BEREN'İ "YİYEMEDİ" AMA MAGAZİN SERVİSİNİN BAŞINI YEDİ!

Erol IŞIK

Birkaç gündür ünlü şarkıcı Kenan Doğulu’nun oyuncu eşi Beren Saat’in tekne görüntüleri konuşuluyor. Öyle selülitlerinin olup olmadığı ya da fit görüntüsü filan değil çekimi yapan muhabir ve kameramanlar arasında geçen “rahatsız edici, kaba, yanlış anlaşılmaya müsait konuşmalar” konuşuluyor.

Bırakın bikiniyle görüntülenmek eşi Kenan Doğulu’nun yanında bile çok az görünen ve evlendikten sonra elini ayağını magazin dünyasından çeken Beren Saat’in, gözlerden uzak bir yerde tekneden denize girerken görüntülenmesi, çok iyi bir gazetecilik başarısıdır.

Yapılamayanı yapmak, görülemeyeni göstermek, perde arkasında yaşananları yazmak gerçekten gazetecilik başarısıdır. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’i mayosuyla görüntülemek, ünlü şarkıcı Sibel Can’ı yazlığının balkonunda çırılçıplak görüntülemek ya da Cem Yılmaz’ı bahçedeki havuzda sevgilisiyle görüntülemek ne kadar başarılı bir gazetecilik örneği ise, Beren Saat’i tekneden denize girerken görüntülemek o kadar başarılı bir gazetecilik örneğidir.

Bu yüzden Beren Saat’i bikiniyle denize girerken görüntüleyen muhabirleri ve kameramanı öncelikle tebrik ediyorum. Ancak gazetecilik açısından ne kadar tebrik ediyorsam “dikkatsiz” bir montajcının televizyona ulaşan haber videosundan kaldırmaması üzerine ekrana yansıyan bu konuşmalarda muhabirin “Ben bu Beren’i yerim ya!” demesini bir o kadar da kınıyorum.

Türkiye’de irili ufaklı yüzlerce televizyon kanalı arasında esamesi bile okunmadığı bir dönemde başta Uğur Kotan olmak üzere başarılı bir magazin ekibi oluşturarak söz sahibi olmaya çalışan EKOL TV’nin, kendi öz denetimini düzgün yapmayarak afişe ettiği sözler nedeniyle başlayan tartışmayı magazin ekibine atarak kurtulmaya çalışmasını da “üzerine tonlarca vurgu yaparak” kınıyorum.

Üstelik televizyonun başarısına ve adını duyurmasına büyük katkı sağlayan magazin ekibini lağvederek yaptığı hatanın üzerine tüy diken EKOL TV’yi bir kez daha kınıyorum.

* * *

Beren Saat’in bikinili görüntülenmesinin bir başka boyutu daha var. Adı açıklanmayan o muhabirin “Ben bu Beren’i yerim ya!” sözlerini, araştırmadan etmeden EKOL TV’nin başarılı muhabiri Uğur Kotan’ın söylediğini varsayarak sosyal medyada linç kampanyası başlatmak gerçekten çok üzücü.

Haberin yayınlanmasının ardından iki gün boyunca sosyal medyadan eleştiri yağmuruna tutulan Uğur, sonunda haber videosunun daha net halini hesabından paylaşıp kendini savunmak zorunda kaldı.

Uğur’un, “Bahsi geçen haberde söylenen sözü benim söylemediğim paylaştığım videoda oldukça açıktır. Ayrıca söyleyen kişiyi de ‘sus lan’ diyerek uyarıp söylediği sözlere dikkat etmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum...

İki gündür bunca haksız hakarete maruz kalmama rağmen ölü taklidi yapan ilgili kurumu ve muhabirini de şaşkınlıkla izliyorum.” açıklamasının ardından yüzlerce destek mesajı ve beğeni geldi.

Uğur’un bu açıklamasına yüzlerce destek mesajı gelmesine rağmen EKOL TV, sanki fırsat bekliyormuşçasına magazin ekibini lağvedip çalışanlarının tamamının işine son verdi. Kanalın bu hareketi, uzun süredir varlığıyla yokluğu fark edilmeyen Magazin Gazetecileri Derneği’nin tepkisiyle karşılaştı.

MGD, “Bu konuyu bahane göstererek EKOL TV yönetiminin magazin programını yayından kaldırması ve magazin servisini lağvederek tüm ekibi işten çıkarması kabul edilemez. Mesleğin zor koşullarda sürdürüldüğü böylesi bir dönemde gazetecileri işsiz bırakan bu anlayışı ve böylesine orantısız bir kararı da kabul etmemiz mümkün değildir.

Buna paralel, yaşananları fırsata çevirme gafletine düşüp bütün bir camiayı ve uzmanlık alanı magazin olan tüm gazetecileri, başına ‘işini hakkıyla, ahlakıyla yapan tüm emekçileri tenzih ediyorum’ vb. tarzda süslü cümleler ekleyerek ardına saklanan karalama girişimlerini de görmezden gelmemiz söz konusu değildir.

Ekrana yansıyan sesteki ifadelerin rahatsız edici olması kadar, söz konusu konuşmaların 'haberin bir parçası olmadığı halde yayına verilmesi' bir o kadar rahatsız edici ve düşündürücüdür.

Her TV kuruluşu, özellikle banttan yapılan yayınların içeriğini denetlemekte ve sonrasında yayına vermektedir. Dolayısıyla içerikle ilgili sorumluluk televizyon kanalına ve bunu denetlemekle yükümlü olan yöneticilere aittir. ‘Kast olmaksızın’ taksirle yapılan bir hatanın kollektif bir şekilde birçok arkadaşımıza yansıtılması hukuka ve basın etiğine aykırıdır.

Magazin Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu olarak EKOL TV yönetiminin almış olduğu bu hatalı ve acele kararı derhal gözden geçirmelerini, gazetecileri işsiz bırakan anlayıştan da bir an önce dönmelerini beklediğimizi tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.” açıklamasını yaptı.

Son bir konu daha var. Uğur’un da “İki gündür bunca haksız hakarete maruz kalmama rağmen ölü taklidi yapan ilgili kurumu ve muhabirini de şaşkınlıkla izliyorum.” açıklamasında olduğu gibi “rahatsız edici” sözleri söyleyen muhabirin de çıkıp bir açıklama yapmaması da bir hayli düşündürücü.

Kalın sağlıcakla,