BÜLENT ERSOY’DAN SERENGİL’E VEFA BORCU

Savaş KALAFAT

 

Bu köşeyle ve bu vesileyle…

Herkese MERHABA…

Dostluğumuzun menfaate dayanmadığı meslektaşım Nurcan Sabur’a, bana getirdiği teklif için teşekkür ederek söze giriyorum.

Malum, haber alma ve verme hürriyetini yerine getirmek mesleğimizin şanından.

Gerçi şan şöhretin geçici olduğunu öğrendik çok şükür. Kalıcı olanın,  fikirleriyle, anlattıklarıyla, kendisinden sonraki takıma öğrettikleriyle saygı izleri bırakanların daha değerli olduğunu da!

Yani anlayacağınız değişen çağın değişen dinamikleri sadece eskisini değil yenisini de bir köşeye savurduğu günleri yaşıyoruz.  “Hürriyetlerin” bile teslim olduğu dijital çağ, meslekteki herkesin ensesinde.  Hem de soğuk nefesiyle…

Türk televizyonlarının tartışmasız en akıllı televizyon starı Seda Sayan’dır.  Akıllıdır ve uyanıktır. Nerede koşacağını bilir, kaç para alabileceğini de… Onunla çalışan insanlardan biriydim geçmişte. Amacım iltifat etmek değil, süreç içinde nereden nereye evrildiğini gören ve akıllı taktiklerle çıtasını hep yukarda tutan Seda Sayan’ın son operasyonunun perde arkasını açıklamak.

Biliyorsunuz Acun Ilıcalı O Ses Türkiye ile ilgili çokça konuşulan bir açıklamada bulunmuştu. Yaptığı son açıklamada demişti ki “ O Ses Türkiye’nin jüri kadrosunda değişiklikler olacak…” Eski demirbaşlar Murat Boz ve Hadise’nin gideceği akla gelirken Seda Sayan ve Beyazıt Öztürk’ün akıbeti de kulislerde konuşulan “geçer akçe” olmuştu.

Tabii ki, esen fikir rüzgârları kararını değiştirmezse bu işin final sözünü Acun söyleyecek… Ancak Acun Ilıcalı, efkârı umumiyeye açıklamadan önce Seda Sayan kendi adına son aldığı kararını dillendirdi bile. O Ses Türkiye’nin jürisinde artık olmayacak…

5-6 yıl önce sabah kuşaklarının dibe vurduğu günlerde, Seda Sayan, Majör kanallardaki misyonunu bitirmiş, millete de dert olmuştu… “Seda ekranı ne kadar çok seviyor, bir türlü de kopamıyor. Artık frene basıp ekrandan uzaklaşmalı, yüzünü dinlendirmeli” dendiği günlerde. O tam aksini yapmış büyük-küçük ayrımı yapmadan, çokça da kaşesinden fedakârlık yaparak ekranda kalmıştı.

Yine majör kanallara geçmiş, ama son nokta atışıyla kariyerini kurtaracak operasyonla şansını döndürmüştü. Show’daki son programının lokomotifi olan “Hale Soygazi’nin kazık kadar oğlu projesi” çökse de, enkazın altında kalmadan TV8’in, hatta TV dünyasının en prestijli programında koltuğa oturmayı bilmişti…   Şapka çıkarır Helal olsun derim…  TV işlerini ve ilişkilerini bilen bir adam olarak…

Seda Sayan bir yazı daha paylaştı şu birkaç gün içinde… Diyordu ki, “ Halam çekimlere başladı. Bana da teklif geldi ama ben kabul etmedim.”

Seda Sayan’ın “Halam” dediği Bülent Ersoy. Çekim dediği de, Show TV nin rating yarışında henüz çıkış gösteremeyen realty yarışması “Kuaförüm Sensin”…

 

SEDA SAYAN PROGRAMI REDDETTİ

Seda Sayan bitirdiği bir programın ardından neden hemen başka bir programa geçiş yapmadı derseniz, bence yorumu, hatta olayın şifresi, Seda’nın eski yapımcısının yani Global Yapımın sahibi olduğu “Kuaförüm Sensin” programını daha zayıf bulmasında yatıyor. Seda “dinlenmek istiyorum” demiş olsa da…  Yani bunların hepsi bir akıl oyunu…

  O Ses Türkiye’den sonra bu jüride yer almayı ve rating için mücadeleye girmeyi pek doğru bulmadı… Neden “akıllı kadın” dediğimi şimdi anladınız mı?

