Google Aliye Berger'in resminin yer aldığı fotoğrafı Google yazısı ile tasarladı.
Adını geniş sanat çevrelerine ilk kez 1954’te resim yarışması ile duyuran sanatçı Aliye Berger iki sene üst üste eserleri ile ödüle layık görüldü.
İşte, Aliye Berger'in biyografisi.
Şakir Paşa Ailesi'nin üç kızı da sanata yöneldi
Geçmişleri acı tatlı olaylar ve serüvenler ile dolu Şakir Paşa ailesi, İstanbul'un kalburüstü ailelerinden biri olarak tanınırdı.
Soyağaçları, baba tarafından Türki memleketlerine, anne tarafından Girit'e dayanır.
Şakir Paşa'nın büyük kızı Hakkıye Hanım (seramikçi Füreya Koral'ın annesi) el işlemeleriyle, ikinci kızı Ayşe Hanım ise piyanistliğiyle tanınırdı.
Hakkıye Hanım Side'ye yerleşerek oradaki büyük bir konağı otele dönüştürmüştü.
Ailenin üçüncü kızı Fahrunnisa Zeyd, bilindiği gibi bir dünya ressamıydı. Ailenin son çocuğu ise Aliye Berger'di.
Aslında ablalardan uyarı gelmişti
Ailenin son kızı Aliye Hanım'ın müzik bilgisi edinmesi için, İstanbul' a yerleşen ünlü Macar virtüözü Karl Berger' e gönderilmesi uygun görüldü.
Keman dersleri almaya başlayan küçük Aliye, kısa bir süre sonra ünlü hocasına aşık oluverdi.
Karl Berger, cana yakın bir erkek güzeliydi. Türk ve gayrimüslim aile kızlarıyla bu türden ilişkileri vardı.
Aliye Hanım'ın ablaları, Hakkiye ve Ayşe Hanımlar, küçük kardeşlerinin Karl Berger ile ilişkisini sezerek onu uyarmışlardı.
"Berger benimle evlenecek!"
Ama Aliye Hanım, bu uyarıları, "Berger benimle evlenecek!" diye cevapladı.
İstanbul'un değişik semtlerinde değişik sevgililerle bulunduğu söylenen müzik hocası, gün geçtikçe Aliye'den uzaklaştı hatta müziğe yeteneği olmadığını ileri sürerek derslere son verdi.
Aşkının reddedilmesi anlamına gelen bu olay üzerine, hırçınlığı ve asabiyeti artan Aliye Hanım, onu tehdit girişiminde bile bulundu.
Bu durum karşısında Karl Berger, İstanbul' u terk etmeye hazırlanıyordu.
İşyerini boşalttı ve geceleri ders verdiği öğrencilerinden Madam Onnig'in Üsküdar' daki evinde kalmaya başladı.
35 gün hapis cezası
Bu evi bulan Aliye Hanım, aşkının da verdiği taşkınlık ile kendisine rakip gördüğü kadını vurmayı planladı.
Bir gece, eniştesinin tabancasını alarak Üsküdar yollarına düştü.
Macar virtüözü buraya geç saatlerde geliyordu.
Aliye Hanım, bir gece yarısı bu evin kapısına dayandı ve ateş etti.
Ama kapıyı açanı yaralamıştı. Bu kişi de, galiba evde çalışan bir kimse ya da kızın annesiydi.
Söylentiye göre Karl Berger bu sırada alt kattan kaçmaya çalışıyormuş.
Sonuç olarak Aliye Şakir, otuz beş gün hapis cezasına çarptırıldı.
Doktor raporlarına göre, bu suç asabiyetle işlenmiş ve suçlu da tanınmış bir aileye mensup olduğundan, böyle bir suçu tekrar işlemeyeceğine kanaat getirilmiş cezanın ertelenmiş.
Evlilikten 6 ay sonra ölüm geldi
Bu olaydan sonra Aliye Berger'in Karl Berger ile beraberliği yirmi üç yıl sürdü. Karl Berger' in ölümünden altı yedi ay önce, beraberlikleri resmileştirilmişti.
Karl-Aliye Berger evliliği 1947 yılında Karl Berger' in ölümüyle son buldu. Büyükada iskelesinden kalkmak üzere olan Ada vapuruna binmek üzereyken, Karl Berger' in kalbi duruverdi.
Resim aşkı başta baba tarafından engellendi
İşte resme yönelme Berger'in ölümünden sonra başladı.
Aliye Berger'in gençlik yılarında, keman çaldığı ancak hiç resim yapmadığı bilinir.
Karl Berger' in ölümünden sonra, ona olan şiddetli aşkını gravüre adayarak üne kavuştu.
Kendisinin anlattığına göre, çocukluk ve gençlik yıllarında üç kez resim ile ilgilenmek istedi.
Resme karşı ilk sevgisini babasının kitaplarını karıştırırken, Çin resimlerini gördüğünde duydu.
Ağabeyi Cevat Kabaağaç' ın İtalya' dan dönüşünde getirdiği boy boy çıplak kadın resimlerini gördüğündeyse, resim sanatı ikinci kez ilgisini çekmişti.
Babası Şakir Paşa,, bu resimlere çok kızmış, köşkün her yerinden kaldırtmıştı.
Ödüller gelmeye başlar
Aliye Berger eşine karşı olan bütün aşkını önce heykele, daha sonra da gravüre yöneltir.
Hocası John Buckland Wright'ın atölyesinde üç yıl çalışır. Oymalar, kazımalar ve siyah-beyaz boyalar, Karl Berger' e karşı duyduğu aşkı gibi onu bütün varlığıyla sarar.
Berger'in Güneşin Doğuşu isimli eseri
Onun gravürleri, kendi iç dünyasının dışa yansımasıdır. Sanatçılığında Karl Berger'e karşı duyduğu aşkın mayası vardır.
Daha çok siyah ile beyazı yeğler. Bu sanatı Karl'ın acısını unutmak için seçtiğini anlatır.
İlk sergisini İstanbul' da 1951 yılında açsa da bu meslekteki çabasının ödülünü 1954 yılında alır.
Yapı Kredi Bankası'nın Uluslararası Yarışması' nda birincilik ödülü Aliye Berger'e verilir.
Tez zamanda çok sergi
Yirmi-yirmi beş yıl boyunca, dolu dolu çalışmalarıyla Aliye Berger, resmin en zor dalı sayılan gravürcülüğünü doruğa çıkardı.
Açtığı 12 özel ve 48 karma sergisi, sanat tarihinde ender görülen olaylardandır.
Yurt dışında 14 şehirde sergide onun eserleri sergilendi
Özel sergileri Paris, Londra ve Viyana gibi büyük sanat merkezlerinde, katıldığı karma sergilerse yine 14 yabancı kentte açılmıştı.
Bu arada, sanatçının İstanbul Resim Heykel Müzesi'nde dört, Albertina Museum'da üç yapıtı sergileniyor.
Aliye Berger gravür sanatına geç başladı, ama bu sanatıyla yaşadığında, az zamanda rekor denecek sayıda yapıt üretti.