22 / 29 KASIM 2019 HAFTASI VİZYON TAKVİMİ!

Füsun OLGAÇ

Merhabalar,

22 – 29 Kasım 2019 haftasını 5 film ile açıyoruz.

Bu filmlerden sadece ikisi Türk diğer üçü ise yabancı.

Hafta sinema açısından biraz kısır ama yinede 5 film var içlerinde bir tane de animasyon.

Malum bu hafta çocuklarmıza tatil.

Türk sinemasına hep destek tam destek olmayı unutmayın.

Havalar gün içinde çok sıcak, ama akşamları soğuk lütfen kapı önlerine pati dostlarımız için bir kap su ve bir kap mama lütfen.

Unutmayın hayat paylaştıkça güzel.

Hepinize iyi seyirler ve iyi haftalar, .

1- DENEY ★★★★ TÜRKİYE, Gerilim

Film, 2. Dünya savaşı yıllarında Rus bilim adamlarının yapmış olduğu düşünülen uyku deneyini konu alıyor.

Denekler, 2. Dünya Savaşı sırasında yakalanmış siyasi tutsaklardı ve deneye başlamadan önce, onlara 30 günün sonunda hayatta kalacak kişinin özgür bırakılacağı söylenmişti.

Deneyin amacı ise bir insanın ne kadar süre uykusuz kalabileceği ve bunun insan üzerinde nasıl etkiler yaratacağını belirlemekti.

Odada 5 kişiye 1 ay boyunca yetecek yiyecek ve bulunuyordu.

İnanın tam bir Avrupa tadında Türk yapımı film.

Daha önceleri de bir çok kez vizyon tarihini açıklamalarına ragmen bir türlü beyazperdeye çıkamadılar dilerim bu son verilen tarihtir.

Yönetme koltuğunda Birol Kurt oturmakta,

Senaryo Serkan Aygören kaleminden çıkmış.

Filmin oyuncu kadrosunda ise; Selçuk Kılıç, Serdar Yıldırım, Ercüment Fidan, Büşra Acar, Emel Genç, Denizhan Seçer, Yağız Aydoğan, Hamdi Gürbüzoğlu, Bedirhan Barışer gibi isimler bulunmakta.

Filmin hikayesi;

Askeri bilim adamı olan Albay Vladimir, askeri bilim adamıdır.

Gizli bir deney üzerinde çalışan Vladimir, Rus hükümetinden deney için gereken izinleri alamayınca çareyi Türkiye'ye gitmekte bulur.

Sahte evrak hazırlayıp ekibi ile birlikte Türkiye'ye giden Vladimir, gizli bir mekanı hücre ve sağlık ekipmanları ile donatır.

Uyku üzerine bir deney yapan Vladimir, bunun için uygun denek aramaya başlar.

Kaldığı evin çevresinden insanları kaçırıp onları hücrelere koyan Vladimir, tüm hazırlıklarını bitirip 30 günlük Rus uyku deneyini başlatır.

Hücrede 30 gün boyunca deneklerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak şeyler bulunur.

Hücrenin içi, deneklerin uyumalarını engellemek için ışık ve odaya kimyasal salmak için düzenekler döşenir.

İlk 5 gün her şey yolunda gitse de sonrasında işler değişecektir.

Mahkumlar birbirleri ile konuşmayı keserek, mikrofonlara fısıldamaya başladılar.

9 gün sonra bir denek çığılık atmaya başlar ve saatlerce bağırmaya devam eder.

Ardında 2.Denek’in çığlıkları duyulur.

Diğer 3 denek ise mikrofonlardan fısıldayarak, küçük gözlem camlarını kitap sayfaları ile kapatırlar.

Sonrasında çığlıklar tamamen kesilir.

Bu sessizlik günlerce sürer.

Nihayet araştırmacılar, ne olup bittiğini görmek için odaya girmeye karar verdiklerinde “Artık özgür kalmak istemiyoruz” cevabını alırlar.

22 KASIM itibarı ile sinemalarda,       

İyi seyirler,

2- KARLAR ÜLKESİ 2 / FROZEN 2 ★★★ ABD, Animasyon Macera

Çocukların çok sevdiği çizgi filmden uyarlanan animasyon, çocuk filmi olmasının yanı sıra büyüklere de hitap edebilen nitelikte kaçırmayın derim.

