Şafak Sezer... "KÜFÜR CİDDİ İŞTİR, BANA DA YAKIŞIYOR!
Şafak Sezer yeni sinema filmi 'Kolpaçino'nun çekimlerini tüm hızıyla sürdürüyor.
Şafak Sezer komedi filminde "Çok ciddi bir iş" dediği küfürün de olacağını ve eğer filmine yaş sınırlaması gelirse de, bunu hiç önemsemeyeceğini söylüyor
Leman dergisinin çizerleri Suat Özkan ve Kaan Ertem ile Şafak Sezer'in senaryosunu yazdığı, Atıl İnaç'ın yönetmenliğini üstlendiği ve 29 Ekim'de vizyona girmesi planlanan 'Kolpaçino'nun çekimleri İstanbul-Çekmeköy'de devam ediyor. Şafak Sezer'in yanısıra Ali Sürmeli, Aydemir Akbaş ve Hakan Ural'ın da rol aldığı filmde Sezer zengin bir aile çocuğunu canlandırıyor. İstanbul'da çekim yapmanın zorluğuna değinen Sezer, köpeklerden, uçaklardan ve çekim alanını işgal eden alemcilerden şikayetçi!
Çekimlerin son haftasındasınız, neredeyse piliniz bitmiş....
Sadece ben değil, ekip olarak çok yoruluyoruz ama ortaya çok iyi bir şey çıksın istediğimiz için titizlikle çalışıyoruz. Tatlı yorgunluk bunlar.
Mükemmeliyetçi yapınız size zarar veriyor anlaşılan...
Vermez mi! Bakın bir aydır hiç uyku yok. Bu da, en iyisini yapmak isteğimden kaynaklanıyor.
KÜPELİ, KABADAYI ÖZENTİSİYİM
Film ne anlatıyor?
İçinde bulundukları durumdan kurtulmaya çalışan yedi kişinin başına gelenleri anlatıyoruz. Bir kara mizah örneği. Ben, Amerika'da okumuş gelmiş, küpeli, kabadayı alemine girmek isteyen, yeni jargon konuşan ama biraz ürkek bir tipi oynuyorum. Ailesi şehir dışına gidince kaldığı evi üç günlüğüne filmcilere kiralıyor. 25 bin dolar peşin parayı görünce kıza hediyeler filan, yiyor parayı. Sonunda beklenmedik bir sürprizle karşılaşıyorlar. Aydemir Abi, eski kabadayılardan. Ali Sürmeli'yle arasında sürtüşme var. Hakan Ural da ağır abi...
İçinde küfür barındıran filmlerin çok gişe yapması tartışılmıştı. Bu filmde de küfür var mı?
Ben olaya öyle bakmıyorum. Komedi oyunculuğunun kıstası ses tonudur. Mesela küfür çok ciddi bir iştir. Sıradan birisi çıkıp "Naber lan yavşak" dese kavga çıkar. Adam, böyle diyen birine neden gülsün ki? Ama ben ya da Aydemir Akbaş küfür etse gülersin. Herkese değil benim gibi komedyenlerin ağzına yakışır küfür. Oyuncuyu oyuncudan ayıran ses tonudur başka bir şey değil. Komedi ses tonudur. Ses tonun komikse yürür gidersin. Komedide de küfür olur, olmaması abes ama küfüre gülünmez ki! Küfür bu, niye gülüyorlar ben de onu anlamıyorum. Küfür olayın ciddiyetini anlatır. Ben sana küfür ettiğim zaman güler misin? Yani küfüre niye güler ki insan! Küfür ciddi bir iştir yani. Filmde amiyane küfür yok.
Belli bir yaş sınırı getirilir mi sizce?
Sanmıyorum ama gelebilir de, bilmiyorum. Kaldı ki, biz de çoluk çocuk gelsin diye film yapmıyoruz açıkçası.
BİRBİRİMİZE ÇATAL BIÇAK ATTIK
Gişe konusunda düşünceniz nedir?
'Kutsal Damacana'yı sevenler bu filmi de severler. Oradaki dilin aynısı burada da var. Mühim olan gerçekçiliktir. Biz hikayeyi gerçekten öyleymiş gibi oynadık.
Sizin komiklik anlayışınız nedir?
Benim politikam filme seyircinin gözünden bakmak. Seyirci bir filme sadece 15 değil, başından sonuna kahkaha atmak için gider. O kadar ciddiye alıyorum ki işimi, filmin senaryosunu birlikte yazdığım Leman dergisindeki abilerimle tek kelime için çatal bıçak fırlattık birbirimize.
Bu kadar emeğe de, sonrasında, 'skeç gibi olmuş' diyorlar...
Bana ne! Komik mi komik, gerisi hikaye. Adamın sahte rakı içip, kurt adam olması bana komik geliyor.
