DÜNYADAN BİR GÜN ARAYLA AYRILAN İKİ ADAM; ZEKİ ALASYA VE KENAN EVREN

Zeliha SUNAL

Son yazımın üstünden epeyce zaman geçmiş. Ama yeni çalışmamı piyasaya çıkarma telaşımdan beni affetmenizi rica edeceğim.

 

Bu gün kendim ile ilgili yazacaktım ama Zeki Alasya'nın ölümü girdi araya.

Ne güzel bir adamdı. Naif, gülen gözleri olan.. Yüzünü türlü şekillere sokardı. Hiç konuşmadan her şeyi anlatırdı mimikleri. Metin Akpınar ile öyle güçlü bir enerjileri vardı ki tıpkı Laurel & Hardy gibi hep bir isim anıldığında diğeri de uzantısı gibi gelirdi. İki kişi aslında tek kişi gibiydiler.

 Ben Devekuşu kabareyi bir kez seyredebildim. İzmir Fuarında tıkış tıkış bir yerde.. Yonca Evcimik dans ediyordu sahnede .

Filmlerde de ayrılmadılar. Sonra bir kopuş hissettim aralarında.

Tekli projeler başladı. Bir de balık restaurant vardı galiba. Ticari işleri de pek yürümedi . Ya da biz dışardan öyle duyduk.

Tek aşkı oyunculuğa TV dizilerinde devam edince her yaştan izleyiciye ulaştı.

 

Ölümünü o sabah bir gazeteci arkadaşımın telefonuyla öğrendim. Soğuk duş gibi kendime getirdi. Kimi arayacağımı bilemedim. Kalakaldım.

 

Güler yüzüyle Adile Naşit gibi resmedecek aklımızda. Gülerken ağlatan, gülerken düşündüren..

Bir gün sonra da ona ve oynadığı "Yasaklar' oyununun yazarı Kandemir Konduk'a bolca malzeme çıkaran Kenan Evren öldü.  Zeki abiyi alkışlarla uğurladık ebedi istirahatine..

Ama Kenan Evren'i nasıl uğurlanacağına bile karar veremediler. Ben 12 Eylül’den acı çekenlerdenim ama onu affettim. Ama onu ' asmayalım da besleyelim mi 'dediği 50 ye yakın canın ruhları affetmedi. Bu kadar.

Zeliha.sunal@magazinkolik.com