Merhaba,
Bu seferki iki filmim bir sizden, bir bizden gibi gözükse de o “sizden” diye bahis ettiğim “GÜL SUYU” yabancı film.
Ama bizden usta oyuncumuz Haluk Bilginer oynamakta mutlaka gidin seyredin..
Harikalar yaratmış.
Nihayet Türk sineması ve Türk sanatçıları… Bilindiği üzere bu günlerde çok moda.
Bir zamanlar Kore, İran ve Hint filmleri vardı şimdi de Türk..
Bunun kıymetini çok iyi bilmek gerekiyor..
Bizimde bunları basın olarak, seyirci olarak desteklememiz lazım..
Mesela bir göz gezdirelim mi?
İlk üç günde liste başına kim oturmuş..
Hızlı ve Öfkeli 7
Türkiye’de tüm zamanların en iyi açılış yapan yabancı filmi oldu.
Büyük bir hayran kitlesine sahip serinin yeni filmi, ilk üç günde tam 783.692 seyirci ile birinci sırada 9.026.965 tl hasılat rekoru kırmış.
Kocan Kadar Konuş
İlk üç günde 186.030 seyirci ile ikinci sırada 2.134.982 Tl hasılat rekoru kırmış.
Şebnem Burcuoğlu’nun çok satan Kocan Kadar Konuş romanından uyarlanan film bu toprağın kadınlarının daha çocukken nasıl koca bulmaya programlandıklarını anlatıyor.
Aynı zamanda, Ezgi Mola’nın da bu film ile yükselişini görüyorsunuz..
Dilerim rekorlar hep bizim olur..
Sevgisiz, sinemasız ve beni takipsiz kalmayın,
Anlatımlarım da iki harika film var.
KAÇIŞ 1950
Film, Zülkef Yeşilbahçe’nin “Ata Topraklarından Ana Vatana Anılar” isimli kitabından uyarlanmış.
Yapımcılığını ve genel yönetmenliğini İhsan Taş'ın üstlendiği Kaçış 1950 oyuncu kadrosunda Zeynep Gülmez, Atilla Saral, Burak Kaya, Efe Kopuz, Onur Bayraktar, İlker Gürsoy, Hüseyin Elmalıpınar, Mehmet Vanlıoğlu, Ender Turan, Ali Özkan Dinkçi, Şeyma Erdoğan, Gizem Güpür, Zülkef Yeşilbahçe, Hüseyin Özay, Mustafa Akkeçi, Nail Akkeçi, Aydın Pusa ve Emrah Doğan yer alıyor.
Fragmanı izlenme rekoru kıran ‘Kaçış 1950’ isimli sinema filmi vizyona girmeden gösterim hakkı da TRT’ye satıldı.
Yapımcı İhsan Taş, finalini 60 bin TL daha harcayarak ikinci kez çektiği filmi nihayet vizyon da olacak.
Vizyona girdikten sonra filmin dizisi de çekilecekmiş..
1950 - 1970 yılları arasında Bulgaristan'da gördükleri baskıdan dolayı Türkiye'ye kaçmaya çalışan 3 Türk gencinin hikayesi anlatılıyor.
70-80 kişilik bir ekiple çekimlerini Bursa ve Balıkesir’de gerçekleştirmişler.
Konusu;
Henüz on yaşındayken Zeynep' e aşık olur.
Küçük yaşından beri cennet vatan olduğu anlatılan Türkiye' ye gitmek ister.
Fakat askerlik döneminde Bulgaristan Askerî kurallarını çiğnediği için turist olarak bile Türkiye'ye gitmeleri yasaklanır.
Askerden geldikten sonra Zeynep ile evlenir ve bir kız çocuğu olur.
Anne ve babasını kaybettikten sonra Bulgaristan'ın baskılarına katlanmak için bir nedeni kalmaz.
Askerde tanıştığı Fehim ve Ramazan ile sürekli görüşür.
Mustafa' ya getirilen kısıtlama askeriyedeki olayın içinde oldukları için Fehim ve Ramazan'a da getirilmiştir.
Her buluştuklarında kaçmak için planlar yaparlar.
Türkiye, hiç görmemiş olsalar da onların düşlerini süslemektedir.
Sonunda bir planda karar kılarlar ve yürürlüğe koyarlar.
