Yukarıda müthiş bir konserin hazırlığı var!
Ah be Hasanım; her şey aklıma gelirdi de senin arkandan yazacağım aklımın ucundan bile geçmezdi..
Geçenlerde gene bir dostun arkasından yazmıştım ve sevgili Erkmen Sağlam; şöyle bir yorum yapmıştı:
-Sevgili Hulusi bakalım daha kimlerin arkasından yazacaksın?
Offff oofffff! Yüreğim fena kabardı.. Nefes alamıyorum.. Hasan’ın o hep gülen yüzü gözlerimin önünde..
Sadece iyi bir menajer değildi.. Çok kuvvetli de bir kalemi vardı.. ‘Yaz’ diyordum Hasanım yaz.. Bildiklerin, gördüklerin sende kalmasın.. Yaz!
Yok, klavye elimin altından kayıyor.. Tuşlar havada uçuşuyor Kayahan’ın alıcı kuşları gibi..
Haberi veren sevgili İlhan İrem’in sözleri çınlıyor kulağımda:
-Hasan’ı kaybettik..
Barış.. Cem.. Fikret.. Tanju Okan.. Berkant.. Erol Büyükburç.. Yurdaer Doğulu.. Şenay & Şerif.. Esmeray.. Salim Ağırbaş.. Aşık Mahzuni.. Neşet Ertaş.. Veysel.. Azer.. Müslüm Baba.. Moğol Engin.. Selmi Baba.. Denizci Süheyl..
Plakçılar Çarşısı’ndan Yaşar.. Yavuz.. Atilla ağabeyler..
Gazeteci deseniz; Hey’den Yener Abi.. Sami..
Bir tek menajer eksikti; Hasan gitti o da tamam oldu..
Yukarıda sıkı bir konser hazırlığı var.. Sunuculuğu da Tarık Akan yapacakmış.. Sahne kurulmuş.. Prova yapan orkestranın sesi gelmeye başladı.
BOYNUZ; KULAĞI GEÇER
Uzun yıllar önce sevgili Nejat Uygur ağabeyimle, tiyatrosunun kulisindeki odasında ıhlamurlarımızı içiyoruz.. Birden durdu ‘Baba’ ve şöyle dedi:
-Hulusi; boynuz kulağı geçer.. Bizim oğlanlar bu hafta ilk oyunlarına başlıyor, mutlaka gel izle, gözlerinle gör..
Bizim oğlanlar.. Yani..
Süheyl ve Behzat.. Uzun yıllar tiyatroseverler tarafından adları karıştırılan iki kardeş..
Nejat Baba’nın daveti üzerine gittim elbette..
Oyun bitti.. Daldım kulise.. Önce delikanlıları kutladım, sonra da ‘Baba’ya döndüm:
-Boynuzlar kulağı geçecek Baba..
Önceki gece sevgili Behzat’ı aradım..
Çünkü az önce izlediğim yeni dizide (Bizim Aile- Fox TV) jenerikte oyuncular sayılırken şöyle bir isim geçiyordu:
-Nejat Uygur..
2017 yapımı bir dizide rahmetli olamayacağına göre..
Ya lafı uzatıyorum… Bizim Behzat’ın oğlu da oynuyordu: Genç Nejat Uygur..
Öncelikle şunu yazayım: Bu dizi tutar değil tuttu.. Böylesine içimizden insanlar, çevre ve konular olduğu sürece keyifle izlenmeye aday..
O baba.. Alkolik baba.. Müthiş..
O en küçükleri kıvırcık.. Dünya tatlısı..
O en küçükten bi önceki kız; dünya şirini.. Geleceğin büyük oyuncuları arasına şimdiden adını yazın..
O abla.. Muhteşem ötesi..
Ve iki delikanlı ağabeyler.. İşte onlardan kıvırcık olanı Nejat Uygur..
Zaten yolda görsem suratına bakar, ‘Babana selam söyle’ derim.. O derece benziyor Behzat’a..
Eveeeet bir boynuz daha kulağı geçmeye başladı.
Uygurlar’a ve Türk tiyatro, sinema ve televizyonlarına hayırlı olsun..
KÖTÜ TAVUK ŞERAFETTİN!
Biliyorum insanoğlu dışında Şerafettin adını alan ilk canlı bir kedi ama ben de tavuklara koydum.. (ulan yanlış anlaşılacak, tavuklara Şerafettin adını koydum)..
Bir sakıncası bir itirazı olan var mı?
Bir reklam; bir hamhumburger reklamı.. Neymiş; ancak içine iyi tavuklar pişerek girebilirmiş.. Kötü tavuklar asla giremezmiş..
Kötü tavuk Şerafettinler de çitin öte yanından iyi ve de pişmiş tavukların başına gelenleri izlermiş..
Bir an düşündüm;
Bizler de iyi insan Şerafettin kötü insan Şerafettin değil miyiz?
İyi olanlar anında paket olup öteki tarafa servise..
Kötü olanlar bu tarafta kazık çakıp çitin arkasından iyileri izlemeye..
Aynen devam..
Yaşasın kötülük..
Yaşasın Kötü Kedi Şerafettin..
Yaşasın Kötü Tavuk Şerafettin..
VE ALLAH KERİM’E GÖR DEDİ!
