Kasım ayı hüzün ayı oldu medya ve sanat dünyası için. Ekim ayının son günlerinde medya dünyası çok büyük bir ustasını kaybetti.
Hemen hemen tüm hayatını gazetecilikle, sunuculukla geçiren ve örnek kişiliğiyle milyonların sevgilisi olan sevgili Halit Kıvanç’ı 97 yaşında kaybettik. Medya ve sanat dünyası günlerce yas tuttu, taziye mesajları yayınladı.
1989 yılında TV’de 7 Gong Dergisi’nde çalışmaya başladığımdan itibaren Halit Usta’yla sık sık karşılaştık. Sevecenliği, samimiyeti, saygısıyla hemen her karşılaşmamızda bir şey öğrendim kendisinden.
Hani derler ya, “Çok muhterem bir insandı” diye. İşte tam da öyle biriydi Halit Abi. Allah rahmet etsin, mekânını cennet etsin.
Yıllarca spor spikerliği de yaptığı için ilk cenaze töreni Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Genel Merkezi’nde düzenlendi.
Daha sonra da Zincirlikuyu Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi usta gazeteci.
Buraya kadar her şey normaldi. Taa ki, oğlu Ümit Kıvanç’ın tepkisine kadar. “Önde saf tutup, gözüktüler” diyen Ümit Kıvanç, yaptığı paylaşımda; “Babamın cenazesine gelip ‘görüntü veren’ bazı ünlü veya yetkili kimseler, anneme veya bana başsağlığı dilemediler.
Önde saf tutup ‘gözüktüler’, gittiler. Orhan Gencebay bunlardan biri, meselâ. Bazılarının varlığını sonradan öğrendik! Yahu ne ayıp!” diyerek sitemde bulundu.
Gerçekten de gittiğim bazı cenaze törenlerinde aynen Ümit Kıvanç’ın dediği gibi oldu, halen de oluyor!
* * *
Geçtiğimiz günlerde bu kez müzik dünyası çok sevilen bir müzisyeni Hasan Nazmi Sunal’ı kaybetti.
Medya dünyasının yakından tanıdığı sevgili Arsevi Yeter’i, eşi Zeliha Sunal’ı ve tüm aileyi yasa boğan bu ölüm haberine gerçekten çok üzüldüm. Allah rahmet etsin, mekânı cennet olsun…
Dostlarımın üzülmesi beni de çok üzüyor. Ama birkaç gün sonra sevgili Arsevi’nin sosyal medyada paylaştığı yazı, beni daha da çok üzdü.
Arsevi, bu paylaşımında, Babamın cenazesine alkollü gelip yaptığı aşırı davranışları, gerek hafta sonu sağlığı bahanesi ile işi iptal ettirip yalan söylemesi hem mekân çalışanları hem müzisyenlerin zor durumda kalmasını sağlaması, hasta olduğuna üzülürken aynı gece bir gece kulübünde eğlenirken çektiği videoları bana gönderen şarkıcı ile çalışmadığımı bilgilerinize sunarım.” açıklamasını yaptı.
Sevgili Arsevi, bu yanlışı yapanın ismini nezaketinden açıklamamış ama ben öğrendim.
Daha önce de alkol nedeniyle birkaç kez problem yaşayan ve haberlere konu olan Tuğba Özerk’miş!
Gerçekten ne kadar ayıpsa o kadar ayıp yani!
* * *
Dedim ya, kasım ayı hüzün ayı oldu diye…
Uzun süredir tedavi gören Sabah Gazetesi’nin usta yazarı Hıncal Uluç da aramızdan ayrıldı kasım ayında.
Hıncal Abi’nin ölüm haberinin hemen ardından “İyi bilmezdik!” paylaşımları yapıldı.
Özellikle genç sunucu Defne Joy Foster’ın ölümünün ardından yazdığı yazıda, “su testisi su yolunda kırıldı” sözleri nedeniyle büyük tepki çeken Hıncal Uluç, ölümüyle de tepkilerin hedefi haline geldi.
Sosyal medya kullanıcılarının yakından takip ettiği İzzet Çapa’nın, “Maalesef kötü yaşlandın!” diyerek en hafif eleştiriyi yaptığı Hıncal Uluç için neredeyse, “İyi ki, öldü!” denecek kadar ağır eleştiriler yapıldı. “Defne hesap sormak için bekliyor” nidaları yükseldi sosyal medyadan.
Hatta sevgili Arzu Ece, “Hıncal Efendi ölmüş. Umarım iftira atıp karaladığı, kişiliğine ve namusuna dil uzattığı insanların bazılarından özür dileme fırsatı bulmuştur.
Benden henüz özür dilemedi. Hadi, uğurlar olsun!” paylaşımında bulundu.
Ölünün ardından kötü konuşulmaz ama İzzet Çapa’nın yorumuna katılıyorum!
* * *
Bizi üzüntüye boğan bir ölüm haberi de Amasya’dan geldi. “Baş Belası” oyunuyla turneye çıkan Tiyatro Jest’in oyuncuları ve teknik ekibini taşıyan minibüs, Amasya’nın Merzifon ilçesinde tıra arkadan çarptı.
Feci kazada Tolga Güleryüz, Burak Topçu ve Özgür Karataş hayatını kaybetti, 8 kişi yaralandı. Yaralıların arasında oyuncu Ceyhun Fersoy, Sergen Deveci ve Melis İşiten de bulunuyordu.
Dünyanın en meşakkatli mesleklerinden biri olan tiyatroyu yaşatmak adına büyük bir özveriyle çalışan tiyatrocularımızın bu kazası, tiyatro dünyasını da yasa boğdu.
Ölen tiyatro emekçilerine Allah’tan rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum.
Her ne kadar bu kez sonu ölüm ve yaralılar olsa da…
Tiyatro hayattır, hayatın ta kendisidir.