumunuz üzere bizim piyasada da sizin basın camiasında da okumuş insan pek çoktur...))) Bu da bizim ortak noktalarımızdan biri olmuş, ekonomi tahsili... (Ancak, siz basın mensubu olarak, ben de sanat hayatına atılarak farklı konuları meslek edinmişiz ki bu bile ortak bir nokta...)))

İşte zaten kaleminizdeki ve üslubunuzdaki o ince zeka, her satırda göze çarpıyor...

Her yazınızı hasretle bekleyeceğim... O incelikli kaleminizi her bir bölümde daha da çok özleyeceğim...

Bütün kıymetli okuyucularınız da mutlaka benimle aynı duygular içerisindedir...

Muhterem Üstadım !

Hayırlı uğurlu olsun dileklerimi bir kez daha sunarken, mübarek Miraç Kandiliniz'in de hayırlara vesile olmasını diliyorum...

Sağlıkla ve mutlulukla kalınız...

Sevgi ve Saygılarımla

PINAR ALTINOK

+ + +

Sevgili Pınar Hanım'a bir kez daha tüm 'sahici' sevgilerimi ve teşekkürlerimi gönderiyor, hepinize sağlık, sevgi ve mutluluk dolu bir hafta diliyorum..

[email protected]