`KOCA MUSTAFA KEMAL'İ YEDİN YİNE DOYMADIN MI?'
9 yıl.. 9 koca yıl.. 9 çarpı 365 eşittir; 3 bin 285 gün olmuş tamı tamına Cem Baba, bizleri bırakıp gideli.. Oysa daha dün gibi.. Anılar.. Bitmez tükenmez.. Kitaplara sığmaz.. Hangisini anlatmalı ki?.. Birini atlarsak öteki alınır!
Ama biz var ya biz; Cem Karaca'yı bile delirtmiş bir milletiz.. Öylesine delirtmişiz ki; adam oturup üzerine bir de söz yazıp beste yapmış.. 1976'nın Mart'ı.. Tam 37 yıl önce.. Ortalık 'Beni Siz Delirttiniz' şarkısıyla çalkalanıyor.. Ben de ne yapıyorum?..
Cem Baba'nın Bakırköy Tayyareci Sadık Sokak'taki evinin yolunu tutuyorum bilmem kaçıncı kez.. Mayasında tiyatroculuk da olan Cem Karaca, çok geçmeden 'delirmiş' bir görüntüde çıkıyor karşımıza..
Önce fotoğraflarını çekiyoruz ki; ertesi hafta HEY'e kapak oluyor.. Sonra da oturup bir güzel röportajımı yapıyorum.. Bu röportajı geçen yıl bu tarihte magazinkolik.com'da okumuştunuz..
Şimdi de HEY dergisinde yayınlanan ilk imzalı yazım, Cem Karaca- Moğollar konserini size aktarmak istiyorum. Elbette ki HEY'in sararmaya başlayan sayfaları arasından..
Sizlere keyifli okumalar dilerken.. Cem Baba'yı da hasret, özlem ve saygıyla bir kez daha anıyorum.. Işıklar içinde uyu 'Baba'..
Cem Karaca-Moğollar, Fitaş konserinde fırtına gibi esti!
Türkiye'de 1972 yılına damgasını vuran müzik olayı neydi? HEY'in okurları arasında yaptığı dev araştırmasından çıkan sonuca göre; Cem Karaca'dan ayrılan Kardaşlar'ın Ersen'le, Ersen'den ayrılan Moğollar'ın da Cem Karaca ile birleşmeleriydi!
Müzik dünyasında bir anda ortaya iki iddialı topluluk çıkmıştı: Cem Karaca ve Moğollar ile Ersen ve Kardaşlar... Bu iki gruptan Ersen-Kardaşlar, Milliyet'ten gelen teklifi kabul etti. Ve gazetenin müzik dünyasına sayısız 'sanatçı' armağan ettiği Türkiye Liselerarası Müzik Yarışması'nın 'konuk grubu' olarak 13 şehirdeki elemelerinde sahneye çıktı.
Gelelim ikinci gruba;
Cem Karaca-Moğollar önce Ankaralı müzikseverlerin karşısında başarılı bir sınav verdi. Sıradaki durakları İstanbul'da Fitaş Sineması'ydı... Buyurun birlikte seyredelim şu muhteşem konseri!
+ + +
Yeni mevsimle beraber HEY'in geleneksel konserleri de başladı. Yaptığı her plâkla, bir öncekinin ötesine geçen Cem Karaca ile geçtiğimiz yıl Türkiye'nin en iyi grubu seçilen Moğollar'ın birleşme kararı aldıktan sonra İstanbul'da verecekleri ilk konser kuşkusuz her yönüyle büyük bir önem taşıyordu.
Nitekim bu iki 'dev'in birleşmesinden alacakları sonucu merakla bekleyen İstanbullu müzikseverler, konserin ön saflarında kendilerine birer yer bulabilmek için sabahın erken saatlerinden itibaren Fitaş sinemasının önünde büyük kuyruklar oluşturmuşlardı.