Film’de Arendelle’den çok uzaklarda bir yolculuğa çıkan Elsa, Kristoff, Olaf, Anna ve Sven’in maceralarını anlatıyor.

Elsa’nın neden sihirli güçlerle doğduğunu merak eden Elsa ve arkadaşları, sorunun cevabını aramak için olağanüstü ve bir o kadar da tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.

Daha önce seyrettiğimiz Karlar Ülkesi filminin devamı niteliğinde.

Serinin ilk filminde, Karlar Kraliçesi’nin krallığını sonsuza dek kış mevsimine mahkum ettiği ve iyi kalpli Anna’nın kraliçeyi bulup bu laneti ortadan kaldırmak için uğraştığı macerayı izlemiştik.
Macera dolu yeni filmde ise Elsa, Olaf, Anna, Kristoff ve Sven çok uzaklarda krallığın gizemlerini çözmenin peşinde.

Serinin devamı olan aksiyon dolu animasyon filmi, sadece çocukların değil büyüklerin de çok seveceği bir film.

2013 yapımı Karlar Ülkesi filminde, macerasever ve iyi kalpli bir kız olan Anna ve onun kardeşi Prenses Elsa’yı tanımıştık.

Anna’nın, Elsa’yı bulmak için koyulduğu macerada, O’na, yetenekli bir dağcı olan Kristoff, sadakati ile tanıdığımız Ren geyiği Sven ve kardanadam olan arkadaşı Olaf eşlik etmişti.

Dostluğun vermiş olduğu güçle hep birlikte zorlukların üstesinden geldiklerine şahit olduk.
2019 yapımı devam filminde yine Elsa, Anna, Kristoff, Olaf ve Sven’in maceralarına tanık olacağız.

Doğuştan büyülü güçlere sahip olan Elsa, sadece maceralara atılmakla kalmayıp, buzdan dev dalgalar yaratmak, su üstünde yürümek gibi güçlerini kullanmayı öğrenecek.

Aynı zamanda Anna da kendini yeni yetenekleriyle ispatlayacak.

Yönetmen koltuğunda Jennifer Lee, Chris Buck ikilisi oturmakta.

Senaryo Yönetmen Lee ve Allison Schroeder ikilisinin kaleminden çıkmış.

Filmin başrollerini; Idina Menzel (Elsa), Kristen Bell (Anna), Jonathan Groff (Kristoff)  ve Josh Gad (Olaf), Sterling K.Brown (Matthias), Evan Rachel Wood (Iduna), Marta Plimpton (Yelena),  Rachel Matthews (Hoeymaren) seslendiriyor.

22 KASIM itibarı ile sinemalarda,       

İyi seyirler,

 

BENİM BU HAFTAKİ FAVORİM; ÜZGÜNÜZ SİZE ULAŞAMADIK / SORRY WE MİSSED YOU ★★★★ Dram, İNGİLTERE, BELÇİKA, FRANSA,

İstatistiklere baktığımızda İngiltere'de 4.7 milyon kişi yani toplam çalışan nüfusun 1/6'sı güvencesiz, kısa süreli, düşük ücretli işlerde çalışıyor.

Filmde üzerinde durulan "sıfır süreli sözleşme" 2008 krizi sonrası İngiltere'de yaygınlaşan bir çalışma biçimi.

Bu sözleşme biçimine göre, işçi belli bir işverenle “çalışabilir durumda olduğuna” dair bir anlaşma yapıyor fakat ne çalışma süresi ve saatleri ne de çalışması karşılığında alacağı ücret gibi en temel iki unsur sözleşmeye bağlanan bu anlaşmada yer alıyor ve düzenli, tam zamanlı çalışan diğer işçilere oranla az sayıda hakka sahip olabiliyor. 

Bazı işverenler sıfır süreli sözleşmeyi tatil, hastalık izni ve işten çıkarma vb. durumlarındaki maddi yükümlülüklerden kurtulmanın en ideal yolu olarak tanımlıyor.

