EKRANLARDA GEÇEN HAFTANIN PANORAMASI?

EKRANLARIN YÜZAKI BİR DİZİ;

"ELVEDA RUMELİ"

Genelde ele aldığımız konuların başında izleyicinin izleme oranlarını yükselten televizyon yerli yapım dizileri gelmektedir?

Uzunca bir zamandan beri ekranın en çok reyting alan dizileri olarak haftaya damgasını vuran bazılarını öne çıkarmış ve onlarla ilgili düşüncelerimizi burada dile getirmiştim? Son zamanlarda reytinglerde hızla üst sıralara tırmanan, temposunu ve izlenme oranını yukarılara taşıyan "Elveda Rumeli" ile ilgili birkaç söz söylemenin zamanı geldi diye üşünüyorum?

ATV ekranlarında her pazartesi saat 20.00'de yayınlanan ve bu hafta 65. Bölümü yayınlanan "Elveda Rumeli" adlı dizi; konunun işlenişi, senaryosu, mekan seçimleri, dekoru, kostümleri, dahası muhteşem oyuncu kadrosu ve bu oyuncu kadrosunun sergilediği muhteşem performansları ile son yıllarda yayınlanan en önemli yerli yapımlardan en başarılısı? Senaryosunu; Ali Can Yaraş, Özge Efendioğlu, Nuran Evren Şit'ten oluşan üçlünün yazdığı, Yönetmenliğini ise; Serdar Akar'ın yaptığı Elveda Rumeli" adlı dizi giderek izlenme oranını zirveye taşıyor. Hikayesi ve çok başarılı senaryosu ile bana göre yıllarca akıllarda kalacak ve etkisini hissettirecek bir yerli yapım? Emeği geçenleri kutlamak gerek.. Şu ana kadar bu diziyi izlemeyenlere de, zaman ayırıp pazartesi akşamları mutlaka izlemeleri gerektiğini hatırlatalım. Muhteşem senaryosu, Erdal Özyağcılar, Şebnem Sönmez, Tolgahan Sayışman ve Rerrak Tüzünataç, Gülçin Santırcıoğlu, Filiz Ahmet, Ertan Saban, Tuna Orhan, Bedia Begovska ve Gökhan Mete'den oluşan muhteşem oyuncu kadrosu ve olağanüstü yorumları ile başta Erdal Özyağcılar ve Şebnem Sönmez olmak üzere izlemeye doyamayacağınız bir yerli yapım?

İzlemeyenler için hatırlatmak amacıyla, kısaca konusu şöyle "Elveda Rumeli"nin?

Yıl 1896... Manastır yakınlarında bir Osmanlı köyü... Türk, Arnavut, Makedon bir çok farklı etnik grup bu köyde bir arada yaşamaktadır; fakat bir süredir Balkanlar kaynamakta, Balkan harbinin ayak sesleri duyulmaya başlamıştır. Balkanlardaki bu hareketlilik, 500 yıldır bir arada kardeşçe yaşayan köy halkı arasında belli gerilimler doğmasına neden olmaktadır. Dizideki Başrol oyuncusu Ramiz, karısı ve üç kızıyla birlikte bu köyde sütçülük yaparak geçimini sağlamaktadır. Oldukça fakir bir adam olan Sütçü Ramiz, bütün bu siyasi kargaşa arasında ailesinin geçimini sağlamakta oldukça zorlanmaktadır. Tam manası ile bir halk tipi olan Ramiz, biraz Nasreddin hoca biraz Bekri Mustafa biraz Karagöz karışımı bir tiptir. Kızlarına da çok düşkün bir baba, yüreğinde hiç kötülük olmayan bir adamdır ama, gelenek ve göreneklere sıkı sıkıya bağlı biridir. Karısı Fatma ise aslında hem bu gürültücü adamı hem de evi çekip çeviren asıl kişidir. Kızları evlilik çağına gelmişlerdir. Fatma bir süredir kızlarını iyi ve zengin kocalarla evlendirmek kaygısına düşmüştür. Olaylar bu aile ve o köyde oluşan olaylar çerçevesinde oldukça keyfli bir şekilde devam etmektedir.

