'Mustafa'... 29 EKİM'DE VİZYONDA!
"Mustafa" filminin galası önceki akşam, Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde kurulan iki çadırda yapıldı.
Atatürk'ün son dönemini Gökhan Akyüz canlandırdı.
Yönetmenliğini Can Dündar'ın üstlendiği, Atatürk'ün askeri, siyasal ve insani yönlerini anlatan "Mustafa" filminin galası önceki akşam, İstanbul'daki Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde kurulan iki çadırda yapıldı. Film, bugün 193 kopya ile vizyona girdi.
70. ölüm yıldönümünde Atatürk'ü seyirciye yeniden tanıştıracak "Mustafa" filmini, Can Dündar yazıp yönetti ve müziklerini Goran Bregovic besteledi. Çekim ekibi, ciddi bir hazırlık aşamasından sonra Atatürk'ün ayak bastığı Selanik'ten Manastır'a, Şam'dan Berlin'e, Sofya'dan Karlsbad'a kadar her coğrafyaya giderek, doğduğu odadan, öldüğü odaya dek her mekana girerek onun hayatını yerinde görüntüledi. Atatürk'ün kendi sesinden çok önemli konuşmalarının yer aldığı "Mustafa"da, kişilik özelliklerini çok net ortaya koyan özel mektuplar oldukça dikkat çekiyor.
Rakı tartışması
Galaya Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe de katıldı. Adatepe, "Bu belgesel hazırlanırken benimle hiç fikir alışverişi yapılmadı. Ayrıca öyle gösterildiği gibi de yalnız ölmedi Atatürk. Her akşam bir büyük rakıyı içiyor diye anlatılıyor. Yok böyle şey" dedi. Can Dündar ise, filmin özünün röportajlara dayalı olmadığını, tamamıyla yazılı belgelere dayalı bir film yapmaya çalıştıklarını belirterek, tanıklıklara dayalı bir film yapması durumunda Adatepe'nin de kapısını çalacağını söyledi.
Filmden notlar
* "Mustafa"nın Selanik günlerini Georgios Chondrogiannis, Manastır çocukluk günlerini Aleksandar Korlevski, Manastır gençlik dönemini Ediz Mehmedali, İstanbul gençlik dönemini Burak Onaran, orta yaşlarını Bahadır Yazıcı ve son dönemini Gökhan Akyüz canlandırdı.
* Ünlü karga kovalama sahnesi Mustafa Kemal'in gerçekte karga kovaladığı Langaza'da çekildi. Kargalar ise animasyon.
* Kostüm ve aksesuvarlar büyük oranda TRT'den kiralandı.
* Filmin kitabı kasım başında okurlarla buluşacak.
* Goran Bregovic'in filmde kullanılan orijinal müziklerden oluşan soundtrack albümü de yakında piyasaya çıkacak.
Bu belgesel çok tartışılır
"Mustafa"nın önceki gün yapılan basın gösteriminde, bazı sinema eleştirmenleri gözyaşlarını tutamadı. Sinema eleştirmenlerini böyle ağlarken en son "Babam ve Oğlum"un gösteriminde görmüştüm. Bu hüznün sebebini Dündar'a sorduğumda ise aynen şunları söyledi: "İzleyiciyi hüzünlendirmemeye özellikle dikkat ettim aslında. Atatürk'ün cenaze töreni görüntülerini de bu yüzden belgesele koymadım." "Mustafa" belgeseli, Atatürk'e dair birçok bilinmeyeni ya da unutulan gerçekleri gün yüzüne çıkarmasıyla daha büyük önem taşıyor.
İşte o gerçekler:
Abisinin cesedini çakallar yedi
* Atatürk'ün üç yaşında ölen abisi Ahmet'in cesedi Selanik'teki mezarında çakallar tarafından yeniliyor. Bu trajik olay Can Dündar'a göre Atatürk'ün kader anlayışını derinden etkiliyor.
* Atatürk'ün din bezirganlarına olan ilk tepkisi ise küçükken hocası Kaymak Hafız'dan dayak yiyince ortaya çıkıyor. Hemen okuldan ayrılan Atatürk, bu dayağı hiç unutmuyor. Dündar'a göre yıllar sonra Atatürk'ün medreseleri kapatması bir anlamda Kaymak Hafız'dan rövanşın alınması anlamına geliyor.
* Atatürk'ü çocukluk döneminde etkileyen bir diğer olay ise babası Ali Rıza Efendi'nin ölümünden sonra annesi Zübeyde Hanım'ın tekrar evlenmesi. Bu olaya büyük öfke duyan Atatürk, askeri liseye yazılarak evden uzaklaşıyor.
Kürtlere özerklik meselesi
* Can Dündar'ın özellikle altını çizdiği bir diğer konu ise şansın Atatürk'e hiçbir zaman gülmediği. Atatürk'teki lider kimliğinin sürgünlerde geçen, zorlu hayat koşulları sayesinde oluştuğu...
* Belgeselde en büyük tartışma yaratacak bilgi ise Atatürk, 11 Ocak 1923'te İzmit'te yaptığı basın toplantısına dair. Atatürk bu toplantıda, gazetecilere hilafetin baş belası olduğunu, Kürtlere anayasada yerel özerlik verildiğini açıklıyor ve ekliyor: "Ancak Kürtlük adına ayrı bir sınır çizmek, Türkiye'yi mahvetmek olur." Dündar bu bilgiyi veriyor ama sonrasında Atatürk'ün Kürt politikasıyla ilgili düşüncelerine hiç değinmiyor.
Fikriye Hanım'ın intiharı
* Belgeselde Atatürk'ün aşk hayatıyla ilgili de detaylı bilgilere yer veriliyor. Dündar, Atatürk'ün Latife Hanım'dan ayrılmasında Fikriye Hanım'ın intiharının yarattığı derin üzüntünün de etkisinin olduğunu belirtiyor. Atatürk de birçok erkek gibi kadınlardan çok çekmiş. Bunu şu esprili açıklamasıyla daha iyi anlıyoruz: "Büyük ordular yönettim ama bir kadını idare edemedim."
Yanlış tedavi
* Belgeselde önemle vurgulanan bir diğer bilgi de Atatürk'ün hayatının son aylarında tedavisinden memnun olmadığı yönünde. Türk halkına hep Atatürk'ün "Beni Türk hekimlerini emanet edin" dediği öğretilmişti. Ancak bu belgeselde Atatürk'ün "Bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış, ilerlemiştir" dediğini öğreniyoruz.
* Belgeselde Atatürk, ömrünün son yıllarında büyük bir yalnızlığa gömüldüğü ve yaşadığı kederle günde üç paket sigara, 15 fincan çay ve bir büyük rakı içerek bir anlamda kendini ölüme sürüklediği belirtiliyor. Tabii Atatürk'ün sağlık durumunun kötüye gitmesinde Hatay sorununu gidermek için çıktığı yorucu yolculuğun etkisi de büyük rol oynuyor.
Can Dündar'ın yönettiği "Mustafa" filminin Dolmabahçe'deki gösteriminde birçok ünlü katıldı.
Dilek-Can Dündar, Goran Bregovic ve Bregovic'in asistanı Anna Pop
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.