Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'nde galası yapılan 'Derin Düşünce' adlı filmin yönetmeni Çağatay Tosun, gösterim sonrasındaki söyleşide izleyicilerden hem tepki gördü, hem övgü aldı.
"YAZIKLAR OLSUN SİZE"
Çağatay Tosun, daha sonra izleyicilerin sorularını da yanıtladı. Bir izleyici Tosun'a, "Sinirlerimizi zıplatmayı başardınız kutlarım. Ben sandalyede oturamadım. Türk toplumunun değerlerini öyle bir ortaya koymuşsunuz ki baba olarak tüylerim diken diken oldu. Ensest ilişkiyi mi anlatmaya çalıştınız siz? Verdiğiniz mesaj ne, onu da anlamış değilim. Bir tane baba kız... Yazıklar olsun size" sözleriyle tepki gösterdi. Bazı seyirciler ise filmin "çocuk pornosu" kategorisinde olduğunu iddia ederek yönetmene tepki gösterdi.
"İLİŞKİ OLMADI"
Seyircinin tepkisi üzerine Çağatay Tosun, filmde kötü bir aile yapısı altında doğmuş, hayatı kendi başına kalarak öğrenmek zorunda bırakılan, kız ile babası arasındaki sevgiyi anlatıklarını ve filmde baba ile kız arasında olması gerekenin dışında bir temas ya da ilişki olmadığını belirtti. Filmin Türk sinema kriterlerine uygun olmasa da geleneksel aile yapısına uygun olduğunu aktaran Tosun, önyargılara karşı baba ile kız arasındaki olayları samimi, sıcak bir anlatımla sunmaya çalıştıklarını kaydetti.
"ENSESTE KARŞI ÇIKAN BİR FİLM BU"
Çağatay Tosun, ensesti eleştiren, enseste karşı çıkan, ensestin psikolojik ve fiziksel bir şiddet olduğunu ortaya koymayı amaçladıklarını vurguladı. Filmde çocuğun istismarı üzerinden anlatım yapmadıklarına değinen Çağatayy Tosun'a bazı izleyiciler de tabuları yıkan bazı olayları anlatabildiği için filmi beğendiklerini dile getirdi.
TARTIŞMAYA JÜRİ DE KARIŞTI
Kulislerde Tosun'un filminin jüri üyeleri arasında da tartışma yarattığı ileri sürülüyor. Jüri başkanlığı oldukça tartışılan Hülya Avşar'ın filmi izledikten sonra kızgınlığını "Film çocuk pornosu, festivalden kovdururum!" diyerek ifade ettiği edilirken, bir başka jüri üyesi Mine Kırıkkanat'ın ise Başkan Hülya Avşar'a tepki gösterdiği konuşuluyor.
FİLMİN KONUSU:
88 dakika süren filmde Derin, çocuk olmanın imkansız olduğu bir yaşamın ortasında kendi kendini büyütmektedir. Annesi sürekli kendini odasına kapatır, babası da sürekli şehir dışındadır. Apartmanların arasında sıkışıp kalmış güzel evleri gibi kapıların duvarların arasında sıkışmıştır. Derin, hayatı televizyondan öğrenir, bebeklerle oynamayı bilmez.
Aile, dedesinin de onlarla olduğu günlerden hayal meyal hatırladığı uzak bir anıdır. Bir gün annesini ölü bulur. Tarık ve Derin için yeni bir yaşam başlar. Bu yolculukta hayattan vazgeçmiş bir babayı hayata döndürmeye çalışmak Derin'in payına, tamamen güdüsel, öğrenilmemiş duygularla babasına bağı katlanarak artacak ve hayatta kalan sahip olduğu tek kişi olan babasına kontrolsüz bir sevgi besleyecektir.