Usta oyuncu Kadir İnanır, 40 yıllık sanat yaşamını şu sözlerle özetledi: Toplumun siyasal, ekonomik ve sosyal gelişimini filmlerimde görebilirsiniz. 40 yıl boyunca izlenirliği azalmayan, sürekli mesleğini birinci derecede yapan bir sanatçı olarak kendimle iftihar ediyorum

Geride bıraktığı 40 yıl içinde kendi kimliğinde de farklılıklar gözlemlediğini anlatan İnanır, "40 yılda Türk Sineması'nın gelişimine tanıklık ettim. Söylemlerim, yaşam biçimim, hayata bakışım değişti'' diye konuştu.

180 FİLM, 10 DİZİ YAPTIM

Sanat yaşamının, 'dramatik parabole oturtulmuş halkalar' gibi sürekli yenilendiğine dikkat çeken İnanır, şöyle devam etti: "Toplumdaki siyasal, ekonomik, sosyal gelişimi, benim filmlerimde de görebilirsiniz. Anadolu'dan gelmiş bir çocuk olarak, büyük şehirde tutunurken, işimde başarılı olmak isterken bir kavga verdim. 40 yıl boyunca izlenirliği hiç azalmayan, sürekli mesleğini birinci derecede yapan bir sanatçı olarak kendimle iftihar ediyorum. Benim filmografim, Türk Sineması'nın 40 yıllık kronolojisidir. 180 sinema filmi ve 10 dizide rol aldım. Çok mutluyum.''

FİLM MALİYETLERİ AĞIR

Sinema filmi çekmenin, eskiden olduğu gibi günümüz koşullarında da zor olduğunu savunan ünlü oyuncu, Türk ekonomisinin geçirdiği sıkıntılar göz önüne alındığında, sinema filmlerinin maliyetinin ne denli ağır bir yük olduğunun anlaşılacağını belirtti. Usta oyuncu "Ortalama bir film yapmanın maliyeti, en kötü şartlarda net 1 milyon dolar. Böylesi ekonomik kıskaca girmiş bir ülkede, 1 milyon doları olan adam, o parayı maceraya atmak istemez" dedi.

KAHRAMAN SİNEMACILAR

Sinema sektörünün sıkıntıda olduğunu ancak buna rağmen pek çok filmin vizyona girdiğini belirten İnanır, "Böylesi bir ekonomik ortamda sinema filmi çekenler, benim gözümde birer kahraman. İstisnasız, ben onları sıralamam, sınıflamam, hepsini beğenirim. Çünkü bu anlatmak istediğim şartlarda sinema filmi yapmaya soyunmuş insanlar gerçek bir kahraman olmalılar. Onların bir büyükleri, bir ağabeyleri, 40 yıllık deneyim sahibi biri olarak, onları alkışlıyorum" dedi.

ARŞİVİMİ PAYLAŞACAĞIM

Bu sıralar bir sinema filmi teklifi üzerine görüşmeler yapacağını, ancak gönlünün arşivini yayına hazırlamakta olduğunu belirten İnanır şöyle devam etti: "Geniş ve çok güçlü bir arşivim var, onu düzenlemeye başlayacağım. Afişler, fotoğraflar, kamera arkası fotoğrafları, çeşitli yazılar ve anılardan oluşan büyük bir arşiv. Arşivimin, bir kitaba ya da belgesel filme dönüşmesi için çalışacağım. Sonra da uzman bir belgesel grubuna ya da uzman bir yazar grubuna teslim edeceğim. Zamanımı, onları toparlayarak geçirmek istiyorum. İnanır, yaşı itibariyle çeşitli sağlık sorunları bulunduğunu, ancak Jülide Kural'ın kendisiyle 'doktora ihtiyaç duymayacak kadar iyi ilgilendiğini' sözlerine ekledi.

YAZ SONU ÇOK YOĞUN

Yaz sonrası, yoğun bir çalışma temposunun kendisini beklediğini anlatan İnanır, yıl sonuna kadar zamanını çeşitli projelere hazırlık yaparak değerlendireceğini de belirtti. 2010 yılına kadar herhangi bir projede yer almak istemediğini söyleyen İnanır, ''Bu yapının beni bırakacağını sanmıyorum. Beni kandıracak, çalışmaya itecek projelerde yer alacağım'' dedi.

Kadir İnanır'ın tiyatrocu sevgilisi Kural bir dizide ve bir sinema filminde rol alacağını açıkladı. Kural, ''Ümmü Burhan'ın yönetiminde, çok iyi bir oyuncu kadrosundan kurulu bir dizi projesi başlayacak. Edebi niteliği olabilecek yapıda bir senaryomuz var. Önemli bir kadro kuruldu. Ayrıca yakında vizyona girecek 'Kanımdaki Barut' isimli sinema filminde rol aldım. Haluk Piyes'in ilk sinema filmi. Dizi, tiyatro ve sinema filmiyle bu kış benim için çok yoğun geçecek'' dedi.

DİZİ SETİNDE TANIŞTIK

Kadir İnanır ile bir dizi setinde tanıştıklarını ifade eden Kural, "İnanır'la sizi birlikte aynı yapımda görebilecek miyiz?" sorusu üzerine; ''Birlikte bir sinema filminde rol alabiliriz ama televizyon dizisi düşünmüyoruz. Televizyonda çok cazibesi olan bir şeyin olması lazım. Çünkü dizi çekmek çok zor. 20 saat çalışmak zorunda kalıyoruz. Aylar hatta yıllar sürebiliyor. Bu kadar yoğun bir ortamı tercih etmeyiz. Ama bir sinema filmi olursa elbette düşünürüz. Çünkü sinema filmi birkaç ay içinde bitiyor. Birlikte rol alabileceğimiz teklifler de geliyor. Ancak şu anda televizyon dizisi düşünmüyoruz'' dedi.

Kadir İnanır, 1973 yılında Gülşen Bubikoğlu ile başrolleri paylaştığı 'Yaban' filminin çekildiği Garip Adası'nı da tatili sırasında ziyaret ettiğini anlattı. Adaya ayak bastığı anda nefesinin tutulduğunu ifade eden İnanır, ''Reenkarnasyonun varlığı tartışma konusu. Ben inanmıyorum böyle bir şeye. Ama insanın bir anda 37 yıl geriye gitmesi farklı bir duygu'' dedi. 'Yaban' filminde görev alan isimlerin çoğunun yaşamını yitirdiğini ifade eden İnanır, şöyle konuştu: ''Benim aklımda kalan detaylarıyla ada, hakikaten garip bir adaydı. Bitki dokusu çok azdı, kumsalı fazlaydı. Küçük bir kulübesi olan terk edilmiş bir adaydı. Halen de öyle. 37 yıl sonra tekrar gittiğimde, ağaçların büyüdüğünü, kumsal alanının azaldığını, coğrafi dokunun müthiş bir erozyona uğradığını gördüm. O zaman, 23 yaşında bir gençken yaşadıklarımla, şimdiki yaşım arasında o duygu yoğunluğu içinde müthiş şaşkınlık yaşadım. Bunu bence hiçbir oyuncu yaşamamıştır."