11 yıl olmuş Hürriyet’ten ayrılalı. Bu zaman içerisinde Hürriyet’te olup bitenler hakkında çok yazı yazdım. Ya bizzat yaşadıklarım ya da çok güvendiğim haber kaynaklarımın anlattıklarıydı bunlar. Bunca yıl içinde ruhumuza işleyen habercilik duygusuyla bazen sert yazılar da yazdım. Özellikle de 23 yıl boyunca organizasyonunda bizzat yer aldığım Altın Kelebek hakkında eleştiriler yaptım.
Ancak geçen akşam 47. Altın Kelebek Ödülleri Töreni’ni izlerken “bu kez olmuş” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Cem Davran ve Çağla Şıkel’in sunumuyla gerçekleşen Pantene Altın Kelebek’te ödül alanlar kadar ödül verenler de törene yakıştı. Ödül kazananlar dışında davetli olmaması belki heyecanı biraz azalttı ama törenin pandemi koşullarında yapılması nedeniyle doğal karşıladım.
Altın Kelebek ödül töreni öncesinde adaylıktan çekilmeler yaşanmıştı, hatırlarsanız. Bu konuyu da “Bu da bir başka hakaret türü” başlıkla yazımda ele almıştım. Altın Kelebek ödül törenini izlediğimde, adaylıktan çekildiklerini açıklayanların haklı olmadıklarını gördüm. Çünkü aday oldukları alanlarda ödül kazananlar, bence onlardan daha iyiydi. Bu yüzden adaylıktan çekildiklerini açıklayanların bu davranışı, “reklam kokan hareket olarak” kaldı. Ama ben yine de Altın Kelebek’te “aday gösterilmesine” karşı çıkan tarafta olduğumu belirtmek isterim. Çünkü 47 yıllık Altın Kelebek “ruhuna” aykırı buluyorum.
* * *
Altın Kelebek ödül töreninin ardından hemen bir “İbrahim Tatlıses” infiali yaratıldı. Yok efendim, Yaşam Boyu Onur Ödülü neden İbrahim Tatlıses’e verilmiş, Dünya Kadın Hakları Günü’nde bu yapılır mıymış, diye tepkiler oluştu.
Açıkçası ben buna katılmıyorum.
Çünkü o ödül, İbrahim Tatlıses’in yaşam tarzına değil sanatçı kişiliğine verilmiş bir ödüldür. Ağır yaralandığı bir suikasttan yıllar sonra yeniden sahnelere dönmeyi başaran Tatlıses gerek TV programındaki reytingleri gerekse verdiği konserleri binlerce kişinin izlemesiyle sanatçı kimliğini bir kez daha kanıtlamış oldu.
Kadına yönelik şiddet uyguladığı için Tatlıses’in Altın Kelebek Yaşam Boyu Onur Ödülü almaması gerektiğini savunanların, televizyon programını izleyenlere ve konserini seyretmeye gidenlere de tepki göstermesi gerekmez mi? TV programını izleyen milyonlara tepki gösteremeyen ve konserleri izleyen binlerce İbrahim Tatlıses hayranını karşılarına almaya cesaret edemeyenlerin, Altın Kelebek Yaşam Boyu Onur ödülünün Tatlıses’e verilmesini eleştirmesinin haksız olduğunu düşünüyorum.
* * *
Yazımın başında “bu kez olmuş” dedim ama eleştiriye açık bölümler olmadığı anlamına da gelmiyor. Öncelikle şunu belirteyim, en iyi “Influencer” ödülünün Altın Kelebek ruhuna aykırı buluyorum.
“Influencer”, kelime anlamıyla “etkileyen” kişi demektir. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan ve paylaşımlarıyla binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaşan kişilere “Influencer” adı verilir. Markaların iş birliğinde bulundukları kişiler haline gelen influencerlar, takipçilerinin satın alma kararlarında etkilidirler.
Bence “influencer”, takipçilerini anlaştıkları firmaların ürünlerine yönlendiren bir çeşit “pazarlama hokkabazı”ndan başka bir şey değil. Aynı alanda başarılı birden fazla firma ve ürünü varken sadece takipçileri fazla diye bu kişilerin kendi işlerine geldiği gibi ya da para aldıkları firmalara yönlendirme yapması hem adil değil hem de etik değil.
Sergiledikleri sanatlarıyla milyonların izlediği kişilerin ödüllendirildiği Altın Kelebek’te “influencer” denen “pazarlama hokkabazlarına” ödül verilmesi hiç de doğru değil.
Son olarak Altın Kelebek’te bir de Azerbaycan’ın Parlayan Yıldızı ödülü ile en iyi dijital içerik ödülüne bir anlam veremedim. İlki gereksizdi, ikincisi ise sohbet ya da talk show olmalıydı.
* * *
Altın Kelebek’ten bir gece sonra özel bir geceye daha katıldım. Hürriyet’teki röportajlarından sonra sosyal medya paylaşımlarıyla büyük bir takipçi sayısına ulaşan İzzet Çapa’nın eğlence dünyamıza kazandırdığı yeni mekânı Cahide Palazzo’da gerçekleşen Quality of Magazine yeni yıl partisi, şovları ve sahneye çıkan sanatçılarıyla özel bir geceydi. Mekân ve şovlar için İzzet Çapa ile böylesine özenli hazırlanmış bir parti için de magazin haberciliğinin usta ismi Salih abiyi (Keçeci) kutluyorum. Bu gecede Salih abiyi yalnız bırakmayarak eğlencenin dozunu artıran sanatçı dostlarımız ile iş ve cemiyet hayatının ünlü isimlerine de teşekkür etmek gerek.
Quality of Magazin Dergisi’nin yılbaşı partisi vesilesiyle bir kez daha yeni yılınızı kutluyor, başarılı, mutlu ve umutlu bir yıl olmasını diliyorum.