Jive Aces... İLK KEZ TÜRKİYE'DE!..

Jive Aces... İLK KEZ TÜRKİYE'DE!..

Yüksek enerjili müzikleri, parlak kostümleri, coşkulu performansları, karşı konulmaz mizah anlayışlarıyla The Jive Aces Türkiye’de ilk kez İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sürdüren Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR), müziğin farklı tarzlarından oluşan konser programlarıyla sanatseverleri ağırlamaya devam ediyor. 

Yüksek enerjili müzikleri, parlak kostümleri, coşkulu performansları, karşı konulmaz mizah anlayışlarıyla The Jive Aces Türkiye’de ilk kez İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak.

11 Nisan’da gerçekleşecek konserde dinleyiciler, 1940’lı yıllara zaman yolculuğuna çıkacak. Bu retro yolculukta The Jive Aces’a, saksofonda Lottie B., akordiyonda Grazia Bevilacqua, solist olarak ise, Amy Baker eşlik edecek. 

The Jive Aces With Amy Baker Featuring Grazia Bevilacqua & Lottie B. / 11 Nisan Çarşamba / 20.00 / İBB Cemal Reşit Rey Konser Salonu 

Birleşik Krallık’ın En Başarılı “Jive ve Swing” Grubu 

The Jive Aces, 1989’da 6 sanatçı tarafından kurulmuş bir swing - jive grubu. İsmini BBC programları yoluyla duyuran İngiliz patentli grup, özellikle hareketli tarzı, dansları ve renkli klipleriyle dikkat çekiyor.  

The Jive Aces, Haziran 2015’te Birleşik Krallık’ın en iyi jive ve swing grubu olarak adlandırıldı. Grup, 20. yüzyılın en popüler caz hareketi olarak ortaya çıkan “swing” ile; salon dansı olarak da bilinen Latin Amerikan dansı “jive”ın birleşmesiyle oluşan bir performans sergiliyor.

30 yıla yaklaşan müzik serüveninde, jive ve swing'in eşsiz karışımıyla izleyenlerine mutluluk aşılayan Jive Aces, hayır faaliyetlerinde gönüllü olarak sahne alıyor. 

Buckingham Sarayı da dâhil tüm Avrupa’da konserler veren Jive Aces, John Travolta, Van Morrison gibi isimlerle de aynı sahneyi paylaştı. 

Clark Gable’den Esinlendi, Frank Sinatra’yı Anımsatıyor

Grubun lokomotifi Ian Clarkson, havalı şarkı söyleme tarzı, trompetle kurduğu sıcaklık ve  ukulele ile sergilediği performansla oldukça dikkat çekiyor.

Tüm bunlara Clarkson’ın kendine has dans figürleri de eklenince, izleyiciler Frank Sinatra ve Dean Martin’i anımsatan bir performansla karşı karşıya kalıyor. 

İzlediği Errol Flynn ve Clark Gable filmleri sebebiyle 1940’lara ve 50'lere hayranlıkla büyüyen Clarkson’ın bu ilgisi, ilerleyen yıllarda grubun markası olacak, onlara ticari başarı da getirecektir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.