Merhabalar,
15 – 22 Kasım 2019 haftasını 8 film ile açıyoruz.
Bunlardan 3’ü Türk diğer 5’i Yabancı.
Anladığım kadarı ile Mucize Doktor dizisi bir çok insanda farkındalık ile algı operasyonu yapmış.
Farkındalık; yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla, dikkatinizi toplayabilmek demektir.
Farkındalık arttıkça anlayış artacak ve hayattaki sıradan gibi görülen aslında hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır yani anlaşılacaktır.
Bu yüzen artık bir çok film kadın, engel ve eşcinsellik üzerine yapılmaya başlanmış
İnsanlar film seyrederken doğru mesajları da beraberinde alıyorsa ben o filmi ayakta alkışlarım.
Artık Ülkemde harika şeyler de oluyor.
Bana göre Kraliçe Lear filmi ve oyuncuları kadınsal bir başarıdır.
Mersin Toros’un dağ köylerinden çıkıp tüm dünyanın dikkatine çekecek kadar başarıya ulaşmış bir avuç köylü kadının bu filmini iyi izleyin derim.
Bu başarıyı lütfen alkışsız bırakmayın
Tabiiki diğer filmler de güzel her şeyden önce bir emek sarf edilmiş saygı duymak gerek.
Havalar akşamları soğuk lütfen kapı önlerine pati dostlarımız için kuytu kısımlara bir kap su ve evdeki artıklarınızı da yanındaki bir diğer kaba koyun.
Unutmayın hayat paylaştıkça güzel.
Hepinize iyi seyirler ve iyi haftalar, .
1- KRALİÇE LEAR ★★★ TÜRKİYE, Belgesel
Flmin yönetmen ve senarist koltuğunda Pelin Esmer oturmakta.
Filmin oyuncu kadrosunda ; Behiye Yanık, Cennet Güneş, Ümmü Kurt, Fatma Fatih, Zeynep Fatih, Hüseyin Arslanköylü gibi 5 tiyatrocu kadın ismi bulunmakta.
Filmin oluşumu için Mersin Büyükşehir Belediyesi Sanat Yönetmeni Ahmet Aksoy ekibe “Kral Lear”in hikâyesini anlatmış.
Onlar da bu hikâyeyi kendi hayatlarına, o yöreye aslında biraz da hepimize göre uyarlamışlar.
Bir antik tiyatroda doğaçlamayla birkaç prova yaparak oyunu hazırladılar.
Çünkü çok tanıdık şeyler: hayat, yaşlılık, ölüm, yaşlanınca bizi bekleyen yalnızlık, çocuklarla babanın ekonomik ilişkileri.
Sonuçta mal mülk dağılımı, para hırsımız, parayla ilişkimiz zamansız kavramlar.
İyilik ve kötülük kavramları da tiyatronun, sinemanın ve hayatın temel kavramları. Dolayısıyla onlar kendi dillerince metni çok güzel içselleştirdiler
Oyun”da kadınlar, erkek karakterleri oynarken bu rolleri günlük hayatlarında zaten oynadıklarından bahsediyorlardı.
Örneğin, “Erkek gibi olup ormandan odun getirmek” gibi.
Kral Lear, İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir oyundur. Yaklaşık olarak 1605 yılında yazıldığı tahmin edilen oyun, Shakespeare’in önemli trajedilerinden biridir.
Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Kral Lear'de yozlaşan dünyanın çaresi olmayan çöküşünü ele alır.
Oyunda Lear’ın trajedisine paralel olarak Gloucester’ın hikâyesi bulunmaktadır.
İki hikâyenin de teması evlatlarından kötü olanların etkisiyle, iyi evlatlarını haksız yere cezalandıran babaların kendilerini düşürdükleri zor durum ve trajik sonları anlatılır.
Türkiye versiyonunda Toroslar'da bir avuç köylü kadın, 2000'li yılların başında bir araya gelerek bir tiyatro topluluğu kurar.