"Elveda Rumeli" Ramiz ve ailesinin ekseninde gelişen olayları anlatırken, fonda Balkanlardan çekilmekte olan Cihan imparatorluğu Osmanlı'nın o yıllarını yalın bir dille anlatması açısından da dikkate değer bir dizi... Tabi oyuncularının muhteşem performansları ile de zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz?

"Elveda Rumeli" 500 yıllık hakimiyetten sonra Rumeli'ye "elveda" diyen halkın hikayesini anlatması açısından da izlemeye değer bir dizi?.

PROGRAMLARDAKİ SAÇMALIKLAR

İZLEYİCİLERİ ÇILDIRTIYOR!...

Son haftalarda ekranlara gelen bazı programlar izleyicilere tam anlamıyla travma yaratmaya başladılar. Bazı programlar bu konuda iyice saçmalamaya başladı çoktan?

Bu tür programlara akıl sır ermiyor. Giderek kaliteleri düşerken neye hizmet ettikleri anlaşılamaz oldu? Bu konuda da izleyicinin kafası iyice karışmaya başladı.. Bu tür programlara kızan izleyici sayısı giderek çiğ gibi büyüyor?

YEMEK PROGRAMLARI?

Bunların başında son ayların "moda" programlarından biri haline gelen "Yemek" programları geliyor.. Bu programların izlenme oranlarının bir süre yüksek olması, "bugün farklı ne yemek yapacaklar" diyerek izleyen kadın izleyicilerin ilgisini çekmesindendi. Bu ilgi bir süre devam etti.. Ve bu ilgiye paralel olarak da bu tür programlar birkaç kanala benzeri içeriklerle yayıldı.. İşte bu yayılma giderek kontrolden çıktı ve programlardaki kalite giderek azalmaya ve "yemekteyiz" programlarında ekranlara yansıyanlar amaçlarından giderek uzaklaştı.. Sıradan, hiçbir özelliği olmayan yemekler ve özensiz sunumlar.. Kaliteler düştü, bir yemek programı olmasından ziyade katılanların ilginç(!) diyaloglarını sergiledikleri, gereksiz tartışmaların yaşandığı programlar haline dönüştü.. . Bir dönem ilgiyle izleyen kadın izleyiciler artık bu saçmalıkları izlemekten bıktı. Amacından uzaklaşan bu tür programlara artık tahammul edemiyorlar?

UÇTUĞUNU SANAN ADAM!...

Yapma be Esra Ceyhan? Yıllardır gündüz kuşağında canlı yayın yapıyorsun ama canlı yayınların bu tür saçmalıklara "gebe" olduğunu hala anlayamamışın? Böyle bir adamı canlı yayına çıkarırsan olacağı buydu? Geçtiğimiz günlerde ekranda yaşanan bu olayı bazılarınız izlemişinizdir. Ama hatırlamanıza yardımcı olmak amacıyla bu traji komik olayı bir kez daha buraya aktaralım?

Geçtiğimiz günlerde Kanal D gündüz kuşağında yayınlanan "Esra Ceyhan'la" programında yılın en ilginç televizyonculuk olayı yaşandı. Esra Ceyhan'ın programında uçtuğunu ve havada kalabildiğini iddia eden adamın uçma(!) denemeleri, daha doğrusu "uçamama" denemeleri izleyenleri kahkahaya boğdu.

Vücudunda olağanüstü güçler olduğunu hatta uçabildiğini iddia eden Sabri isimli şahıs canlı yayında "Allah" diye nara atarak birden kendini yerden yere atar... Uçtuğunu kanıtlamak için böyle birşey yapan ilginç vatandaş salondaki konukları hem korkutur hem de çok şaşırtır.

Bu hareketin ardından şaşkınlığını gizleyemeyen Esra Ceyhan; "Sabri Bey ne yapıyorsunuz?" diyerek ilginç konuğuna yerine oturmasını söyler. Ancak: Konuk hocanın "bu adamı dışarı çıkarın?" ikazı üzerine, Esra Ceyhan uçma demesiyle herkesi şaşırtan ve korkutan Sabri adlı ilginç(!) konuğunun hemen stüdyodan çıkarılmasını ister.. Ve "uçamayan adam" Sabri Bey daha fazla taşkınlık yapmadan stüdyoyu terk eder... Canlı yayında yaşadığı bu şoku hala üzerinden atamayan Ceyhan, "insanlar söyleyeceklerini kanıtlayamayınca şov yapıyor. Bu bir şovdu" diyerek durumu toparlamaya çalışır?.