Saatler 16.45'i gösterirken Yazı İşleri Müdürümüz Yener Süsoy, konserin açılış konuşmasını yaptı ve Cem Karaca- Moğollar'ı sahneye davet etti. Salon alkıştan inliyordu. 24 saat önce Ankaralı müzikseverlerin huzurunda başarılı bir konsere imzasını atan Cem Karaca- Moğollar, HEY'in bu konserine yetişebilmek için uçağa atladıkları gibi soluğu İstanbul'da almışlardı.
Ancak; bu önemli konser öncesi Cem Karaca'yı bekleyen talihsiz bir durum vardı! Soğuk algınlığına yakalanan ünlü şarkıcı, 40 derece ateşle yanıyordu! Ama gösteri beklemezdi! Hele ki Cem hiç beklemezdi. Öylesine heyecanlı ve azimliydi ki "Ayakta duramasam bile koltuk değnekleriyle çıkar yine de bu konseri veririm" diyordu doktorlara meydan okurcasına!
Önce Pop Müzik akımının Türkiye'de doğuşu ve gelişimi konusunda bir ön bilgi verdi Cem Karaca. Örnek olarak da 'Blue Suede Shoes', 'Her Yerde Kar Var' ve 'Kara Tren'den birer bölüm sundu Moğollar'ın eşliğinde.
Ve ardından en çok sevilen türkülerinden 'Emrah'ı söylemeye başladı. Türkü bittiğinde, salonu dolduran yüzlerce genç, karşılarında 'sahici müzisyenler' bulmanın mutluluğu içinde devleri ayakta alkışlıyordu.
Bitmek bilmeyen sevgi gösterileri arasında Moğollar'ın 'beyin'lerinden Cahit Berkay, gitarını bırakıp, bağlamasını kucakladı. Ve Anadolu'nun bağrından kopup gelen ezgileri sazının tellerinde dile getirmeye başladı. Ve hemen ardından Cem Karaca, 'Dadaloğlu'na girdi.
Türkünün ilk dörtlüğünü söyledikten sonra mikrofonu bırakıp şöyle devam etti: 'Arap atlar yakın eder ırağı...' Devlerin sıradaki türküsü daha önce Esin Afşar'dan dinlediğimiz 'Drama Köprüsü'ydü.. Bu türküde, klâsını konuşturan Cahit Berkay adeta "Bu saz işte böyle çalınır arkadaş.." diyordu.
Türkü bitti! Mikrofonu bırakan Cem Karaca, bağlamayı aldı. Bir sandalyeye oturdu ve arkadaşlarını sundu: 'Davulda Ayzer Danga? Bas gitarda Taner Öngür... Ve solo gitarda Cahit Berkay..'
Sıra gelmişti Aşık Mahzuni Şerif'ten 'İhtiyar Oldum' adlı türküye. Anadolu ezgileri, Batı Müziği'yle ne kadar bağdaşırsa Cem Karaca- Moğollar o kadar bağdaştırmıştı işte... Önceki türkülerinde 10 numara olan grup yine 10 numaraydı.
Belli ki yine bir sürpriz geliyordu! Cahit; penasını bırakıp keman yayını aldı. Taner de bas gitarının üzerine bir İspanyol gitar koyup öyle başladı çalmaya. Seslendirdikleri türkü 'Deniz Üstü Köpürür'dü... Parça bittiğinde Fitaş yine alkıştan inliyordu!
Moğollar, Bodrum dolaylarından derledikleri 'Çökertme'yi dinletmeden önce, şarkıcıları Cem Karaca, türkünün efsanesini anlatmaya koyuldu:
'Bodrum'da Halil Efe adında deli dolu bir yiğit yaşarmış. Gülsüm adında da güzeller güzeli bir sevdiceği.. Halil Efe'yi bir türlü sevemeyen Kaymakam, adamlarını üzerine salmış.
Gülsüm'ünü alan Halil Efe, vurmuş dağlara. Günlerce aç-susuz dolaşmışlar. Ve yakalanıp kasabaya getirilmişler...'
Sonra da sevilen türküyü yorumladı!