Kısmen izlenen bu yol dolayısıyla İngiliz yasaları da işçi ve eleman arasında bir ayrım yapıyor ve bu sözleşme altında çalışanlar pek çok durumda istihdam haklarının (hastalık izni, ebeveyn izni vs.) çok azından yararlandırılıyor.

Günümüzde İngiltere'de çalışanların 20'de biri yıllık tatil izninden yararlanamıyor. 

Senaryosunu, yıllardır Yönetmen Ken Loach ile işbirliği yapan Paul Laverty'nin yazdığı film, Newcastle’da geçiyor; sözleşmeli çalışanların sıkıntılarından yola çıkıyor ve bu kez iki çocuklu bir aileye odaklanıyor.

Filmin ana karakterleri ise kendi kamyonetini almak isteyen Ricky ve evlere bakıcılığa giden eşi Abby’nin düzenli çalışma hayatını sekteye uğratıyor....

Oyucu kadrosunda ise Kris Hitchen, Debbie Honeywood, Rhys Stone, Katie Proctor gibi isimler bulunmakta.

Filmin kısa özeti;

2008 Ekonomik Krizi çoğu insanın olduğu gibi Ricky’nin de işini kaybetmesine neden olmuştur.

Ricky, işsizlik döneminde arkadaşının önerisiyle önüne çıkan bir fırsatı değerlendirerek, kargo teslimatı yapmak amacıyla sürücülük yapmaya başlayan bir emekçi.

Başlangıçta ailesini rahat ettirmek ve iyi bir gelir yaratmak umuduyla "kendi işini kurmak isteyen bu adam", bütün ailesini elinde olmadan büyük bir mutsuzluğa sürüklüyor.

Bunun hayaliyle başladığı iş, onu teslimat için kullanılacak arabayı kiralamak ya da satın alma zorunluluğuna, ücretli izin hakkı olmadan çalışma ve hatta şirkete borçlanmaya kadar varan bir kölelik sistemine götürüyor.  

Eşi Abby ise yine serbest bir çalışan olarak hastabakıcılık yapmakta.

Çalışma saatlerinin uzunluğu ve belirsizliği ile birleşen bu durum ailenin çocuklarıyla ilgilenememesi ve çocuklarının okulda sorunlar yaşamasına yol açıyor.

İnsani ve sağlık boyutu işin içine girince, amirlerin yaptığı baskı, anne ve babanın yaşadığı duygusal baskı ve dayanışma da filmde güzel işlenmiş. 

Film ilk başta ülkemizde de zamanla yarışan ve bu uğurda hayatlarını tehlikeye atan kargo işçilerini hatırlatıyor.

Ülkemizde şu an için belki sadece sağlık, taşımacılık, turizm gibi sektörlerde karşımıza çıkan güvencesiz çalışma biçiminin tıpkı İngiltere'deki gibi krize çözüm olarak daha da yaygınlaşması tehlikesini bizlere hatırlatıyor.  

Büyük bir fırsat olarak gördüğü bu iş hayatlarını düşündüğü gibi kolaylaştırmaz ve Ricky ailesine artık zaman ayıramaz olur.

Aralarındaki bağ çok güçlü olsa da bu zorlu süreç hiçbiri için kolay olmayacaktır.

Filmin sonu, ekonomik kriz nedeniyle işsizlik, yoksullukla günlük hayatında mücadele etmekte olan emekçiler için sarsıcı olacaktır.

Diğer Ken Loach filmleri gibi iyi bir kapitalizm eleştirisi ve mutlaka izlenmeli ve tabii mücadele çağrısına kulak vermeli. 

22 KASIM itibarı ile sinemalarda.

İyi seyirler dilerim.

Filmlerin kısaca konusu ve beğeni seçimlerime göre verdiğim yıldızlar sonrası,

demekki ne yapıyoruz?