KUTLAYALIM?

Geçtiğimiz günlerde televizyon dünyasında iki güzel olay gündeme damgasını vurdu?

SHOW TV 18 YAŞINDA

Bunlardan ilki; Yıllar önce kurulduğunda "video televizyonculuğu" yapıyor denilen ve giderek, başarılı yayıncılığına başarı katan Show TV, bu günlerde 18. Yaşını kutlamanın mutluluğunu yaşıyor..

Dile kolay başarılarla dolu 18 yıl ve bu süreçte genel sıralamada hep ilk üç arasında kalmayı başaran, önemli sayıda, önemli sayıda olduğu kadar da tutkun bir izleyici kitlesi olan Show TV'nin bu başarını kutluyor daha nice başarılı yayın yılları diliyoruz..

TRT'NİN "AVAZ"I VAR ARTIK?

Bir başka güzel olay ise; TRT'nin yayın kanallarına "TRT Avaz" adını verdikleri yeni bir kanalı eklemesiydi. Eveeet TRT de "Avaz" yeni kanalıyla "avazı" çıktığı kadar uzaklara yayın yapacak? Yurt dışı yayınları ile yurtdışında bir çok ülkeye yayın yapacak olan "TRT Avaz" televizyonunun açılış galası geçtiğimiz akşam yapıldı. TRT 1 de naklen yayınlanan Avaz Gala'ya yerli yabancı birçok sanatçı şarkıları ile renk katarken gala'nın finalini pop star Tarkan yaptı? Sekiz şarkıdan oluşan bir konser veren Tarkan izleyenleri müziğe doyurdu? Gecede muhteşem bir performan sergileyen Tarkan formunun zirvesinde olduğunu gösterdi?

YORUM FARKI!...

ERMAN TOROĞLU'NUN FENER TAKINTISI!..

Ekranlarımızın ve spor medyamızın fenomen yorumcularından eski hakem Erman Toroğlu'nun Fenerbahçe ve özellikle de Aziz Yıldırım "takıntısı"na şaşmamak elde değil. Konu Fenerbahçe maçı olunca takımı yerden yere vuran eleştirilerinin arasına mutlaka Aziz Yıldırım eleştirilerini sıkıştırmasa rahat edemiyor. Asıl işi, maçla ilgili ve özellikle de yapması gerekeni maçı yöneten hakemlere yönelik teknik eleştiri ve yorumlar olması gerekirken, konu Fenerbahçe olunca, sık sık kullandığı kendi deyimi olan "eyyam" yapmaktan geri kalmıyor..

Son Bursa-Fenerbahçe maçı ile ilgili yorumlarını okudum, izledim gülmekten yerlere serildim.. Özellikle Hürriyet'teki yazısında eveledi geveledi ama asıl yazması gerekenleri yine "es" geçti. Örneğin; O saçma penaltıdan hiç ama hiç söz etmedi? Emre'ye yapılan yüzde yüz kırmızı kartlık konuyu yazması, o konuda yorum yapması gerekirken Emre'nin sahada stres içinde dolaştığını yazarak geçiştirdi? Gökhan Gönül'e yapılan kırmızı kartlık hareketi de yazacak kadar önemli görmedi.. Ama Fenerbahçe'nin ona göre çok kötü oyununu ballandıra ballandıra anlatmaktan geri kalmadı? Aynı eyyamlarını, Fenerbahçe'nin bir penaltısının verilmediği iki bariz ofsayt golle yenildiği İstanbul Büyükşehir Belediye maçı sonrasında da yapmaktan kaçınmadı..

Sevgili Erman Toroğlu, bu mu iyi yorumculuk? Bu bitmez tükenmez Fenerbahçe takıntın, Aziz yıldırım takıntın nereye kadar sürecek? "Eyyam"ı bırakıp biraz da tarafsız, gerçekleri yansıtan, haklıya hakkını veren yorumlar yapsan ne kaybedersin.

fehmi.ketenci@magazinkolik.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri

Ailemize Hoş geldin Burhan Akdağ...