Shakespeare’in Kral Lear’i, suyun bile zor ulaştığı Mersin’in unutulmuş dağ köylerine doğru uçurumlu yollarda toz toprak içinde yolculuk ederken, Arslanköylü tiyatrocu kadınların maharetli ellerinde usulca Kraliçe Lear’e dönüşür.
Arslanköy Tiyatro Ekibi adını verdikleri topluluk sayesinde hayatları değişen kadınlar, yaşamlarını sahneye taşımaya başlar.
Bu sefer kendilerine farklı bir amaç edinen kadınlar, Shakespeare'in Kral Lear oyununu
ücra dağ köylerinde sahnelemeyi planlar.
Suyun bile zor ulaştığı köylerde oyun sergilemek için yola koyulan kadınların dünyası bu süreçte Kral Lear'ın dünyası ile iç içe geçer.
15 Kasım itibarı ile sinemalarda,
İyi seyirler,
2- VE SONRA DANS ETTİK / AND THEN WE DANCED ★★★
İSVEÇ, GÜRCİSTAN, FRANSA, Romantik, Dram
Kendisini ve dansa olan tutkusunu ailesinden uzak sadece dansa odaklanmış ve hayatı keşfetmeye çalışan bir gencin hikayesini konu alıyor.
Filmde her ne kadar buram buram eşcinsellik kokusu varsada ana tema bu değil harika bir şekilde işlenmiş..
Yönetmen ve senarist koltuğunda Levan Akın oturmakta.
Filmin oyuncu kadrosunda; Levan Gelbakhiani, Bachi Valishvili, Ana Javakishvili gibi isimler bulunmakta.
Filmin özeti;
Genç dansçı Merab çocukluğundan beri dansa ilgisi vardır,
Annesinin dansçı olması ile birlikte cocukluğundan beri dansçı olmanın hayaliyle yanıp tutuşur.
Herkes onun dansçı olmasına karşı çıksa da Merab kimseyi dinlemeden hayallerinin peşinden gider ve anesinin izinde kendini geleneksel Gürcü halk danslarına adamış, hatta kendine idol edinmiş ve o yolda devam etmek için bir adım atar.
Dansı aile yaşamından bir kaçış olarak görür.
Aslında ailevi sorunları olan Merab aynı zamanda yoksul bir ailenin çocuğudur.
Annesi ile birlikte anneannesinde kalan Merab’I yıllar önce babası terk etmiştir.
Kendini bu çaresizlikler içinde dansçı olmaktan başka şansının olmadığını düşünen Merab kendini git gide dansa adar yakında olacak seçmeleri kazanıp uluslararası folklor ekibine dahil olmak istemektedir dans partneri Mary ile çok çalışan Merab bir gün Irak’dan gelen gencin gruba dahil olması ile hayatı altüst olmaktadır.
Merab yeni üyeyi bir rakibi olarak görmeye başlar.
Iraklı olan yeni üyeyi her açıdan yenmeye çalışır.
Dans provaları sırasında gelişen etkileşim ile birbirlerine karşı ile duymaya başlarlar. Aralarında yaşanan çekiminden dolayı farklı duygular ortaya çıkar.
Merab’ın karşısına kendisini kanıtlamak için fırsat çıkar.
Fırsatı en iyi kullanmak için sürekli çalışmaya başlar.
Iraklı yeni üye hareketlerinin yanlış olduğu belirtir ve düzeltmesi için yardımcı olur.
Kendi benliğini dansı ile bulmaya çalışır.
Her ikisinin de dansdan başka çıkış yolu olmadığından kıyasıya rekabet git gide zamanla tutkuya dönüşür.
Yetenekli dansçı Merab, yıllarını verdiği Gürcü devlet halk dansları ekibinde partneri ve kız arkadaşı Mary ile birlikte kendini kanıtlamaya çalışmaktadır.