Plana göre Mustafa'nın eşi Zeynep ve kızları önden turist olarak gidecek, Mustafa ise onları yolcu ettikten sonra tehlikeli yollarla Türkiye' ye girmeye çalışacaktır.
Mustafa, Zeynep ve kızını otobüse bindirir ve kaçmak için üç arkadaş yola koyulurlar.
Daha ilk günde Fehim Bulgaristan askerleri tarafından vurulur.
Mustafa bu olaydan sonra trenle kaçmayı planlar ve Ramazan'ı ikna ederek trenin yük vagonunda İstanbul'a varırlar.
İstanbul' a geldiklerinde sevinçleri, Ramazan'ın sevdalı olduğu Bulgar asıllı müslüman bir kız olan Sveta(Selma) ile tesadüfen karşılaşması ile ikiye katlanır.
10 Nisan itibarı ile sinemalarda olacak.
İyi seyirler,
Fragman >>
GÜL SUYU - ROSEWATER
Ünlü sunucu Jon Stewart'ın yazıp yönettiği film, İngiliz gazeteci Maziar Bahari'nin 2009 yılında BBC muhabiri olarak gittiği İran'da rehin alınıp hapishanede tutsak edilmesi üzerine yazdığı ve burada 100 gün boyunca yaşadıklarını ele aldığı kitaptan beyazperdeye uyarlandı.
Çekimler Ürdünde yapılmış.
Filmin Galası 2014 Telluride Film Festivali’nde yapıp, Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Özel Sunumlar bölümünde gösterilmiştir
Aaaaa usta oyuncu Haluk Bilginer de bu film de var yabancı sandığınız bir film de kendi ülkenizden birini izlemek gerçekten de gurur verici.
Bilginer, muhteşem bir iş çıkarmış aksan, duruş, rol hakikaten 10 numara 7 yıldız..
Bahari rolünde oynayan, Gael Garcia Bernal harikaydı, hele karısıyla hapse girdiğinden beri ilk defa konuştuğu sahne ve hücre hapsindeyken kafasında çalan Cohen'in “Dance me to the end of love,, parçasında dans etme sahnesi olaydı bence.
Filimde Gazeteci Bahari için yapılan haberler gösterildiği sırada orada Milliyet gazetesinin logosunu görmek ayrıca insanı zevkten bir hoş ediyor.
Filimde yaşananlar sizlere bir yerlerden tanıdık gelecektir..
Hele hele yeni çıkan iç güvenlik yasası ile de tam olacak.
Film bittiğinde hani beterin beteri var misali vallahi de şükürler olsun ki Türkiye de yaşıyorum dedirtiyor insana..
Ne eksik ne fazla bence İran işte..
Londra'da yaşayan ve aslen İran kökenli Kanadalı muhabir Maziar Bahari, İran'da gerçekleşecek 2009 başkanlık seçimleri için en fazla bir hafta sürecek bir görev nedeniyle İran'a gider.
Arkasında bıraktığı hamile nişanlısını son kez öptüğünde en kısa zamanda döneceğinin sözünü vermiş olsa da İran'a ayak bastığında işler beklediği gibi gitmez.
İranlı yetkililer Bahari’nin CIA ve ABD hükümetiyle işbirliği olduğunu düşünür.
Bahari, kendini ülkenin en ürkütücü hapishanesinde, uzun saatler süren sorgu seanslarında bulur,.
Hapishane de 118 gün boyunca gözleri bağlı bir şekilde sorgu ve işkencelere maruz kalır.
Aklında en çok yer eden şey ise sorgu memurunun gülsuyu kokusudur.
Ünlü usta oyuncu Haluk Bilginer’in baba Akbar rolünde yer aldığı ve ünlü sunucu Jon Stewart’ın yazıp yönettiği film, İran’daki bir batılının yaşadığı gerçek olaylardan alınıyor..
Filmin oyuncu kadrosu Gael Garcia Bernal (Maziar Bahari), Haluk Bilginer (Baba Akbar), Kim Bodnia (Rosewater), Dimitri Leonidas (Davood), Shohreh Aghdashioo (Moloojoon) ve Golshifteh Farahani (Maryam) dan oluşmuştur.
10 Nisan itibarı ile sinemalarda olacak.
İyi seyirler,
Fragman >>