'Kutsal Damacana' korsanlar tarafından en çok rağbet gören film olmuştu. Bu filmde bunu önlemek için bir şey yapacak mısınız?
Her şey olur abi sinemada. Sadece yaptığım işe garanti veriyorum, onun dışında hiçbir şeye garanti veremiyorum. Ama 'Kutsal Damacana'da yapamadığımızı bu filmde yapacağız ve filmi yabancı ülkelere, özellikle Araplar'a satmak için altyazı koyacağız. Ayrıca kamera arkası görüntülerini de piyasaya süreceğiz. İnanın, o kamera arkası görüntüleri vizyona çıksa, alır götürür, o derece komik yani.
Bu filmden sonra 'Kutsal Damacana 2'ye başlayacaksınız. Başka projeleriniz var mı?
Evet. 11 aydır 'Kutsal Damacana 2'ye ve iki senedir de bu filme çalışıyoruz. Bu iki filmden sonra da 'Dracula'yı yapacağız. 'Kutsal Damacana'nın üçüncüsünü çekip bırakacağız. Ben bu ekiple birlikte 3-4 film yapmayı planlıyorum. Mesela 'Tarkan'ı da çekmek istiyorum. Yıl 2010, geri geldiler diye kurtla beraber... Komik!
'ŞAFAK ADAM DÖVDÜ' OLUYOR AMA ÖNCESİ VAR!
Set çevresindeki başıboş köpeklerden rahatsızmışsınız doğru mu?
Evet sormayın! Geçen setten çıktım, motosikletle eve gidecekken bir saldırdılar, düşüyordum az daha. Çekim sırasında havlarlar, kovmaya çalışırsın saldırırlar. Uçaklar ayrı bir dert zaten. Set kuracağımız mekana alemciler dadanmış oluyor bazen. Almış kız arkadaşını yanına, açmış müziği sonuna kadar; "Müziğin sesini kısar mısın?" diye rica ediyoruz. Dayılanıyor 'sen kimsin' diye. Geçen gün yine böyle bir durum oldu. Setçi arkadaşlar, "Film çekiliyor müsaade eder misiniz?" diyor. "Sen git Şafak Abin, Aydemir Abin gelsin!" diye trip yapıyorlar. Ondan sonra 'Şafak adam dövdü' oluyor ama öncesi var işte!
BİLİNDİK OYUNCUYUM YAPABİLECEĞİM BELLİ
Rol yapmak mı, senaryo yazmak mı sizin için daha keyifli?
'Kutsal Damacana'yı yazdıktan sonra Yılmaz Erdoğan'a götürdüm. O da bana, "Sen kendi hikayelerini yazsana. Çok absürt işler yaratmaya çalışma" dedi. Haklı. Neden? Çünkü sinema gerçekçiliktir. Yazarlık daha zor ama yazdığım işi oynamak en keyiflisi. Sette enerji dört katına çıkıyor ve daha üretken oluyorum. Bu işte yükselmek çok zor ama yükseldiğin zaman da, seni kimse tutamaz.
Siz yükseldiğinize inanıyor musunuz? Olmak istediğiniz yerde misiniz?
Ufak ufak yapıyoruz bir şeyler. Yükselmek nedir işte, reklam başarılı. 'Aynadaki Düşman'da farklı bir tip canlandırdım, göze batmadı. Olumsuz bir şey demediler. Sinemada iyi olursan çıtan yükselmiş olur. Ben çıtamın nerede olduğunu biliyorum. Bilindik bir oyuncuyum ve benim yapabileceklerim belli!
Filmde oyuncu koçluğu da yapıyorum. Tüm oyunculara nasıl oynamaları gerektiğini, kafamdaki tipi nasıl canlandıracaklarını ifade ettim. Çünkü ben yazarken ve projeyi hayata geçirirken hepsini oynadım. Oyunculardan da bir kelimenin telaffuzuna kadar aynısını istedim. "İyi akşamlar" demek için bile 1.5 saat çalıştık.
Aydemir (Akbaş) Abi'nin bu filmde olması benim için büyük şanstı. O role tam oturacağını düşündüm. Hakan da (Ural) zaten yıllardır böyle bir şey yapmak istiyordu. Birlikte zaman zaman tartışarak oynadık.
900 kişilik cast ekibiyle çalıştık. Onlar beni çok yordu. Mekan basma sahnesi var mesela; adam silahı bir tutuyor, sanırsın 'Matrix' setinden çıkmış. "Daha önce kaç defa mekan bastın!" diyorum, "Orada burada gördüm" diyor, "Onları unut, silahı şöyle tut" gibi talimatlar veriyorum, bunlarla uğraşıyorum. Bu cast ajansı sahibinin işi değil mi birader! Senaryoyu okuyacak ona göre adam gönderecek. Büyük eksiklik!
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.