Türkünün bitiminde mikrofonu yeniden alan Cem Karaca'nın bıyık altında gülmesinden yine bir muziplik yapacağı hemen anlaşılıyordu. Şöyle dedi: 'Biz sahneye çıkmadan önce büfeci arkadaş geldi. 'Benim de çok sevdiğim bir türkü var. Onun her duyduğumda işlerim açılıyor. Söyler misiniz?' dedi. Ben de 'Neymiş o türkü?' dediğimde şu cevabı aldım: '15 DAKİKA ARA..'
Konserin ikinci yarısı Elâzığ dolaylarından 'Edalı Gelin'le başladı. Türkünün bir yerinde Ayzer Danga'nın sihirli bagetlerinden dinlediğimiz 7 dakikalık davul solo, müzikseverleri mest etmeye yetmiş de artmıştı bile... Solo esnasında Ayzer'i Iron Butterfly'ın davulcusuna benzetenler çoğunluktaydı!
Türkünün bitiminde sahneye gelen bir delikanlı, Cem Karaca'ya kocaman bir sepette adeta bir çiçek bahçesi sundu. Gönderen Kardaşlar'dan Ünol Büyükgönenç'ti ve eski arkadaşlarına başarılar diliyordu. Ünol'un jesti de uzun uzun alkışlandı. Sırada Moğollar'ın bestesi 'Alageyik Destanı' vardı. 8 dakika süren parça bittikten sonra Cem Karaca, bu 'eseri' yakın bir gelecekte 'müzikal' olarak sunmayı düşündüklerini açıklıyordu.
Konserin sonu yavaş yavaş yaklaşıyordu. Sıradaki türkünün adı 'Obur Dünya' idi! Türkünün sözlerinde ufak tefek değişiklikler yapan Cem Karaca, 'Koca Mustafa Kemal'i yedin yine doymadın mı?' derken, bütün salon ayağa kalkmış, hem Cem Karaca ve Moğollar'ı hem de 'Yılın Türküsü' olmaya aday 'Obur Dünya'yı alkışlıyordu!
Alkışların ardından Cem Karaca yine aldı sazı eline söyledi bakalım neler söyledi:
"Sevgili müzikseverler! Şimdi de sizlere hediye bir türkümüz var. Ancak bu türküyü hep birlikte söyleyeceğiz..."
Sonra salona indi, seyircilerin arasına karıştı ve.. 'Dalına da vur... Mıhına da vur... Şu dünyanın çarkına vur...'
Gençler türkü dinlemenin tadına varıyor, gençler birlik olmuş halay çekiyordu. Fitaş, salonu sıradaki 'ecnebi filme' terk etmeye hazırlanırken yüzlerce İstanbullu, gerçek bir müzik ziyafetinden doymuş olarak Beyoğlu'nun havasını soluklanmaya başlamıştı bile! [22 Kasım 1972]
HEY TOP 10'DA O HAFTA
1.Öyle Sarhoş Olsam ki [Tanju Okan]
2.Kader Çıkmazı [Kâmuran Akkor]
3.Askaros Deresi [Cem Karaca-Kardaşlar]
4.Kozan Dağı [Ersen]
5.Bugün Yarın Daima [Timur Selçuk]
6.Dert Bende [Ajda Pekkan]
7.Ölüm Allah'ın Emri [Barış Manço-Kurtalan Ekspres]
8.Bir Garip Yolcu [Yurdaer Doğulu]
9.Avuçlarımda Hâlâ Sıcaklığın Var [Zafer Dilek]
10. Züleyha [Erkin Koray-Ter]
Ara Sıcak! Yukarıdaki liste, 50 plâklık HEY Diskotek listesinden alınmıştır. Listedeki 50 plâktan 35'i yabancı, kalan 15'i yerli plâktı. Bu liste; yabancı plâklar aradan çıkarıldıktan sonra kalan yerli plâklardan derlenmiştir [22 Kasım 1972]
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.