Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile el sıkıştığı fotoğraf karesi ile başlayan, beraber türkü söylemeye kadar uzanan, Yavuz Bingöl ile siyasal iktidar arasındaki yakınlaşma, vahim bir sona doğru ilerliyor...
Bu yakınlaşma ile ilgili çeşitli kesimlerden aldığı eleştiriler çığ gibi büyümeye devam ederken; Ahmet Hakan'a verdiği röportajdaki ifadeleri eleştiri dozunu zirveye taşıyan son nokta oldu...
Kardeşinden bile çok sert ifadeler içeren sözler duyan Yavuz Bingöl, korkarım yıllar önce Ahmet Kaya'nın yaptığı gibi ülkeyi terk etmesin...
Sabahattin Ali'lerin, Nazım Hikmet'lerin, Ahmet Kaya'ların başına geldiği gibi 'Yalnızca düşüncelerini ifade ettiği ' için linç edilmesin, yurdundan sevdiklerinden özlemle bu dünyadan ayrılmasın.
Başta Fazıl Say olmak üzere, yurdumun aydın, başarılı, sanat üreten insanlarının; Nerede kaldı ifade özgürlüğüne saygısı, nerede kaldı üstün demokrasi anlayışı, nerede kaldı hoşgörü anlayışı? Hemen söyleyeyim nerede kaldığını; Üzgünüm ama hepsi sınıfta kaldı...
Yavuz Bingöl'ün ne söylediğine değil, bizim ona ne yaptığımıza odaklanalım, faşizan bir eleştiri kuyusunda onu yok etmeyelim...
Unutmayalım ki , YAVUZ BİNGÖL YALNIZCA DÜŞÜNCELERİNİ SÖYLEDİ! Katılalım, yada katılmayalım... Ahmet Kaya da aynısını yapmıştı...
Fakat onu düşüncelerini ifade ettiği için linç etmeyelim, yok etmeyelim... Bakın bir Ahmet Kaya bir daha geldi mi? Ya da Nazım Hikmet, veya Sabahattin Ali?
Nasıl ki bu olaylara sebep olanlar, ne kadar özür dilerlerse dilesinler, hesap verebildiler mi? Biz de böyle davranırsak inanın tarihe ve insanlığa hesap veremeyiz...
Elvan ailesinin acısını yüreğimde hissederken, İnanın bu satırları yazarken, ne Yavuz Bingöl'ün fikirlerine ve düşüncelerine katıldım, ne de bir siyasi görüş adına yazdım. Sadece geçmiş ve yüreğimizi hala dağlayan eski tecrübelerimizin ciğerimizi yeniden kavurmaması için düşüncelerimi kaleme aldım.
İŞTE FAZIL SAY'IN O TWİT'İ;