Gönül Dağı... DİLEK BABASINA KAVUŞUYOR!
TRT1'in ekrana geldiği günden bu yana gönüllerde taht kuran ve izleyicilerin ilgi odağı olan dizisi Gönül Dağı, 24 Nisan Cumartesi akşamı saat 20.00’de 25. bölümüyle ekranlara geliyor…
Sapsarı toprakların, yıllarca dile gelen efsanelerin, unutulmaz aşkların hikayesi Gönül Dağı’nın 24 Nisan Cumartesi akşamı saat 20.00’de yayınlanacak olan yeni bölümünde neler olacak;
Dilek sonunda Gönül Dağı’nda babasıyla görüşür.
Bu görüşmeyle babasının yaşadığı yeri öğrenen Dilek, annesini de oraya götürmek ister.
Gülsüm öğretmen yıllar sonra, öldü bildiği kocasını görmeye gidecek midir?
Mahkemenin atadığı heyet, çocukların yaşam alanlarını incelemek ve çocuklarla görüşmek için Zahide’nin evine gelecektir.
Taner ve amcaoğulları duruma el atar ve heyet gelene kadar çocukların yaşam alanlarını baştan aşağı düzenlerler.
Öte tarafta sabıka kaydı haberiyle sarsılan Zahide ve Sefer bir çözüm arayışındadır.
Sefer’in yıllar önce genç bir çocuğun geleceğini kurtarmak için işlediği bir suçu üstlenmiş olması velayet davasının seyrini değiştirmiştir. Sefer’in alacağı karar ne olacaktır?
Gönül Dağı’nda Dilek’in babası, Gülsüm öğretmenin (Ulviye Karaca) kocası Ali’yi canlandıran Ergun Kuyucu, daha ilk bölümde seyircinin kalbini kazanmış bir dizide yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
“GÖNÜL DAĞI, GERÇEK OLAYLARI ANLATIYOR… ENTRİKALAR, LÜKS, ŞATAFAT, ŞİDDET YOK DİZİDE…”
Gönül Dağı’nın naif bir Orta Anadolu hikayesi olduğunu belirten Kuyucu, “Bugüne kadar Karadeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu’dan pek çok hikaye seyrettik.
Orta Anadolu’ya çok fazla yer verilmedi. Sanıyorum orada bir boşluk vardı işte Gönül Dağı orayı doldurdu.
Ayrıca dizi gerçek olayları anlatıyor, entrikalar, köşkler, lüks, şatafat, şiddet içermiyor.
Daha gerçek konular anlatılıyor. Bu yüzden seyircinin ihtiyacını karşıladı, ilgisini çekti.” diyor.
“İNSANIN BİR ÖLÜ GİBİ YAŞAMASI, YAŞARKEN CEHENNEMİ HİSSETMEK GİBİ BİRŞEYDİR…”
Dizide canlandırdığı Ali’nin genç yaşta mutlu bir yuva kurmuş, saf, temiz, idealist bir Anadolu çocuğu olduğunu ifade eden Ergun Kuyucu, Ali’yi şöyle anlatıyor:
“Ali gençliğinin ve saflığının getirdiği heyecanla bir iki adım atıyor ve bu ona çok pahalıya mal oluyor.
Yuvasından kopmak zorunda kalıyor, bir ölü gibi yaşamak zorunda kalıyor.
Acılarla geçen bir hayat sürüyor… İnsanın sevdiklerini yok sayarak bir ölü gibi yaşaması herhalde yaşarken cehennemi hissetmek gibi birşeydir…
Çok büyük acıdır, kelimelerle tarif edilemez. Ali sevdikleri için onlardan vazgeçmeyi öğreniyor.
Gerçek hayata dönebilir mi? Her insan ikinci şansı hak eder ve bulur. Bundan sonrasını birlikte izleyip göreceğiz… “
“SİVRİHİSAR’A BAYILDIM…”
Ergun Kuyucu, “Bir diziye sonradan katılmanın zorluklarını yaşadınız mı?” sorusuna ise şu karşılığı veriyor:
“Başlamış, tutmuş bir diziye başlamak daha kolay, çünkü bilinmezler çok az.
Çok daha rahat bir çalışma oluyor. Ne yapacağınıza karar verip projeye dahil olabiliyorsunuz.
Zaten set de çok güzel karşıladı beni sağolsunlar. Çektiğimiz ilk hafta bir önceki dizimin final haftasıyla çakıştığı için Eskişehir-İstanbul arasında mekik dokudum ve gerçekten çok yoruldum.
Gönül Dağı’nda Fadime karakterini canlandıran Cemre Melis Çınar ile yine Eskişehir’de bir sinema filmi çekmiştik.
Onunla tekrar çalışmak benim için büyük keyif. Sivrihisar’a da bayıldım. Ben Sivas Gemerek’liyim.
Sivrihisar da çok güzel bozkır ilçesi. Özellikle eski Sivrihisar, tarihi eserlerin, parkın olduğu yer vb. çok güzel. İnsanlar da harika, dizide çalışanları çok iyi karşılamışlar. Bu dizide çalışmaktan dolayı çok mutluyum…”
“HALK DANSLARI EKİBİMİZ, POLONYA’DA DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU”
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu olan Ergun Kuyucu, mektepli değil, alaylı bir oyuncu olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Üniversiteyi bitirdikten sonra 4 sene Londra’da yaşadım.
Döndükten sonra babamın emekli olup yaşadığı Göçek’te 5 yıl turizm sektöründe faaliyet gösterdim.
Ardından İstanbul’a gelip bir ortağımla Amerika’ya doğal taş ihraç ettik.
Daha sonra oyunculuğa başladım. Birçok dizide ve sinema filminde rol aldım.
Müziği severim. 20’li yaşlarımda halk danslarıyla uzun süre uğraştım. Hatta ekibimiz, Polonya’da dünya şampiyonu olmuştu…”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.