Yazar olarak parayı bulmak (!) için

 İLLE DE HAPSE GİRMEK Mİ GEREKİYOR?

Sonbaharda meslekte 45 (yazıyla kırk beş) yılı tamamlamış olacağım.. 45 yılda yazdığım yazıları yan yana koy, buradan Ay’a yol olur, Ekvator’un etrafını kim bilir kaç kez dolanır..

45 yılda yazdıklarımın bana getirisi;

Manevi: Muhteşem bir Hulusi Tunca ismi.. Muhteşem bir meslek geçmişi.. 6 (şimdilik) kitap..

Maddi: Sıfır..                                                      

Neden bunları şimdi yazdım?.. Kelebek’te Deniz Seki haberini okuyunca. Uzunca bir süredir mapusta olan sanatçı; parmaklıklar ardındayken bütün mahkumların yaptığı gibi en doğal haklarını kullanıp;

-Şarkılar yazdı,

-Klipler çekti,

-Kitap yazdı,

-Hatta bir dizide bile oynadı..

Şimdi de 5 Haziran 2017’de mapustan çıkar çıkmaz vereceği 20 konser için Kirli Kedi adlı kuruluşla 1.6 milyar TL’ye anlaştı.. Hatta parası hesabına yattı..

Ben de yatmak istiyorum arkadaş.. Ama ‘paralel’den değil ‘dört köşe’den..

Yazı yazarak; Dört Köşe olmanın başka yolu yok anlaşılan!

BİR CEVDET BOLVADİN VARDI..

Evet; artık o da yok! TRT Ankara Radyosu’nun emektar ses sanatçısı, İTÜ Makine Mühendisliği 1953 mezunu Cevdet Bolvadin de sessiz sedasızca aramızdan ayrıldı.

18 Temmuz’da yitirdiğimiz sanatçı, 19 Temmuz’da Karşıyaka Camii’nda kılınan namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda sadık yarine kavuştu. 2010’da TRT tarafından çıkarılan albümü bizlere kaldı yadigar:

Cevdet Bolvadin ‘TRT Arşiv Serisi’ (2010- TRT & Ulus): Keman Taksimi (Cahit Ünyaylar)/ Çok Sürmedi Geçti Tarab-ı Şevk-i Baharım/ İstedi de Gönlümü Verdim Ne Yaptım Ben Sana/ Bir Esmere Gönül Verdim/ Viyola Taksimi (Tuncay Sağlam)/ Gittin Bırakıp Sevgimi Soldurmadı Yıllar/ Anlatayım Halimi Dildare Ben/ Ud Taksimi (Selahattin Altınbaş)/ Bir Meleksin Nura Gark Olmuş Serapa Gül Tenin/ Ne Zaman Gelse Hayalin Bu Harabata Senin/ Tutuldu Dam-ı Zülf-ü Yare Gönlüm/ Ney Taksimi (Ekrem Vural)/ Ezelden Aşinanım Ben Ezelden Hep Zebanımsın/ Gülen Gözlerinin Manası Derin/ Keklik Dağlarda Şağılar/ Madem ki Gidiyorsun Bırakıp Burada Beni/ Bülbülün Çilesi Yanmakmış Güle

‘Hayatımın Aşkı’ dizisinden (2016- Kanal D)

Demir (Serkan Çayoğlu): Bak canım ilk kez sana gösteriyoruim ama hemen dokunmak yok.

Gökçe (Hande Doğandemir): Aaa nedenmiş o?..

Demir: Daha ıslak.. Kurumadı da ondan

Gökçe: Nasıl yani?

Demir: Duvardaki badanadan söz ediyorum..

ÖMÜR GEDİK’TEN ‘ÜSTSÜZ..’ BEKLİYORUZ..

Gazetecilerin, röportaj yaptıkları kişilerle resim çektirip, yayınlama geleneği bildiğim kadarıyla spor sayfalarında başlamıştı..

‘Galatasaraylı Metin, arkadaşımız filanca ile..’

‘Fenerbahçeli Hazım, arkadaşımız falanca ile..’

gibisinden.. Sonra diğer sayfalara da bulaştı bu birlikte resim çektirme ‘huyu’.. Son olarak da magazine..

Birlikte röportaj yaptığı kişi ile resim çektirip yayınlama konusunda kimse Kelebek’ten Ömür Gedik’in eline su dökemedi bugüne kadar.. Yatağa da girdi, en seksi kıyafetlere de büründü.. Biz Ömür daha ne gibi bir çılgınlık yapacak diye beklerken, o bizi fazla bekletmedi.

Ajda Pekkan’la birlikte havuza girdi.. Üstelik Ajda’nım tek parça mayosunu giyerken o avuç içi kadar bikinisi ile yetmiyormuş gibi suyun altında, Fatih Ürek’in bile aklını başından alan bir pozla..

Gazeteciler aralarında iddiaya girmişler; Ömür bundan sonra ne çılgınlık yapabilir diye.. Benim aklıma iki şık geliyor..

Bir; üstsüz.. İki; üstsüz ve altsız..

Üstsüz pozu hangi sanatçı ile verir bilmemem ama üstsüz ve altsız bir poz için çıplaklar kampını seçebilir.. Tabii ki röportajını yapacağı üstsüz ve altsız bir kişi ile..

Bekleyelim ve görelim..

BİRİ POP, ÖTEKİ DİNİ İKİ YORUM

Ahmet Hakan (Hürriyet): Size bir şey söyleyeyim mi, Bülent Serttaş’ın ‘Aşk Bodrum’da Yaşanıyor Güzelim’ şarkısı var ya.. Tarkan’ın yeni şarkısı ‘Cuppa’dan çok daha güzel.

Hulusi Tunca (magazinkolik): Size bir şey söyleyeyim mi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Ankara’da Millet camiinde okuduğu ezan var ya.. Ramazan aylarında televizyonlara çıkan pek çok starın okuduğu ezandan çok daha güzeldi. Valla espri yapmıyorum.

YÜKSEK SOSYETE BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ

Star TV’nin yazlıklarından ‘Yüksek Sosyete’ koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi.. misali devam ediyor. Gerçek sosyeteden diziyi izleyen bir dosttan gelen tepki aynen şöyle:

-Bu diziyi yapanlar ya hiç sosyeteye girmemiş ya da sosyeteden birini hiç görmemiş tanımamış!

Sosyete değilim ama aynı fikirdeyim.. Bence ‘Kimin Eli kimin Cebinde’ daha uygun bir ad olur ve daha çok ilgi çekerdi..

Gözüm çarptığında rastladığım bir sahne; Süreyya’nın (Zuhal Olcay) kocası Metin Bey (Hakkı Ergök), sevgilisi Işıl’dan (Ceyda Tepeliler) bir çocuk yapmıştır ve Işıl, aileye girme sevdasındadır. Süreyya ile buluşur:

Işıl: Düşündüm ve bir karar verdim, Metin 3 gün bende kalsın, 4 gün sende..

Süreyya: Aaa olur mu hiç 1 hafta sende 1 hafta bende..

-Yaaa ne kadar iyisiniz..

-Kızım manyak mısın kaç para istiyorsun sen onu söyle?..

-100 bin.. 200 bin..

-Metin duymasın bu yaptığınızı..

-Sen beni buraya kim gönderdi sanıyorsun?..

Ve Süreyya; 300 binlik çeki masanın üzerine atar, gider..

Valla bu dizi daha ne kadar gider?..

Bilmem!