Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, basın kartı yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.
Söz konusu değişiklikle birlikte basın kartı verilecek kişilerde aranan şartlar arasına “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, üyesi olmak veya yardım etmek" suçlarından hüküm giymemiş olma şartı getirildi.
Yapılan bir diğer değişiklik ise sürekli nitelikte basın kartı sahipleri ile ilgili oldu.
Bu karta sahip kişilerin, “Milli güvenliğe ve kamu düzenine açıkça aykırı faaliyetlerde bulunması veya bu faaliyetlere açıkça destek vermesi; şiddet ve terörü özendirecek, her türlü örgüt suçları ile mücadeleyi etkisiz kılacak içerik oluşturması;
Suça tahrik veya teşvik edecek ve suç ile mücadeleyi etkisiz kılacak faaliyetlerde bulunması” durumunda kartları iptal edilebilecek.
TGC'DEN İTİRAZ VE AÇIKLAMA
Bu yönetmelik değikliğinin ardından Türkiye'nin en yaygın meslek kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yaptı...
iŞTE O AÇIKLAMA;
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Basın Kartı Yönetmeliği’nde son yapılan değişiklikle iktidara sınırsız yetki tanınmasının hukuka aykırı olduğunu açıkladı.
TGC Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada “Yönetmelikte yapılan değişiklikle iktidarın kimin gazeteci olacağına karar vermeyi hedeflediği vurgulandı. “İktidar gazetecilik mesleğini basın kartıyla denetleyemez. Basın kartı gazetecilik mesleğinin ruhsatı değildir” denildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi.
“Basın Kartı Yönetmeliği bir kez daha değişmiştir. Yönetmelikte bu kadar çok değişiklik yapılması ya da her iktidar değişikliğinde yeniden yönetmelik yayınlanması hukuk güvenilirliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Yönetmelik değişiklikleri ile iktidar gazetecilik mesleğini kendi düşüncesi doğrultusunda; düzenleme ve disiplin altına almaya çalışma geleneğini sürdürmektedir. İktidar kimin gazeteci olacağına kendi karar vermeyi hedeflemektedir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 4 Kasım 2020 tarihli ve YD İtiraz No:2020/471 sayılı kararı ile yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali sonucunda iktidar tarafından değişiklikler yapılmıştır. Ancak son yönetmelikte de aynı hukuki sakatlıklar sürmektedir.
Yönetmelik ile iktidara tanınan sınırsız keyfiyeti kabul etmek mümkün değildir. Basın kartı taşımak gazeteci olunduğu anlamına gelmemektedir. Bugün birçok çok basın kartı taşıyan gazetecinin, gazetecilik mesleğinin özüne ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer alan ilkelere aykırı hareket ettiği de bir gerçektir. Son dönemde yaşananlar, ortaya saçılanlar da bunu göstermektedir.
Yönetmelikteki özellikle 25. Madde değişikliği ile Sürekli Basın Kartı taşıyan meslektaşlarımızın basın kartlarının iptali tek taraflı bir komisyon incelemesi ile mümkün hale gelecektir. Bugüne kadar iktidarın kamu yararına olmayan faaliyetlerini haberleştirdiği için yüzlerce gazetecinin kartı iptal edilmiş, yine yüzlerce gazetecinin kartı ‘incelemede’ diyerek sahiplerine verilmemiştir.
Bugün uygulamada basın kartı taşıyan meslektaşlarımızdan çok daha fazla basın kartsız çalıştırılan muhabir, foto muhabiri ve kameraman bulunmaktadır. Basın kartı gazetecilik mesleğinin ruhsatı değildir. Basın kartı gazetecilerin denetlenmesi amacıyla kullanılamaz. İktidarı bir kez daha Basın Kartı Yönetmeliği ile ilgili hukuka aykırı değişiklik yapmaktan vazgeçmeye, evrensel gazetecilik ilkelerine uymaya ve saygı göstermeye çağırıyoruz.”