BEN DE ADAYIM!

Erol IŞIK

Ben de adayım

Masanın 5'li mi, 6'lı mı devam edeceği tartışmaları sürerken masadaki aktörlerin sayısı bir anda 8'e çıktı.

Bu değişiklikten kimin kazançlı olduğu, masadan kalkan başkanın geri döndükten sonra yüz ifadesi neden asıktı, yoksa masa tekrar mı dağılacak, iktidar nasıl tepki verecek gibi bir sürü tartışma yapılıyor.

İşte tam da bu aşamada araya kendimi sıkıştırayım.

Beni destekleyen arkamda 6’lı masa filan yok ama mayıstaki seçimde;

BEN DE ADAYIM!

* * *

Durun arkadaşlar, hemen 100 bin imza toplamaya başlayacak değilim.

Aklı başında,

Sağ duyulu,

İcraatların yetersiz olduğunu bildiği için rahatsızlık duyan,

Başkan ve yönetiminin sorunları çözmek ya da haksızlıklara tepki göstermek yerine koltuklarının keyfini çıkardığına inanan,

“Ben yaptım oldu” yönetimiyle zulüm yaptığını düşündüğü bu yönetimi kendisine layık bulmayan,

Maksimum 100 oya ihtiyacım var.

Evet, sadece 100 oy!

Çünkü 6 yıl önce yapılan son seçimde oy kullananların sayısı 60’ı bile bulmamıştı.

Yani sağduyulu 100 oy yeterli.

Evet, mayıs ayında yapılacak Magazin Gazetecileri Derneği (MGD) seçimlerinden bahsediyorum.

İşte buradan açıklıyorum.

MGD Başkanlığına “Ben de adayım!”

* * *

Neden mi?

Yakın geçmişteki bütün başkanların tüm meziyetleri bende de var.

22 tane Altın Kelebek, 1 tane Altın Objektif, 10 tane de Moon Life organizasyonunu bizzat yönettim.

Arada birkaç tane daha ödül töreninin organizasyonunun da büyük bir kısmını idare ettim.

O yüzden MGD'nin yılda bir kez yaptığı ödül törenini organize edebilirim.

Yılda birkaç kez de başsağlığı mesajı yayınladım mı, işlem tamam!

Öyle etliye - sütlüye de karışmaya gerek yok!

Neme lazım, zülfüyâra dokunurum filan, birileriyle kötü olurum sonra!

Kimsenin yazamadığını yazabilmektir gazetecilik, söyleyemediğini de söyleyebilmektir!

Bu kural unutulmuş nasıl olsa, hatırlatmaya gerek yok!

“Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar bu geceler aydınlığa” demenin manası da yok!

Düzene çomak sokmaya gerek yok yani!

Aman ha!

* * *

Adalet, yasalara uymak değil vicdana sığmaktır!

Öyle, “yasaya uygun davrandık” diyerek MGD seçimlerini gizli saklı ve baskın şeklinde yaparak bir dönem daha yönetimde kalıp bulundukları koltuklara yapışanları değiştirmek isteyen MGD üyelerine soruyorum:

Etkinliği kalmamış, üyelerinin haklarını korumak için kılını bile kıpırdatmayan, bırakın haklarını savunmayı ödül seçimlerinde bile hakkaniyetli olamayan bu MGD, Türkiye’nin ikinci yüzyılına yakışıyor mu?

Dahası bu MGD, üyelerine yakışıyor mu?