Nerden çıktı bu yazı diyorsanız sebebi Murat Boz ' un baklavalarıdır. Son görünümüne bayıldım. Onun için yazıyorum.

Murat'ı kutluyorum. Sahneye ve dinleyicisine gösterdiği saygıdan dolayı.

Ve bir de ne yazık ki eskisi kadar fit görünmeyen Çağatay Ulusoy'a kızıyorum. Çok iyi bir fiziği olmasına rağmen biraz kendini bıraktı sanki? Çağatay'a da "aman dikkat" diyelim de bir an evvel eski haline dönsün.

Yıllardır değişik spor salonlarına üye olurum. Genellikle arkadaş kurbanı olarak müşteri temsilcisine verilmiş telefonum acı acı çalar. Tatlı sesli insanlar tarafından deneme günleri için çağırılıp, her seferinde çeşitli semtlerdeki spor salonlarına aidatlarını peşin peşin yatırıp üye olmuşumdur. Ne kadar çok aidat yaktığımı bir bilseniz...

Spora yazıldık ya.. Derhal spor malzemeleri satılan yerlere gidip şahane eşofmanlar, atletler, renk renk çoraplar, ayakkabılar alırım. Gören de olimpiyatlara hazırlanıyorum diye düşünebilir.

Evde bu yeni ciciler denendikten sonra spor salonuna değil pazar gezmesine giderken giyilmesine karar veririm ve en uyduruk şort ve tişörtleri seçerim. Terleyeceğiz ya hesapta..

Spor çantası deyip geçmeyin. Titizlikle hazırlarım çantamı.. Seferberliğe gidiyor gibi içi lüzumlu lüzumsuz herşeyle doldurulur. Türlü çeşit şampuanlar, kremler, yedek tişörtler, çamaşırlar... Bin kilo bir çanta ile gider gelirim salona?

İlk günlerde hevesle başladığımdan kendimi pek paralardım. Dolayısıyla kaslarım ağrır ve ayaklarım geri geri gitmeye başlardı ilk bir kaç günün sonunda... Ve çeşitli bahanelerle salonu bırakırdım.

Son aylarda inat edip düzenli olarak spor yapmaya başlayınca farklı bir gözle bakmaya başladım. Kaçmamak için de özel hoca eşliğinde çalışmaya başladım. Sağolsun o da çok tatlı ve sabırlı çıktı.

Özel hocayla çalışmak çok farklı. Etrafındakiler kendi başına çalışırken senin antrenörün var.Süper havalı bir durum yani.

Spor salonunda en garibime giden şey şuydu. Erkekler aynada kendilerini seyrederken mest oluyorlar ve bir türlü başından ayrılmıyorlar. Kaslarının her haline aşıklar.

Kadınlar ise aynayla küs adeta. Dikkat ettim kendime, ben de bakmıyorum.

İş çıkışı oldukça yoğun oluyor. Sosyalleşme yeri olarak kullanıyorlar sanırım. Pek çoğu uzun süredir geldiği için birbirini tanıyor. İş diyalogları kurmak isteyenler de eksik değil.

Gelenlerin çoğu yalnız! Erkeklerin çoğu boşanmış... Benim de anlam veremediğim şey bu... Evliyken göbek bırakıp, boşanınca eritmeye çalışmak niye?..

Hafta sonları çocuğunu alan erkek ya da kadınlar yüzme havuzuna pek ilgi gösteriyor... Çocuklar için eğlence yüzmek isteyen için ızdırap. 20 mt.lik havuzda tıkış tıkış.

Bana sakın "Sen de sporunu evinde yap" demeyin. İnanın evdeki bisikletin üstünde çok güzel çamaşır kurutuyorum.

Murat Boz' dan başladık nerelere geldik. Bu haftalık da bu kadar Yüreğinizden öperim!..

[email protected]