Havada alev alan özel bir jet kendini son anda Atatürk Havalimanı’na attı.. Alevler daha da büyüdü.. Alanın ve çevre ilçelerden gelen itfaiyenin çalışması sonucu yangın kontrol altına alındı.
Alan; inişlere ve kalkışlara açıldı. A Haber muhabiri Kerim, tel örgülerin arkasından bu bilgileri verdikten sonra şöyle dedi: Sağanak halinde yağmur devam ediyor.. Şu an gök gürültüsünü çok rahat buradan GÖREBİLİYORUZ.
SANATÇILAR VE DOSTLARI AKIN ETTİ
İrem Derici hastaneye kaldırılıp yoğun bakımda tedavi altına alındı.. Kendisine acil şifalar dilerim..
Haberin devamı özellikle TV kanalların magazinlerinde şöyle verildi:
‘Sanatçılar ve dostları hastaneye akın etti..’
Yahya Kemal’in Akıncı şiiri geldi aklma:
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik/ Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik/ Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!/ Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle..
Acaba dedim bizim İrem’e akın akın gelenler kimmiş?
Buldum.. İki genç hanım; biri Merve Özbey.. Bağışlasın ötekinin adını çıkartamadım..
Evet akın akın gelen iki genç hanım..
İki atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik..
İLKAY ABLAM; BEKÇİNİN DÜDÜĞÜNDEN HABERİN YOK SANIRIM
Söylemezsem Olmaz- Beyaz TV
Çocuk kaçırmalarına karşılık o eski bekçiler vardı, gene olsalar önüne geçilmez mi diyor moderatör İlkay Buharalı..
Aç parantez; bu ablamı da gördükçe bi iştahım kabarıyor..
Aman yanlış anlaşılmasın; yıllarca Cağaloğlu’nda sürekli müşterisi olduğumuz Buharalı Ocak Başı gözlerimin önüne geliyor.. Gene ağzım sulandı valla.. Ah o külbastılar ah o çöp şişler, şalgamlar. Ve tabii ki.. Anlayan anladı..
Bircan’la Nihat bir yorum yapmıyor bekçi konusunda.. Susuyor ikisi de..
Ah be ablalarım abilerim.. 1 ay önce.. 14 Ağustos 2017’de bekçilik müesesesi yeniden kuruldu.. Ve bizim bekçiler düdükleri ağızlarında gene gece yarısından sabaha kadar sokak sokak dolaşmaya başladı..
Haber; gazetelerde ve hemen tüm haberlerde yer aldı.. Nasıl fark etmediniz?
SEKSENLER BİTTİ.. YOLDAN ÇIKTI..
Seksenler dizisinin en ‘namuslu’ mahalle sakinlerinden Çaycı Mesut (Necmi Yazıcı) hemen yeni bir diziye başladı..
Kanal D Meryem’de polis memuru Ertan.. Savcılık emrine verildi.. Ve ne kadar (tüm polis kardeş ve ağabeylerimden özür dierim) yalaka bir polis olduğunu daha ilk bölümden gösterdi..
Yeni tipine zor alışacağız be sevgili Necmi..
EYFEL KULESİ NASIL YAPILDI?
Aşk dendiğinde akla ilk gelen şehir elbette Paris! Paris dendiğinde ise akla romantik sevgililerin önünde fotoğraf çektirdiği Eyfel Kulesi gelir. Peki Eyfel’in hikayesini biliyor musunuz?
Atv’de Murat Yıldırım’ın sunduğu Kim Milyoner Olmak’ta bu soru çıktı.. Delikanlı cevap verdi:
-Bildiğim kadarıyla Amerikalılar Eyfel’i yapıp Fransızlara hediye etmiş.. Fransızlar da Özgürlük Heykelini yapıp onlara göndermiş..
Aynen ben de böyle biliyordum.. Ama sunucumuz demez mi;
-Ben de Eyfel’in bir pazar bir fuar için yapıldığını duymuştum..
Şimdi bilemedin Murat, hadi çık Taksim’e bir tur at dedim kendi kendime..
Dayanamadım, sordum Google abime.. Demez mi;
-Eyfel Kulesi Eiffel firması tarafından Fransız Devriminin 100. yıl kutlamaları için düzenlenen Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edildi.
3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. İnşaatın ilginç tarafı inşaat sırasında hiç ölüm yaşanmamasıydı
Özür dierim Murat.. Tamam tamam çıkıyorum Taksim’e.. Sen kazandın..
Bu arada 19 yaşındaki yarışmacı Çağdaş, 250 bini de kaptı.. 1 milyonluk soruyu bekliyordu bu satırlar yazıldığında..
BU KIZ O KADAR SAF MI?
Hangi kız mı?.. Daha doğrusu kız çocuğu?.. Türk Telekom reklamındaki.. Hani gazetesini okuyan babasına gelip,
-Babacığım; 15 günde 3 kitap okuyan biri, 3 ayda kaç kitap okur? Diye soran ergen..
Devir test devri.. Öğrencilere test de başka bi şey deme..
Şimdi yukarıdaki soruyu bırakın kağıdı kalemi akıllarından çözüyorlar..
Daha güzel bi reklam bul Türk Telekom..
Sana yakışmadı..