Hemen biletimizi alıyoruz ammaaaaaa…   

BENİ OKUMADAN SAKIN SİNEMAYA GİTMİYORSUNUZ

Sevgisiz, sinemasız, ve beni takipsiz kalmayın

 

       22 - 29 KASIM 2019 HAFTASININ DİKKAT ÇEKEN 2  FİLMİ                                                           

 

NAİM: CEP HERKULU ★★★★ TÜRKİYE, Biyografik, Belgesel

Nam-I Değer Cep Herkülü, ülkemiz ve dünya spor tarihine adını altın harflerle yazdıran efsanevi halterci Naim Süleymanoğlu’nun hayat hikayesini konu ediyor.

Naim Süleymanoğlu’nun hayatının anlatıldığı filmde, Süleymanoğlu’na Hayat Van Eck hayat veriyor.

Yönetmen koltuğunda Özer Feyzioğlu oturmakta. Barış Pirhasan’ın senaryosunu yazıp Fahir Atakoğlu’nun müziklerini yaptığı filmi mutlaka seyredin.

Ben şahsen ağlayarak seyrettim ve her seferinde de helal olsun dedim.

Bence bu isim unutulmamalı..

Filmin oyuncu kadrosunda; Selen Öztürk, Gürkan Uygun, Levent Ülgen, Mehmet Esen, Evren Erler, Mustafa Kırantepe, Uğur Güneş, İsmail Hacıoğlu, Yetkin Dikiciler, ve Hayat Va Eck gibi birbirinden değerli isimler bulunmakta.

1.47 Boy 62 kg olup üç çocuğu bulunmaktadır.

Naim, 23 Ocak 1967’de Bulgaristan Kırcaali’de Ahatlı köyünde, Hatice Hanım ve Süleyman Bey’in oğlu olarak dünyaya geldiğinde ona verdikleri isim “Naim Süleymanoğlu”ydu.

Ancak daha sonra 1985’te Bulgaristan’da isim değişikliği uygulaması başladığında, artık “Naum Sulejmanow” olacaktı.

Muharrem adında bir de kardeşi vardı.

Ailesi Ahatlı köyünden Mastanlı şehrine yerleşti; Naim 2 yaşındaydı.

Süleyman Bey, Mastanlı/ Kırcaali otobüs hattında şoförlük yapmaya başlamıştı.Konuşmayı pek sevmeyen sakin bir çocuktu Naim.

Yıllar sonra herkesin tanıdığı “Naim Süleymanoğlu” olduğunda da çocukluğunu hiç yaşayamadığını fark edecekti.

Bir şampiyon olmanın bedeli vardı.

Yaşıtlarının sokakta top koşturduğu, taştan topraktan oyunlar kurduğu zamanlarda o antrenmanlardaydı.

Süleymanoğlu, haltere 1977'de başladı.

15 yaşında iken Brezilya'da düzenlenen dünya gençler halter şampiyonasında 52 kiloda iki altın madalya alarak şampiyon oldu.

Onaltı yaşında rekor kırarak yine şampiyon oldu.

Böylece halter tarihinde en genç dünya rekortmeni ünvanını aldı.
1983 yılında Viyana'da yapılan turnuvada, 56 kiloda dünya rekorlarını sırası ile koparmada 130.5, silkmede 165 ve toplamda da 295 kilo olarak kırdı.

Daha sonra bu rekorlarını yine kendisi kırdı.

1986 yılında dünya şampiyonasında 60 kilo kategorisinden katıldı ve toplamdaki rekorunu 335 kiloya çıkararak dünya şampiyonu oldu.

1988 Seul Olimpiyatları'da ise yine 60 kilo kategorisinde muhteşem rekorlar kırdı.

(Toplam: 342,5 kg) Naim Süleymanoğlu'nun Seul'daki muhteşem başarısı ile Türkiye'ye olimpiyatlarda güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu oldu.
1984, 1985 ve 1986'da dünyada, yılın haltercisi seçildi.

1984 Los Angles Olimpiyatları'na, Bulgaristan'ın da Sovyetler Birliği'nin yanında boykota katılması nedeniyle katılamayan Süleymanoğlu, ülkesindeki baskılardan kurtulmak için, 1986 senesinde, Melbourne, Avustralya'da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda bir süre ortadan kaybolan ve daha sonra 11 Aralık'ta ortaya çıktığında, Türk Büyükelçiliği'ne sığınarak, Türkiye'ye iltica etti.

