PAZAR GEZMESİ’NİN BU HAFTAKİ KONUĞU SİNAN AKÇIL !
Ünlü şarkıcı, Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi kameralarına tüm samimiyetiyle müzik ve özel hayatını anlattı.
Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi, yarın saat 12:30’da Kanal D’de!
Annesi Gaye Çağlayan’ın babası Saim Akçıl ile nasıl tanıştığını: “Annem, babamın keman öğrencisiymiş. Zannedersem, Özdemir Erdoğan’ın keman öğrencisi ile keman öğretmeninin aşkını anlatan şarkısı ‘Öğretmenin Aşkı’ndan esinlenmişler. Babam, annemden 18 yaş kadar büyük” şeklinde dile getirdi.
5 yaşında konservatuvara giren ve müzik eğitimine başlayan Sinan Akçıl; “İlkokulla beraber, konservatuvara da girdim. Konservatuvarda klasik piyano ve solfej armoni eğitimi aldım ama sonra bıraktım. 13-14 yaşlarında yarışmalarda ödül alınca dikkat çekmeye başladım. Okulda da pop yıldızı gibi dolaşmaya başlamıştım. Şimdi beni gören arkadaşlarım, şaşırmıyorlar” dedi.
Sinan Akçıl, annesi Gaye Çağlayan’ın her konserine geldiğini ve kendisinin bir numaralı hayranı olduğunu sözlerine eklerken, annesinin desteğini “Küçükken ben şapka takıp Michael Jackson oluyordum, üstümü başımı parçalıyordum. O da bana ‘Michael’ diye bağırıyordu. Şimdi sahnede ne yaşıyorsam, beni çocukluğumdan hazırlamış” şeklinde belirtti.
Anne ve babası, Sinan Akçıl Lise 1’deyken boşanan ünlü popçu, o günleri nasıl atlattığını: “Bana bu ayrılık çok ağır geldi. Bir gün eve geldim, annemin morali çok bozuktu. Kapıda bavullar vardı, tam hatırlayamıyorum çünkü benim için bir travmaydı. Bavulları görünce anneme ‘Hayırdır, evden mi ayrılıyorsun’ diye espri yaptım. Annem de ‘evet’ deyince şok olmuştum. Annem evden gidince ona çok kızdım ve küstüm. Daha sonra bizi tekrar birleştiren ablam İdil Akçıl olmuştur. Annemle bir gün sabaha kadar şömine başında oturduk ve konuştuk, ondan her şeyi dinledim. Dinlediklerimden sonra babama biraz tavır koymaya başladım. Sonra iki ülke nasıl barışıyorsa, ben de uzatmanın anlamı olmadığını, hayatta her şeyin başında sağlık geldiğini düşündüm” sözleriyle dile getirdi.
Küçükken hiper aktivite tedavisi gören Sinan Akçıl, şunları söyledi: “Hiper aktifim, kendimi kaybettiğim oluyor. Hayranlarımla büyük bir aşk yaşıyorum. Sahnede hiper aktifliğin faydasını görüyorum. Küçükken bazı tedavi denemeleri oldu. O yüzden annem beni birçok kursa gönderdi . Kurslara gidip eve geldiğimde de odamda müzik dinleyip, ileride bu günlerin hayallerini kuruyordum.'
Kendisine sık sık dizi tekliflerini geldiğini ve birkaç dizide konuk oyuncu olarak yer aldığını anlatan Akçıl, arkasında müzikle ilgili bir film bırakmak istediğini de sözlerine ekledi.
Müzik hayatında şu anda bulunduğu yere tırnaklarıyla kazıyarak geldiğini anlatan Sinan Akçıl, “Önce Yaşar, MFÖ’ye piyano, klavye çalarak eşlik ettim. Başta aranjörlük yapıyordum, sonra besteye döndü. Bir gün İzel ile tanıştım ve ona birkaç şarkımı çaldım. Sonra ‘Bir Dilek Tut’ albümünü yaptık. O zamanlar bana inanmıyorlardı, ‘küçücük çocuk nasıl yapar bu albümü’ diye. Gülben Ergen’e, Ferhat Göçer’e şarkılar yaptım. En son Funda Arar’a ‘Hafıza’ şarkısını paylaştım. 2009 yılındaki Eurovision şarkısı ‘Düm Tek Tek’ ile de Altın Kelebek aldım. Daha sonra Hande Yener ile ‘Bodrum’ albümünü yaptık. Ajda Pekkan’a da şarkılar yaptım. En son İbrahim Tatlıses’e şarkı yaptım. Şimdi artık kendi albümlerime geçtim” dedi.
Müziğin en büyük aşkı olduğunu Nazlı Ilıcak’la Pazar Gezmesi’ne anlatan Sinan Akçıl sözlerine şöyle devam etti: “Müzik benim yaratılma sebebim. Kız arkadaşlarım sağ olsunlar genellikle bana karşı anlayışlı oluyor. Müzik ve aşkı paralel bir şekilde yürütebiliyorum. Evliliği Allah’ın kaderine bırakıyorum. Müzik ve evliliği beraber sürdürebilmek mümkün. Yeter ki sevdiğin kadını bulabilesin.”
“Daha fazla yaşlanmadan, yanımda küçük sarışın bir prens dolaşsın isterim. Bunun anneliği bilen birisi ile olması gerekiyor. Ben yokken de içim rahat etmesi açısından. Baba olmadan bu hayattan gitmeyeceğimi biliyorum, hissediyorum” sözleriyle çocuklara olan sevgisini ve evlat sahibi olmak istediğini dile getirdi.
Özel hayatını samimi bir dille anlatan Akçıl: “Daha fazla vakit geçirdiğin insanlarla flört edebiliyorsun. Ama ben bu işle hiç alakası olmayan insanlarla da uzun süren birliktelikler yaşadım. Bir anda bazen bir duygu, kıvılcım olabiliyor. Bir kadına bağlandığım, saygı duyduğum zaman onun sonuna kadar arkasında dururum. O ilişkimi sahiplenirim. Özgürlüğümü kısıtlamayan her kadın benim için yıllarca baş tacı olabilir. Ben genelde esmerciyim. Şu anda ayakları üzerinde duran, kimseye muhtaç olmayan kadınlar beni daha çok cezbediyor. Gözlerinin içine baktığımda bir anlam, tavır ve bir konuşma arıyorum. Bazen saatlerce sadece gözlerine bakarak o kadınla konuşabilmeliyim” dedi.
Yakın bir zamanda 1,5 yıldır beraber olduğu Ebru Şallı ile ayrılan ünlü şarkıcı, ayrılık sonrası şunları söyledi: “Aşkta ağır sıklet bir maçtan çıkıp, moladan hemen sonra hafif sıklet bir maça geri dönemezsin. Yeniden ağır sıklet için güç toplaman gerekir. Kendini onarman gerek. Derin bir duygu yaşadım Ebru Şallı ile. Umarım her şey gönlümce olur.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.