O SADECE MUSTİ’NİN DEĞİL TÜRKİYE’NİN DEDESİ İDİ!

Bir vefat haberi karşısında insan 2 kez yıkılır mı?.. Yıkılır.. Ben yıkıldım.. Hüseyin İleri’nin vefatını duyunca yıkıldım.. Bir müzik sever, onu bir kere de olsun Ankara’da tanıma şansına erişmiş bir gazeteci olarak yıkıldım.. Bu biir! Bütün gazeteler ve internet siteleri haberi ‘Mustafa Sandal’ın Ritm Ustası Dedesi Hayatını Kaybetti’ başlığı ile verdiği için yıkıldım.. Bu da ikiii!

Herkes mi aynı başlığı atar?.. Atar.. Büyük ihtimalle devletin ajansı; Anadolu Ajansı (AA) haberi böyle verdi diye düşündüm.. Sonra işin kaynağına indim.. Sorumsuz sorumluyu buldum:

Türk Sanat Müziği Sanatçısı Onur Akay..

Siz onu ‘Vefat Haberlerini Herkesten Önce Veren Sesli Ajans’ olarak tanıyabilirsiniz.. Ya da halkın arasındaki anılan şekliyle; Felaket Tellalı..

Bak Onur Kardeşim; tamam kamu yararına bir emek ortaya koyuyorsun, nice değerimizi kaybettiğimizi ilk senden öğrendik ama iyi ses iyi yorumcu olmak demek haberi doğru veriyor demek anlamına gelmez..

Ey Onur kardeşim; Hüseyin İleri;

-Bir darbuka virtüözüdür..

-Darbuka TRT'de yasaklı sazlar arasında yer alırken ritm sazı TRT Ankara Radyosu'na sokan ilk kişidir..

-O dönemdeki programlarda şarkılara eşlik eden sazendelerin son derece düzenli bir şekilde takdim edilmesi adeti varken Hüseyin İleri, hep en sonda adeta bir assolist gibi ‘Ve.. Hüseyin İleri’ şeklinde sunulmuştur..

-Sonradan aynı sunum gazinolarda da devam edince ‘Ve.. Hüsein İleri’ bir marka olmuştur..

-1970'ler ve 1980'ler boyunca TRT'nin hemen hemen tüm Türk Müziği pogramlaında yer alarak bir rekor kırmıştır ki bu rekor henüz hiçbir TRT sanatçısına nasip olmamıştır..

-Aynı anda hem darbuka ve hem de yanına yerleştirdiği bateri zilini bagetle çalarak sahnelere bir başka yenilik getirmiştir.. Bunu ondan başka deneyen bileçıkmamıştır..

Ey Onur kardeim; rahmetlinin daha buraya sığıdaramadığım pek çok yönü varken, onunla ilgili kayıp haberini yazarken;

MUSTFA SANDAL’IN DEDESİ HAYATINI KAYBETTİ

demek kimseye yakışmaz.. Sana da yakışmadığı gibi..

O sadece Musti’nin değil bütün Türkiye’nin dedesidir..

Sevgili magazinkolik okuru; ister misin o gün geldiğinde Sevgili Onur; benim içinde ‘Ecem Naz’ın babası…’ diye haber yapsın..

Yapar valla; onun adı Onur..

SELVİ BOYLUM SEVGİLİ OYLUM; NE YAPTIN SEN?

HaberTürk TV’sinin cumartesi-pazar sabah haberlerini teslim ettiği sevgili Oylum Talu ile uzun yıllardır birbirimizi tanırız.. Taa ‘ilk’ HaberTürk’ten.. Hani şu Ufuk Güldemir’in çıkardığı (daha doğrusu bize çıkarttırdığı) HaberTürk’ten..

Hiç unutmam birgün kızım Ecem’i götürmüştüm, gazeteye.. Daha minicik.. Sevgili Oylum, yanımıza gelmiş yere diz çökmüş (Ecem’in boyunu anlayın artık) yanağını okşarken şöyle demişti: ‘Biz babanı çok seviyoruz sen de seviyor musun?..’

Ne yazık ki şimdi kimse Ecem’e böyle bir laf etmiyor.. Aaah gençlik ah!

Konunun ucu kaçmak üzere toparlayayım; geçen pazar Oylum’un iki eli bileklerinden olmayan bir konuğu vardı.. Selahattin Genli adındaki bey; hayat dolu.. Sürekli gülümsüyor.. Bir evler yapmış; Safranbolu Evleri yanında gecekondu kalır..

Derker, Oylum’a kulaklıktan bir şeyler fısıldıyorlar. ‘Hımm taam okeyy’ falan dedikten sonra konuğuna dönüp şöyle diyor:

-Biliyor musunuz çok şanslısınız?

-Neden Oylum Hanım?

-Şu dakikada Mazhar Alanson’un stüdyodan içeri girmesi gerekiyordu ama uyuyup kalmış gelemiyor. Bu nedenle ona ayırdığımız zaman içinde de sizinle konuşacağız..

Çok hiddetlenmişti, belli etmemeye çalışıyordu ama ağzından çıkan şu cümelere de engel olamadı:

-Amaaaan gelmeyen gelmesin.. Akşama kadar konuşur, kimseye de minnet etmem.. Hah hayyyt!

Oylum be! Öyle kızgındın ki Selahattin Bey’in nasıl alındığını bile fark etmedin.. Senin gibi dünya kibarı bir hanıma yakışmadı ve Oylum..

CENGİZ’İN ZOR ANLARI

Sevgili Cengiz Semercioğlu; Duymayan Kalmasın’da Seren Serengil ile birlikte; Tuğba Ekinci’yi konuk etti.

Sevgili Tuğba’da bir göğüs dekoltesi.. Bir çatal.. Çatal ne kelime 12 kişilik çatal bıçak takımı.. Cengiz de tam yanında.. Baksa bi türlü bakmasa bi türlü.. Programı zor bitirdi.. Gibi geldi bana..

Kaldı ki Allah her erkek sunucuya böyle zor durumlar nasip etsin..

MERYEM’İN NEFES ALMA NEDENİ BELLİ OLDU!

Hayriye Çakırbeyli (Hızır’ın annesi) Suzi’ye (Meryem Uzerli) seslenir: Gel hee içeri de seninle bi konuşak..

Suzi: Hızır’ı da alsaydık..

Hayriye: Niye ki!

Suzi: Bize tercümanlık yapardı..

Hayriye: Merak etme ben senin dilinden anlarım

Hızır’ın Karısı Meryem: Annneee..

Hayriye: Ne var?

Meryem: Anne ama o misafir..

Hayriye: Misafir olduğu için nefes alıyor ya!

Hayriye (Suzi’ye): Bak kızım bütün pis işlerinizi bu dünyada oğlumla birlikte tamamlayın.. Öteki tarafa gidince orada birlikte yanarsınız..

SABAHIN KÖRÜNDE TÜRK SİNEMASI

Saat sabahın 05’i..

Star’da Türk filmi ‘Acı ile Karışık’.. Başrolde; Sadri Alışık ile Selma Güneri var.. 1977 yapımı, renkli..

Show’da Türk filmi: ‘Benim Altı Sevgilim’.. Başrolde Orçun Sonat’la Selma Güneri var.. 1969 yapımı, siyah beyaz..

Sabah sabah ‘Selma Güneri Bereketi’ dedikleri de bu olsa gerek..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.