Türkiye ye ilticasında ve getirilmesinde bizzat Turgut Özal devreye girmişti.

Türk Milli Takımı adına karşılaşmalara çıkma telebinde bulunan sporcu, talebinin kabul edilmesinin ardından, Naim Süleymanoğlu adını aldı.
1992 Barcelona Olimpiyatları'nda, rakiplerine karşı ezici üstünlük sağlayarak, yurda altın madalyayla dönen Naim Süleymanoğlu, yine o sene, Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçildi.

1993 Dünya Şampiyonasında, 3 altın madalya kazanmasının yanı sıra, 2 de dünya rekoru kıran halterci, 1994'te Bulgaristan'da yapılan, Avrupa Halter Şampiyonası'nda da, sadece üç kaldırış yaparak, üç dünya rekoru kırdı.
Çin'de yapılan dünya şampiyonasında sakatlığı devam ediyordu ve 3 altın madalya kazandı.

Naim Süleymanoğlu, Uluslararası Halter Federasyonu'nun Aralık 2000'de Atina'da toplanan kongresinde asbaşkanlığa seçildi.

Süleymanoğlu, Siroza bağlı karaciğer yetmezliğinden dolayı tedavi gören Süleymanoğlu'na 6 Ekim 2017 tarihinde karaciğer nakli yapıldı.

Nakil sonrasında beyin kanamasına bağlı ödem nedeniyle ameliyeta alınan Süleymanoğlu'nun hayati tehlikesinin sürdüğü belirtildi.

Yoğun bakımda tedavi gören Naim Süleymanoğlu, 18 Kasım 2017 tarihinde kaldırıldığı Ataşehir Memorial Hastanesinde hayata veda etmiştir.

Cenazesi 19 Kasım 2017 pazar günü Fatih Camii'nden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliği'nde şair Mehmet Akif Ersoy'un yakınında defnedilmiştir.

Ruhu şad olsun.

22 Kasım itibarı ile sinemalar da,

İyi seyirler

 

DOKTOR UYKU / DOCTOR SLEEP ★★★★ ABD, Gerilim, Fantastik

Bu bir Stephan King filmi ve ben bu adamın kalemine görüşüne bağlamalarına her şeyine garip bir şekilde hayranım.

Filmde Danny yetişkin bir adam olmasına rağmen, çocukluğunda yaşadığı olayların karanlık gölgesi altında yaşamaya devam etmektedir ve bu travmayla boğuşup durmaktan yorgun düşerek kendini alkole vermiştir.

Alkol bağımlısı olan Danny, babasının alkolizm ve umutsuz mirasını üzerinden atmak için New Hampshire kasabasında bir bakım evinde işe girmeye karar verir.

Burası, ona tekrar parlama gücü verebilecek nadir yerlerden biri olacaktır…

Stephen King’in romanından uyarlanan yapım, aynı zamanda 1980 yapımı Cinnet isimli filmin devamı niteliğinde diyebiliriz.

Lütfen Cinnet filmini izlemeden bu filmi seyretmeyin eğer seyrederseniz bu filmi anlamanız daha kolay ve daha detaylı olacaktır.

Filmin yönetmen koltuğunda Mike Flanagan oturmakta

Senaryo tabiiki Yöetmen Flanagan ile Stephan King’e ait.

Filmin oyucu kadrosu; Ewan Mc Gregor, Rebecca Ferguso, Kyliegh Curran, Cliff Curtis, Carl Lumbly, Zahn McClarnoN, Emily Alyn Lind, Bruce Greenwood gibi isimler oynamakta.

Filmi kısaca özeti;

Danny Torrance (Ewan McGregor) isimli çocuk küçük yaşlarda başına gelen travmatik olaylardan dolayı bazı genetiklerin de etkisi ile oldukça zor zamanlar yaşamıştır.

Travmaların üzerinden oldukça olumsuz etkileri olması nedeniyle kendin bir bataklıkta hisseden genç adam bundan kurtulmak için ise bol bol alkole bağlanmıştır.

Zaman içinde alkole olan bağlılığı tedavi boyutuna gelince de bir takım çareler düşünmek zorunda kalır.