Süreç hem sert eğitmenleri hem de geleneksel dansın gerekleri yüzünden katı ve sıkıdır. Merab, ekibe yeni katılan yakışıklı ve karizmatik bir gence kapılınca önce çok zorlansa da sonrasında aşkı keşfeder, kimliğini ve cinselliğini bulur.
15 Kasım itibarı ile sinemalarda,
İyi seyirler,
BENİM BU HAFTAKİ FAVORİM; ASFALTIN KRALLARI / FORD.V.FERRARİ ★★★★
ABD, Biyografik, Dram
Yönetmen koltuğunda James Mangold oturmakta.
Filmin oyuncu kadrosunda; Matt Damon, Christian Bale, Caitriona Balfe, Tracy Letts, Jon Bernthal, Josh Lucas, Noah Jupe, Remo Girone gibi isimler bulunmakta.
1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini konu alıyor.
Ford ve Ferrari’nin yaşadığı çekişmeli mücadelesini ve Ford’un, yani tasarımcı Carroll Shelby ile yarış pilotu Ken Miles’ın bu yarışa nasıl hazırlandıklarının hikayesini izliyoruz.
O zamanlar Ferrari ayrı bir marka değildi Alfa Romeo’ya bağlı alt markaydı.
Alfa Romeo’nun yarış markasıydı yani, rekabet aslında bu iki marka arasındadır, ama sanki Ferrari ayrı bir markaymış gibi o zamanlar gösterilmiş.
Ford Şirketi’nin kurucusu Henry Ford’un torunu yine aynı isimle Henry Ford II (Tracy Letts), otomobil yarışlarını kazanmanın otomobil yarışlarındaki artışı etkilediğini fark ediyor.
1923’ten beri Fransa yakınlarında her yıl düzenlenen ve 24 saat süren otomobil dayanıklılık yarışması Le Mans’ı kazanmak isteyen Ford, 1963 öncesinde, yılların değişmez şampiyonu olan Ferrari’yi satın almak istiyor.
Enzo Ferrari (Remo Girone) liderliğindeki Ferrari başta teklifi kabul etse de imzayı atmadan gözüne takılan, Ferrari’nin takım yarışı olan Scuderia’nın yönetiminin de Ford’a geçeceği maddesini görünce imzayı atmaktan vazgeçiyor.
Bunun üzerine oldukça sinirlenen Henry Ford yetkililere tek bir cümle kuruyor: ‘’Bana, Ferrari’yi ezecek bir araba yapın!’’
Tasarım sürecinde birçok olumsuzlukla karşılaşan Ford tasarımcıları, 1964 Le Mans yarışlarına katılabilecek üç otomobil üretmeyi başarıyor.
Ancak yarış büyük bir yenilgiyle son buluyor.
Ford’un otomobilleri kaza yapıp yanarken Ferrari ise yarışı ilk üç sırayı elinde tutarak bitiriyor.
İşte tam bu andan sonra Henry Ford II, Amerika’nın en iyi yarış arabası tasarımcısı ve pilotu olan Carrol Shelby ile anlaşmaya oturuyor.
Otomotiv vizyoneri Carroll Shelby (Matt Damon), Ford’un varolan arabalarının kusurlarını kapatmaya, onları yenilemeye çalışırken İngiliz şoförü Ken Miles (Christian Bale)’ın yarış pilotu koltuğunda oturması gerektiğini söyler ve göreve çağırır.
Uzun yıllardır pistlere egemen olan Ferrari’yi Fransa’da düzenlenen 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası’nda alt etmek için işe koyulur.
Henry Ford II, Ferrari’yi yenmeyi o kadar çok istiyor ki asla pes etmiyor ve 1966 Le Mans yarışlarına hazırlanılırken üzerinde ‘’Kazansanız iyi olur!’’ yazan bir kartvizit bastırıp ekibine dağıtır.
1965 te takım iyidir ama genel olarak yarışlarda tecrübe edinirler.
