BÜYÜDÜM, OLGUNLAŞTIM, AKILLANDIM?

Koca bir yılı geride bıraktık. Acılarıyla, sancılarıyla, yarı mutlu, çoğu zaman hüzünlü bir yıl? Özel günleri oldum olası sevmemişimdir. Bayram, seyran, yeni yıl, sevgililer günü, anneler, babalar vs. günleri bana nedense çok sıkıntılı gelmiştir. Bu yüzden, ailemle özel bir şeyler yapmak isterim. Çok özel bir durum olmadığı sürece, o günlerde çalışmamaya özen gösteririm? Bu yılbaşı günü, birçok arkadaşım harika programlar yaptı ama ben, evde annem ve ablamla olmayı tercih ettim. Zaten iki hafta önce tek başıma RICHMOND NUA WELLNESS HOTEL'de muhteşem bir tatil yapmıştım. Yalnız kalıp, kitabımın üzerinde çalıştım. Tabi bu arada, otelin harika Spa Merkezi'nden faydalanmayı da ihmal etmedim. Tek kelimeyle harikaydı? Kesinlikle rahatlamak, huzur bulmak isteyen herkese tavsiye ediyorum.

Yılbaşı gününde ise ailemle, bütün bilinen adetleri yerine getirmeye çalıştık. Uzun zamandır bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. Saat on ikiye kadar annemin muhteşem Çerkez mutfağının tadına baktık. Bütün arkadaşlarımın ölüp bittiği "hamarat annemin yemekleri" ? Yok, yoktu? Saat 12'de, önce kırmızı iç çamaşırlarımızı giydik sonra da sırayla, kapıda nar patlattık (bereket içinmiş). Kapı girişine beyaz ip bağladık (iyi şans anlamında), yine kapıda tabak kırdık (bunun manası, yıl boyunca evi kötülüklerden uzak tutmakmış), kapı zilini 108 kere çaldık (bu da Japonlarda bereket anlamına geliyormuş) ve son olarak da beyaz bir kağıda dileklerimizi yazıp balkonda yaktık (bu adet ise Ruslara özgüymüş). Yani yapmadığımız bir şey kalmadı. Çok gürültülü bir 'yeni yıla giriş' oldu. Apartmandan şikayet gelir diye korktuk ama diğer komşularında bizden aşağı kalır yanı yoktu? Umarım herkes bizim gibi keyifli bir şekilde yeni yılı karşılamayı başarmıştır ve bütün yıl da hep aynı keyifle devam eder?

Efendim, ocak ayının ilk haftasında ilk magazin olayı maalesef benim cephemden geldi. Benimle bağlantılı bir cephe demek daha doğru olur aslında? Oysa ben, hiç istemezdim bu tarz olaylarda adımın geçmesini. Ama bazen bir takım konuşmaların önüne geçemiyorsunuz. Hele hayat bana sunduğu toleransı başkalarına sunmamışsa, bu konuşmalar daha da artıyor? Biliyorsunuz ki ben bu camiada yeni değilim. 1998'den beri mücadele veriyorum. Artık büyüdüm, olgunlaştım, akıllandım, geçmişte yaptığım hataları tekrarlamak istemiyorum. Yeni yılla beraber yeni kararlar da aldım. Ne olursa olsun, gerek beni sevenler gerekse sevmeyenler tarafından ne söylenirse söylensin, ben hep sessizliğimi koruyacağım. Annem hep "Taş yerinde ağırdır." der. Ben bunun farkına vardım. Ayrıca güneş balçıkla sıvanmazmış. Bunu bilir bunu söylerim. Hakkımda yapılan açıklamalar ile ilgili yine sessiz kalıyorum. Bundan sonra gerekli yerlerde avukatım konuşacak. Biz ilk adımımızı bu hafta atıyoruz. Hadi hayırlısı?

Yine benden sizlere konumuzla ilgili bir deyiş daha;

"SESSİZLİK AĞACININ MEYVESİ, HUZURDUR?"

Ben "huzuru" seçtim?

Sevgiyle kalın?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri

Ailemize Hoş geldin Burhan Akdağ...