"EKMEK ARASI HAYAT "TAN BİR ALINTI...

Ayşenur YAZICI

Sevgili okur...

11. Romanımı oluşturmaya çalışıyorum araştırma yapıp hikayeyi tamamlayabilmek için gece gündüz yazıyorum.Bu hafta « Best Seller Ekmek Arası Hayat » adlı kitabımdan bir alıntıyı köşemde sizlerle paylaşmak istedim. Söz, kafam durulunca güncel konular da yazacağım.Sevgilerle...

BU GERÇEK BİR ÖYKÜDÜR

Tom­biş, kı­vır­cık upu­zun saç­lı, dört de­re­ce mi­yop olan Ne­şe­nur, bir şir­ke­tin bil­gi-iş­lem bö­lü­mün­de ça­lı­şan ve İstanbul'da tek ba­şı­na ya­şa­yan bin­ler­ce in­san­dan bi­ri­dir. Gö­zü gi­bi bak­tı­ğı, ilk tak­si­di ye­ni öden­miş La­da'sı­nı her ak­şam yap­tı­ğı gi­bi, otur­du­ğu dar Ni­şan­ta­şı so­ka­ğı­na iti­nay­la park eder. Ge­ce­le­ri faz­la me­sa­iye kal­mak­tan yorulduğundan ve ge­çen haf­ta­ so­nu­nu da ça­lı­şa­rak ge­çir­di­ğin­den bur­nun­dan bu­har çı­ka­ra­rak söy­le­nir: "Ya­rın, cu­mar­te­si sa­ba­hı, pa­şa ba­bam gel­se be­ni öğ­le­den ön­ce ya­ta­ğım­dan çı­ka­ra­maz!" (Ba­ba­sı ger­çek­ten emek­li pa­şa­dır.) Kir­li­le­ri ma­ki­ne­ye atar, bir ­şey­ler atış­tı­rıp ya­rın­ki alış­ve­riş lis­te­si­ni ha­zır­lar. Kü­mes mi­sa­li mut­fa­ğın­da, ye­re dü­şür­dü­ğü be­zi al­ma­ya eğil­di­ğin­de pi­ja­ma­sı­nın om­zu tel pa­ta­tes se­pe­ti­nin kö­şe­si­ne ta­kı­lır ve boy­dan bo­ya yır­tı­lır! Om­zu bi­raz çi­zil­miş­tir ve ka­na­mak­ta­dır. Ten­tür­di­yot şi­şe­si­nin plas­tik tı­pa­sı­nı di­şiy­le aç­ma­ya ça­lı­şır­ken şi­şe elin­den fır­lar, çe­ne­si ve el­le­ri kı­zıl kah­ve­ren­gi­ye bu­la­nır...! Hiç si­nir­len­mez, key­fi­ni hiç­bir şey boz­ma­ma­lı­dır.

Ya­rın cu­mar­te­si­dir.

******

Sa­ba­hın se­ki­zin­de ala­cak­lı gi­bi ça­lan ka­pı­nın zi­li­ne kalkar. Ge­len, so­ka­ğın kar­şı­sın­da­ in­şa­atı bit­mek­te olan Meş­ru­ti­yet Ca­mii'nin ima­mı­dır: "Ab­la, ara­ba­nı­zı park et­ti­ği­niz yer­den bi­raz ile­ri alın, in­şa­ata ge­len kum kam­yo­nu sı­yı­ra­cak," der imam.

Kam­yo­nun ar­dı­na di­zi­len bir iki ara­ba­nın kor­na­la­rı so­ka­ğı ayak­lan­dır­ma­dan, Ne­şe­nur ara­ba ve ev anah­tar­la­rı­nı kap­tı­ğı gi­bi ter­lik­le­riy­le aşa­ğı iner, ara­ba­yı bi­raz ile­ri alır. Kam­yon ge­çip in­şa­ata gi­rer.

La­kin bu sı­ra­da ar­ka­sı­na bir­kaç ara­ba bi­rik­ti­ğin­den, Neşenur çık­tı­ğı park ye­ri­ne yer­le­şe­mez. Bir son­ra­ki so­kak­tan dö­nüp gel­mek­ten baş­ka ça­re­si yok­tur. So­ka­ğa gi­rer, yo­kuş bi­ti­min­de pa­zar ye­ri ku­rul­du­ğu­nu gö­rüp, ça­re­siz di­ğer yo­la sa­par ve ilk şo­ku­nu ya­şar!.. Yüzünde ağlamaklı bir ifadeyle, Be­şik­taş pa­za­rı­nın tam gö­be­ğin­de­dir!

Ge­len ge­çen, yır­tık pır­tık pi­ja­ma­sı­na, pej­mür­de saç­la­rı­na, kı­na­lı du­ran çe­ne­si­ne ga­rip ga­rip ba­kar. Ne­şe­nur, pa­nik hâ­lin­de, "gi­ril­mez" lev­ha­sı olan ve evi­nin önü­ne di­rekt çı­kan so­ka­ğa da­lar. Alt ta­ra­fı 500 met­re gi­de­cek­tir, kim­se gör­mez!

Dü­ürt..! Bir po­lis Ne­şe­nur'u dur­du­rur. Ne­şe­nur, pen­ce­re­yi açar. Di­dik di­dik saç­la­rı, om­zu par­ça­lan­mış, ağar­mış pi­ja­ma­sıy­la ve kı­sık göz­le­riy­le po­lis­le ba­kı­şır­?

-Gi­ril­mez lev­ha­sı­nı gör­me­di­niz mi? Eh­li­yet ve tuh­sa­tı­nız lüt­fen.

-Gör­düm me­mur bey, ama mec­bur­dum. Ev­ra­kım ev­de. Şu yo­ku­şun ba­şın­da otu­ru­yo­rum, buyurun gi­dip ala­lım.

-Olur mu? Si­ze ce­za yaz­mam ge­rek.

-Ya­nım­da hiç pa­ra yok! İmam ace­le et­tir­di, çan­ta­mı almadan fır­la­dım.

-Ne ima­mı?

-Ca­mi­inin imamı!

(Diy­alo­ğun tam bu ye­rin­de po­lis, Ne­şe­nur'un kı­lık kıyafetini de dik­ka­te ala­rak, ma­hal­le­nin de­li­si­nin ara­ba çaldığı ka­na­ati­ne var­ır. Tem­kin­li dav­ran­ma­ya ka­rar ver­ir.)

-İmam ner­ede pe­ki?

-Kum kam­yo­nu­nun ba­şın­da.!

-!!

-Siz ni­ye bu­ra­da­sı­nız?

-Kum kam­yo­nu geç­sin di­ye kalk­tım. İki met­re gi­dip du­ra­cak­tım. Ar­kam­da­ki ara­ba­lar it­tir­di, pa­za­ra ka­dar gel­mek zo­run­da kal­dım!

*****

Ne­şe­nur'un gün­ler­dir uy­ku­suz si­nir sis­te­mi ar­tık if­las et­miş­tir. Sü­mük­le­ri­ni fış­kır­ta­rak ağ­la­ma­ya baş­la­r.

Po­lis hi­kâ­ye­nin ta­ma­mı­nı din­le­r. İn­şa­atın kar­şı­sın­da­ki eve gi­dip eh­li­yet alı­nır. Ce­za öden­ir.

Ne­şe­nur, cu­mar­te­si sa­bah­la­rı ar­tık ka­pı­yı zin­har aç­mı­yor.

Kıs­sa­dan his­se: Siz siz olun, dar yol­da in­şa­at var­sa ara­ba park et­me­yin.

(Ekmek Arası Hayat kitabımdan alıntıdır)