BAŞLARKEN
Merhaba değerli MAGAZİNKOLİK okurları. Gazeteci arkadaşım kardeşim Nurcan Sabur’un medyada yükselen değer olan magazinkolik.com sitesindeki yazılarıma başlıyorum.
Biraz bugünden; çoklukla da dünden yazacağım. Nostaljik konuları seçmem sizleri memnun etsin; çünkü, yazacaklarımı benden başkasından öğrenemezsiniz.
Anlattığım dünleri okuyup bugüne bakınca, iki ayrı ülkeden ve iki ayrı toplumdan söz ediyorum gibi gözükebilir. Herşey çok değişti.
…………………
Gidelim 1970’li yıllara… Beş büyük gazinonun aynı anda ve her gece dolu dolu çalıştığı… kaliteli müzikle gurme mutfak sanatının sunduğu…
“Yeşilçam” denilen rüya fabrikasının aralıksız çalıştığı…. Medyanın ve siyasetin etik kuralların içinde kaldığı dönemlere…
…
Boğaz’ın kayıp musikisi
- Sosyal hayatın önemli buluşma yerlerinden olan gazinolarla ilgili çok renkli anılar vardır. Onları sık sık anlatacağım. Bugünlük Boğaziçi gazinolarının sunumuyla başlayalım.
Boğaz'ın ünlü gazinoları arasında , dönemin İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından yıkılanlardan Aşiyan ile Bebek Belediye Gazinosu vardı.
Belediye Gazinosu bugünkü Bebek Parkı'nın yerinde; Aşiyan ise bugün Orhan Veli heykelinin bulunduğu yerdeydi. Sahibi Osman Kavran’dı.
Bedrettin Dalan, mucidi olduğu kazıklı yollarla da dünyanın incisi Boğaziçi’ni naylon boncuklara çevirmeye uğraşan kişidir.
Deniz kenarındaki Bebek Belediye yazları bahçe bölümünü açardı. Sahibi rahmetli Asım İslamoğlu harika bir insandı. Şakacıydı, sevecendi, alçakgönüllüydü. Gazinosu her zaman kaliteyi korudu.
Bebek Belediye'nin tam karşısında Fahrettin Aslan'ın Bebek Maksim Gazinosu dikilirdi. Yüksek merdivenler ile çıkılan ve sonra da yıkılan Bebek Maksim döneminde unutulmaz anılarım vardır.
Yerini son gördüğümde otoparktı. Fahrettin Aslan'ın, 1970'li yıllardaki assolistleri Behiye Aksoy, Bülent Ersoy, Emel Sayın ile Gönül Yazar'dı. Daha sonra onlara yeni assolist Muazzez Abacı katıldı.
Göksel Arsoy, derin mavi kostümleri ve sapsarı saçlarıyla Maksim'in beğenilen solistlerindendi.. Selma Güneri de çok tutulurdu. Hele bir de coşup oynarsa..
Ve Maksim'in o muhteşem fasıl heyeti.. Bir de Müdür Mustafa'sı.. Onu, Maksim'in yeniden açılışında, 20 küsur yıl sonra görünce duygulanmıştım.
Bebek Belediye ise çok solist değiştirdi. Bir dönemler Sevim Tuna en uzun süreli çalışan solistiydi. Görkemli kadın Sevim Tuna yürekleri yakardı.
Toplumun her kesiminden oluşan çapkın aşık müşterileri vardı. Sevim Hanım, güler yüzle hepsini selamlayarak aşık müşterilerinin düşlerini sürdürmelerini sağlardı.
Buğulu sesiyle Gönül Akkor da Bebek Belediye sahnesine çok çıktı. Aslında solistler çok gazino değiştirmiştir.
Ama bazıları da, bazı gazinoların sürekli solistleri olmuştur. Örneğin Sevim Tuna, Bebek Belediye'de yıllar boyu sahneye çıktı.
Neşe Karaböcek ise, İbrahim Tatıses’in İstanbul’daki ilk gazino çalışmasında Bebek Belediye’de assolistti, belki de tüm zamanların izleyici rekoru kırılmıştı.
Saat 20.00’de gazino doluyor ve kapılar kapatılıyordu. Erkan Yolaç da, çok uzun yıllar aynı gazinoda sunuculuk yaptı. Erkan Yolaç, gazinonun sembolüydü.
Neşe Karaböcek çok defa Bebek Belediye Gazinosu’nun assolisti oldu. , ancak en uzun süreyle “babası saydığı” Osman Kavran'ın gazinolarında sahneye çıktı.
İstanbul'da, Aşiyan, Lunapark, İzmir'de Göl ve Manolya’da çok başarılı programlar yaptı.
Boğaz'da gazinoların baharı çok güzel olurdu. Tertemiz aileler topluca gelirdi, aşıklar ikili masalarda rahat ederdi.
Bütün büyük solistler sahnelerde yer alırdı. Sadece Bebek bölgesindeki üç gazino birbirine bir kaç adım uzaklıktaydı.
Işıl ışıl musikinin renkleri düşerdi Boğaz sularına. Neonlar yanardı pırıl pırıl. Kocaman neon yazıları sanatçıların isimlerini ışıklarıyla karanlığa yazar, gazinolara davet ederdi. Behiyeler, Zekiler, Bülentler, Neşeler, Gönüller, Emeller, Muazzezler…
Ajda Pekkan, Tanju Okan, Berkant, Beyaz Kelebekler, Serpil Örümcer, Yaşar Özel, Fatma Girik, yepyeni bir ses İbrahim Tatlıses, Seçil Heper, Orhan Boran ve Ateş Böcekleri diğer ünlüler..
Ve hele çoğu ünlü besteciler olan saz üstadları… Türkücüler, batı müziği solistleri, komikler, dansözler.. Bir cümbüş ki..
Otomobillerin park derdi: "-Biz park edelim beyfendi.. Merak etmeyin arabanıza çizik olmaz."
Park kahyasının otomobilinizi alması mutlaka kibarca olmalıydı. Müşteri daha ilk temasta sinirlendirilmezdi.
En ufak kabalık yapan otoparkçı gazino patronu tarafından "sertçe" kovulurdu.
Parkçının ardından operet mareşali üniformasıyla kapıcı buyur ederdi, nazik bir eğilişle.
Ve şef karşılardı: "-Süha bey, şeref verdiniz efendim. Hanımefendi hürmetler ederim.."der ve hanımefendinin mutlaka elini öperdi. Şefler görgülü adamlardı.
Gazinoların dünyasındaki insanlar ayrı bir koloni gibiydi: Müşterisi, şefi, garsonu, müzisyeni, solisti, patronu, otoparkçısı, vestiyeri, fıstıkçısı, organizatörü, komisi, sahne amiri ve çiçekçi kadınıyla..."