1966’daysa Le Mans tarihinin efsane zaferlerinden birini alır Ford: Sadece 1. değil, 2. ve 3. otomobil de birer Ford GT’dir.
15 Kasım itibarı ile sinemalarda.
İyi seyirler dilerim.
Filmlerin kısaca konusu ve beğeni seçimlerime göre verdiğim yıldızlar sonrası,
demekki ne yapıyoruz?
Hemen biletimizi alıyoruz ammaaaaaa…
BENİ OKUMADAN SAKIN SİNEMAYA GİTMİYORSUNUZ
Sevgisiz, sinemasız, ve beni takipsiz kalmayın
15 - 22 KASIM 2019 HAFTASININ DİKKAT ÇEKEN 2 FİLMİ
BİR KADIN ZAFERİ / DE DİRİGENT ★★★★ HOLLANDA, Biyografi, Dram
Film Hollanda doğumlu Antonia Brico’nun gerçek hikayesinden uyarlanmıştır.
1920’lerin sonlarında Antonia, büyük bir senfoni orkestrasını başarıyla yöneten dünyanın ilk kadın şefi olmuştur.
Son yıllara kadar, kadınlar dünya orkestra şefleri listesine girmeyi dahi zorlukla başardılar.
Bu yıl, Hollanda tarihinde ilk kez, Hollanda Radyo Filarmoni Orkestrası orkestra şefi olarak bir kadını atadı: Karina Canellakis.
Hani eskilerin bir sürü azim ile ilgili deyimleri vardır bende bunların içinden en çok mermer ile olanını severdim o hesap.
Gerçekten de azmetmek ve inanmakla oluyor herşey.
Ders niteliğinde olan bu filmde kendinizden de bir sürü şey bulacaksınız en azından iki seçenek arasında kalmış insanlar oldukça etkilenecek.
Filmdeki gibi aşkı ve sevdiği işi.
Özellikle bizim ülkemizde işi ile evliliği yada çocuğu arasında kalan ve istemeye istemeye ikinci şıkkı seçenler için mutlaka görülmesi gereken bir film.
Yönetmen ve senarist koltuğunda Maria Peters oturmakta.
Oyuncu kadrosunda; Christanne de Brujin, Benjamin Wainwright, Scott Turner Schofield, Seumas F. Sargent, Gijs Scholten van Aschat, Richard Sammel, Sian Thomas, Tim Ahern gibi isimler bulunmakta.
Filmin kısaca özeti;
1926 yılında geçen filmde 24 yaşındaki Hollandali Antonia’nın hikayesi anlatılıyor.
Genç kadın orkestra şefi olmak istemektedir ancak kimse onun yeteneğine kadın olduğu için inanmamaktadır.
Antonia Brico, çocukluğunda ailesi ile beraber ABD'ye yerleşir.
Artık yetişkin ve 24 yaşında bir kadın olan Antonia'nın tek hayali orkestra şefi olmaktır. Ancak cinsiyetinden ötürü kimse onu ciddiye almaz.
Antonia asla pes etmez ve bir süre sonra piyano dersleri almaya başlar.
Piyano öğretmeni ona konservatuvar için sınava girmesini tavsiye eder.
Bu sırada Antonia evlatlık olduğunu öğrenir.
Artık kaybedecek bir şeyi olmadığına inanan genç kız, anavatanına dönerek ünlü şef Mengelberg'e kendisine şeflik dersleri vermesi için neredeyse yalvarır.
Mengelberg onun yeteneğini ve azmini görür ve onu bir kadın olarak daha fazla şansı olacağına inandığı yere gönderir.
Berlin’e…
Antonia, Devlet Müzik Akademisi'nde iki yıl okuduktan sonra Berlin Filarmoni Orkestra’sını yöneten ilk kadın olur.
Şef olma yolunda ilerleyen genç kadın hayatının aşkı ile tanışır.
Ancak bu tanışma genç kadını ikilemde bırakacaktır.
Hayatının aşkı ondan kendisiyle müzik kariyeri arasında bir seçim yapmasını ister.
