“ÇEK” BİR RAKI AMA “SEK” OLSUN!

Erol IŞIK

Show TV’de yayınlanan ve geçtiğimiz hafta 10. bölümü ekrana gelen “Deha” adında bir dizi var. Türkiye’nin en büyük iki mobil operatörünün reklam yüzleri Aras Bulut İynemli ve Melis Sezen ile Uğur Polat ve Taner Ölmez’i buluşturan bu dizinin yönetmeni Umut Aral, senaryosu ise Damla Serim tarafından kaleme alınıyor.

“Deha”da, doktora tezinde çığır açan bir teorem ortaya koyarak 1 milyon dolarlık ödül kazanan matematik dehası Devran ile zekasını “dolandırıcılık” için kullanan ve yıllar önce ailesini terk eden baba İskender’e karşı verdiği zekice savaş anlatılıyor. Ailesini bütün kötülüklerden olduğu gibi “dolandırıcı” babasından da korumaya çalışan Devran, “aile sevgisi” nedeniyle büyük bir çabanın içine dalmaktan hiç çekinmez.

Üstelik Devran, ailesini dolandırıcı babasından korumak adına yaptığı savaşı anlatırken “aile sevgisi” konusunda toplumsal mesajlar vermekten de çekinmiyor. Dolandırıcı babasının kızıyla konuşurken, “Sen sevmenin ve sevilmenin ne demek olduğunu bilmiyorsun. Birini sevdiğinde aslında sadece korkarsın. İhtiyacı olduğunda yanında olamamaktan korkarsın. Başına bir şey geldiğinde yardımına koşamamaktan korkarsın. Canı yandığında engel olamamaktan korkarsın. O yüzden de çok güçlü olursun işte. Onları koruma isteği, her şeyi yapabilecek gücü verir insana” diyor.

Ne kadar ilgi çekici bir “aile” hikâyesi değil mi?

* * *

Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor ama hiç de öyle değil!

Devran’ın abisi Ferman, sıkıntısını rakı kadehlerinde atıyor!

Devran ile İmre’nin meyhanedeki sohbet sahnesinde de alkol “su gibi” akıyor!

Televizyon seyircisinin gözünün içine sokulurcasına kadehler birbiri ardına yuvarlanıyor!

Üstelik “buzlamaya” bile gerek duyulmadan!

Bu “ailesini korumaya” çalışan büyük oğlu anlatan dizide, toplumu ve televizyon izleyicisini koruma adına televizyon kuralları hiçe sayılıyor!

Nasıl mı?

* * *

Dolandırıcı baba İskender, gençlik yıllarında oğlu Devran’ı da alet ettiği bir dolandırıcılık sonrasında arkadaşlarıyla birlikte bir meyhanede kutlama yapıyor. Ancak o zamanlar 9-10 yaşlarında olan Devran da “çilingir” masasının baş köşesinde oturuyor!

Babası ve arkadaşlarının “alkollü” kutlama eğlencesine eşlik ediyor!

Hem de 18 yaşından küçüklerin girmesi yasak bir meyhanede!

Türkiye Cumhuriyeti’nin yasaları var.

Dahası toplumsal “terbiye” var.

Ama beis yok!

Rakıya “su” katmazsın, olur biter!

* * *

Sadece bu kadar mı?

Tabii ki, hayır!

Dolandırıcı baba ve arkadaşları, masada kadeh tokuşturup “rakının dibine vuruyor”!

Rakı kadehleri “buzlanmıyor” bile!

Çünkü güya onlar “rakı” değil, “su”!

Üstelik her meyhanede sular, sürahide servis edilir zaten!

Rakı sürahisinden rakı bardağına “su gibi” rakı servis et, kimse rakı olduğunu anlamasın!

Tabii ki, rakının içine su konmayınca rengi de değişmiyor!

O zaman neymiş!

Seyirciyi “aptal” yerine koymanın yolu, “rakıya su koymamakmış”!

İşte prime time’da “aile dizisinde” fütursuzca rakı içmenin “Deha”ca yolu!

O zaman “sek” bir rakı da seyirci anlamasın!

Kalın sağlıcakla…