Gelelim “Kuaförüm Sensin” programına… Bülent Ersoy bu programın jürisinde “sultan” hükmünde karar veren tek kişi… Kendisiyle geçenlerde konuştum. Yarışmanın detaylarını da o bana anlattı. Yapımcının, onu Bodrumda neden ziyaret ettiğini ve nasıl ikna olduğunu da…

Ancak bir detay var ki onu da anlatmadan geçemeyeceğim. Aslına bakarsanız, yarışmanın jürisiyle ilgili fikir geliştirildiğinde ilk teklif Seren Serengil’e gitmiş.  Seren’e “Başka kim olsun?” diye sorduklarında, o da Bülent Ersoy’u işaret etmiş.  Demiş ki: “Bülent Hanımla iyi sonuç alınır…”

Yapım firması Seren’in başkaca taleplerini yerine getiremediği için olay sürüncemede kalmış ve finalde Beyaz TV olayı çıkmış. Seren “kuaförüm Sensin” teklifinin garantileri gecikince 26 Haziranda son bulacak Beyaz TV deki sözleşmeye imzayı basmış.

BÜLENT ERSOYDAN YAPIMCIYA İNCE AYAR

Bunun üzerine yapımcılar rotayı Bülent Ersoy’ a kırmışlar.  Diva, Seren’in kendisini önerdiğini duyunca “Anasını, babasını iyi tanıdığım bu çocuğa vefasızlık yapamam. Ben de Seren’i istiyorum gidin ikna edin” demiş…

Yapımcılar bir “Diva”ya bir “Seren”e koşmuşlar.  Diva’ya “hemen başlayalım” derken “Ayol daha kıyafetimi bile diktiremedim bu ne acele?” deyince de frene basmışlar.  Yani Bülent Ersoy’dan yapımcısına ilk ayar gelmiş...

Malum karşılarındaki, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük starı. Kimseye de eyvallahı yok. Tersi de üstelik çok serttir haa!  

Seren’in son durumuna dönersek! Geçen hafta tekrar giden yapımcıya bir kez daha şartlarını diretmiş. Geçmişteki sıkıntılarını bahane edip kendisini garantiye almak için. “Bir yıllık sözleşme yaparım, anlaşmaya da uymanız şart” demiş.

Şimdi soralım yapımcı ve programcı beylere bayanlara... Böyle bir garantinin sanatçı tarafında hükmü olabilir de, kanal açısından bir değeri var mıdır?

Elbette yoktur... Kanalların umurunda bile olmaz. Olay tökezlediği zaman herkesi hemen çöpe atarlar. Yani Seren işi yapımcı açısından başka bahara kalmış anlayacağınız…

Hemen hatırlatalım. Yarışmanın durumu çok iyi değil. Her zaman bu işin anayasası rating üzerine kuruludur… Ama gelin görün ki Show TV programın arkasında duruyor…  Sabırla… Kuaförüm Sensin bugüne kadar dayandıysa, kanal mutlaka bir potansiyel, gelecek görmüştür… 

Seren’le de konuştum. “Haziranın 26’sına kadar sözleşmem var. Yerimden kıpırdayamam” dedi…  Ayrıca saygı gereği yaz dönemi için Beyaz TV den izin alacağını da sözlerine ekledi.

Sonuç: Bülent Ersoy çekimlere başladı. “kadroyu ben yapacağım” dediği ekiple. Bülent Hanım zor bir sanatçıdır. Her şeyi beğenmez. “Fevkaladenin fevkinde” olmak için kılı kırk yarar… Allah ekiptekilere yardım etsin. Yarışmacılara da…

 

 

ACUN ILACALI BÜLENT ERSOY’A TEKLİF GÖTÜRDÜ MÜ?

 Sonuçta, bu programın yeni jürisi, yani değiştirilen ekip ve Bülent Ersoy doğru karar mıdır?  Kesinlikle, tam isabet… Ama Seren Serengil de olsaydı müthiş potansiyel yaratırlardı.

Bazı duyumlarım var. Detaya girmeden minik bir sır vereyim. Anlatılan o ki, Seren cephesi henüz kapanmadı. Yapımcılar pek sır vermiyor ama kafalarının bir tarafında Seren’i hep sıcakta tutuyorlar.  Garanti işine gelince, program Bülent Ersoy’la ratinglerde yol almaya başlarsa, ikinci doping Seren’le olabilir. Bu da akla çok yatkın…

Laf aramızda Beyazıt Öztürk TV8 de talk şova başlarsa bilin ki “O ses Türkiye” jürisinden de bir koltuk daha boşalmış olacaktır.  

Şimdi muzırlık bu ya, “Bülent Ersoy ismi bu jüri koltuğunda nasıl durur*” diye de ortaya bir kılçık atalım… Ne düşünürsünüz?

TV dünyasında meşhur sözler vardır. “Para her şeyi değiştirir. Tabii ki kallavi sözleşmeleri de…”