Bir süre sonra ya hayallerinin peşinden gidecektir, yada sevdiği adamın yanında yer alacaktır.
15 Kasım itibarı ile sinemalar da,
İyi seyirler
Fragman >>
SÖZ VERMİŞTİN ★★★★ TÜRKİYE, Romantik Dram
Film, sosyal medya aracılığıyla yolları yeniden kesişen Nesim ve Lilyan’ın hikayesini konu ediyor.
Hayatın gerçeklerine rağmen birbirini her gün yeniden ve daha çok sevebilmeyi anlatan Söz Vermiştin, aslında günümüzün hızla tükenen aşklarına sitem ediyor, ediyorda bence yeni nesilin bunu anlama imkanı yok.
Baran Seyhan'ın yönetmen koltuğunda oturduğu filminin oyuncu kadrosunda Emre Karayel, Aslı Tandoğan, Şenay Gürler, İlyas Özçakır, Mazlum Çimen gibi isimler yer alıyor
Filmin kısaca hikayesi;
Lilyan ve Nesim, okuldan arkadaşlardır ve yıllar boyunca görüşmemişlerdir.
Okuldan ayrıldıktan sonra bir daha görüşmediği Lilyan'ı sosyal medyada bulan Nesim, bu tesadüf sayesinde Lilyan ile yıllar sonra tekrar yolları kesişir.
Lilyan, lise orkestrasında gitar çalan Nesim’e gizlice hayranlık besliyordur.
Şimdi ise geç kalmış aşklarını yaşama imkanı yakalayacaklardır.
Aşklarına bir ömür boyu sahip çıkan ve her gün yeniden bu aşkı yaşayan insanların hikayesini paylaşan film’de bir müzik yapımcısı olan Nesim, bu tesadüfi karşılaşmaları ise bir aşka dönüşecektir.
Yıllar sonra gelişen bu aşk bir çok sürprizi de beraberinde getirir.
15 Kasım itibarı ile sinemalarda,
İyi seyirler,
Fragman >>
15 – 22 KASIM 2019 TARİHİNDE VİZYONA GİREN FİLMLER
15 KASIM 2019
SÖZ VERMİŞTİN ★★★★ TÜRKİYE, Romantik Dram
Yönetmen Baran Seyhan
Oyuncular: Emre Karayel, Aslı Tandoğan, Şenay Gürler
ASFALTIN KRALLARI / FORD.V.FERRARİ ★★★★ ABD, Biyografik, Dram
Yönetmen James Mangold
Oyuncular: Matt Damon, Christian Bale, Caitriona Balfe
VE SONRA DANS ETTİK / AND THEN WE DANCED ★★★
İSVEÇ, GÜRCİSTAN, FRANSA, Romantik, Dram
Yönetmen Levan Akin
Oyuncular: Levan Gelbakhiani, Bachi Valishvili, Ana Javakishvili
GECE GELENLER ★★★ TÜRKİYE, Korku
Yönetmen Fuat Yılmaz
Oyuncular: Murat Seviş, Müge Taştan, Tahsin Dursun
BİR KADIN ZAFERİ / DE DİRİGENT ★★★★ HOLLANDA, Biyografi, Dram
Yönetmen Maria Peters
Oyuncular: Christanne de Bruijn, Benjamin Wainwright, Scott Turner Schofield
KRALİÇE LEAR ★★★ TÜRKİYE, Belgesel
Yönetmen Pelin Esmer
Oyuncular: Behiye Yanık, Cennet Güneş, Ümmü Kurt
AYI KARDEŞLER ZAMANDA YOLCULUK ★★★ ÇİN, Animasyon, Macera
XİONG CHU MO: YUAN SHİ SHİ DAİ
Yönetmen Leon Ding
KARLAR ÜLKESİ / FROZEN II ★★★ ABD, Animasyon, Macera
Yönetmen Jennifer Lee, Chris Buck