Babasından miras olarak aldığı alkol ve şiddet eğiliminden kurtulmak isteyen Danny, kendi durumundan dahi memnun değildir.

Kısa sürede kötü alışkanlıklarından uzaklaşmaya çabalayacaktır.

New Hampshier kasabası, onun hayatının dönüm noktasını oluşturacaktır.

Danny, burada kendisine her konuda destek olan insanlarla karşılaşacaktır.

Geçimini ise bir bakım evinde çalışarak sağlayacaktır.

Işığı ile birlikte, son anlarını yaşayan insanlara huzur vermeyi amaçlayacaktır.

Bu gruba katılması ise hayatı beklenilenden daha farklı şekilde yol almaya başlar.

Destek grubunun adı parlama olarak açıklanırken birden Danny kendini bu destek grubunda iş yaparken bulur.

Ömürlerinin son anlarında yer alan insanların huzurlu bir şekilde ölmelerine yardımcı olmak için çaba gösteren Danny bunu iş haline getirir.

Huzur evini işleterek geçimini sağlamaya başlamışken Amerika’nın her tarafında ortaya çıkan bir akımla sarsılır.

True Knot verilen bu grup uzaktan yaşlı ve zararsız görünmesine karşılık oldukça korkunç işler yaparlar.

Bu topluluğun üyeleri, refah aramak için zamanlarını dolaşarak geçirmektedirler. Çoğunluğu yaşlılardan ve zararsız insanlardan oluşan grubun, gerçek faaliyetleri kan dondurucu niteliktedir.

Danny, benzer yetenekleri sahip olduğu Abra Stone (Kyliegh Curran) isimli kızla arasında psişik yönden bir bağ kuracaktır.

Bu davranışı göstermesiyle, True Knot grubunun yetenekli insanları hedef aldığını gözlemleyecektir.

Bu grup yetenek sahibi çocukların işkence görmesine neden olurken Danny bu olaya kayıtsız kalamayacağını farkeder.

Ölümsüz olmak adına bu çocukların yeteneklerini kullanan yaşlı insanlar Abra sayesinde bunu başarmayı amaçlarlar.

Danny’nin içinde bulunan gücü ve şeytani parıltıyı ortaya çıkarmak isteyen Abra’nın Danny ile alakalı da planları olduğunda kaçınılmaz bir savaşın kapılarının çalması anlamına gelecektir.

Abra, bu zamana kadar görmediği yeterlilikte bir psişik güce tanık olacaktır.

Danny’i kısa süre sonra, kendisi için savaşmaya itecektir.

Yarı ölümsüz gruba karşı, kolay bir mücadele olmayacaktır.

22 Kasım itibarı ile sinemalarda,

İyi seyirler,

      

    

         22 – 29 KASIM 2019 TARİHİNDE VİZYONA GİREN FİLMLER   

     

     KARLAR ÜLKESİ 2 / FROZEN 2 ★★★ ABD, Animasyon Macera

     Yönetmen: Jennifer Lee, Chris Buck

Oyuncular: Kristen Bell, Idina Menzel, Josh Gad

 

     NAİM: CEP HERKULU ★★★★ TÜRKİYE, Biyografik, Belgesel

Yönetmen Özer Feyzioğlu

Oyuncular: Hayat Van Eck, Yetkin Dikinciler, Selen Öztürk

 

     DOKTOR UYKU / DOCTOR SLEEP ★★★★ ABD, Gerilim, Fantastik

Yönetmen Mike Flanagan

Oyuncular: Ewan McGregor, Rebecca Ferguson, Kyliegh Curran

 

     DENEY ★★★★ TÜRKİYE, Gerilim

Yönetmen Birol Kurt

Oyuncular: Selçuk Kılıç, Serdar Yıldırım, Ercüment Fidan

 

     ÜZGÜNÜZ SİZE ULAŞAMADIK / SORRY WE MİSSED YOU ★★★★ Dram,

    İNGİLTERE, BELÇİKA, FRANSA,

Yönetmen Ken Loach

Oyuncular: Kris Hitchen, Debbie Honeywood, Rhys Stone