Murat ÖKTEM
Kodo davulcuları İstanbul'daydı? BU DAVULCULARA KIZ VERİLİR DOĞRUSU!..
''Davulun sesi uzaktan hoş gelir ''diye kim demişse Kodo davullarını
hiç dinlememiş olacak? Bu davulları dinlerken insanın kulağını dayayası geliyor
içinden? Bu davulların sesi yakından daha hoş geliyor aksine? Japon
davulcuları ramazan gecelerinde İstanbul sokaklarına salsan sahura kalkmayan
kalmaz herhalde? Tokmaklar taiko denen geleneksel Japon davullarına vurdukça
yürekler hopluyor hep birlikte?
Kodo, Japoncada ''kalp atışı'' demek ama çalanın değil izleyenin kalp
atışı hızlanıyor? Adamlarda öyle bir yürek var ki tokmağı vurdukça sakinleşiyor?
Bu tempoya nasıl kalp dayanıyor anlayamadım doğrusu?
Hele davulların sahneye gelmesi girmesi bir başka sanat eseri?
Parmakların ucunda bir orkide gibi taşıyorlar koca davulları? Kelebek gibi
havada süzülen Japon davulları ne kadarda nezaket görüyorlar bir bilseniz?
Halbuki açık havaya gelen binlerce insanının giriş çıkışında ne bir nezaket var ne
de saygı? Derme çatma bir kapıdan ve şantiye yolundan alt alta üst üste, itile katıla giriyoruz çıkıyoruz? Yani anlayacağınız davul kadar değerimiz yok?
Biz ne davulcular gördük gerçi? Her ne kadar davulcuya kız verilmez
desek de işimize geldi mi başbakan bile verdi kızını? Ama Kodo davulcularına kız
da verilir kız kardeşte gözü kapalı?
Neredeyse çıplak sahneye çıkan Kodo davulcuları kan ter içinde
performanslarını sergilerken insanın aklına bizim politikacılar geliyor? Bu adamlar
tokmağı da davulu da kendi boyunlarına asıyorlar? Hani biz alışığızdır ya davulu
başkasının boynuna asıp tokmağı kapmaya?
Her sebzenin turşusu oluyor da her davulun solosu olmaz mı ?? Japonya'nın küçük bir adasından çıkan bir avuç insanın davulları bu kadar dengi
dengine çalması inanılmaz gerçekten?
Ne var ki bu davulcular hem davulu çalıyor hem de parsayı topluyor?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.