Bundan bir süre önce birincisini, bu köşede siz meraklı okurlarımız için yazdığımız "Televizyonlara Yansıyan Memleketimden İnsan Manzaraları" ana başlıklı yazılarımıza bu hafta da devam ediyoruz..
Aslında konu olarak birçok bakış açısının yansımalarını görebilecek olsanız da baktığınızda hep aynı fotoğrafa bakıyormuş gibi bir fotoğraf görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz.
O fotoğraftaki görüntüler kep aynı ve tabii ki fotoğrafın yansıttığı anlamlar da?
Ama birileri o fotoğrafı bize farklıymış gibi gösterme gayreti içindeler. Fotoğraftaki asıl üzerinde durulması gereken o değişimlerin izleyenler üzerinde yarattığı etkilerin ortaya çıkardıklarıdır.
Bir umut o fotoğraftaki görüntünün izleyen bizlere güzel duygulara yaşatacağı günler gelecek ve bizler o çok renkli fotoğraftan çıkaracağımız anlamlarla mutlu olacağız. Olacak mıyız dersiniz!? Şuan yüzünüze yansıyanı görüyor gibiyim!?
Geçtiğimiz yazımızda dile getirdiğimiz bir paragrafı bu hafta de buraya taşımak istiyorum. Belki de bundan sonraki yazılarımızda da zaman zaman burada o paragraftaki anlamının desteğine ihtiyacımız olacak.. Sözümüz şöyleydi;
"?.Memleketimizin her konuda olduğu gibi yansıttığı insan manzaralarındaki zenginliği ile de özel bir görüntüsü var. Sağolsunlar, bu her yanı ile çok zengin ve verimli olan memleketimizi birkaç kalıba sokabilme için yoğun çabalarıyla yarattıkları bu zenginlikle ne kadar övünseler yeridir!?" Ve varılan sonuç!; "Toplumlar hak ettikleri Gibi Yönetilirler!.."
Böylesine, ta başında karar verilmiş ve neredeyse sonucu işaret eden hükmedici bir sonucun yansıtacağı fotoğraf ta bu kadar anlamlı(!) olabilir.
"BEN YAPTIM OLDU" MU, YOKSA; UYSA DA UYMASADA MI?
Bir ilginç ülke olduk vesselam..
Özlelikle ,insan haklarını düzenleyenlerin neye göre bazı bağlayıcı kararlara imzalarını attıklarını anlamak mümkün değil.
Demokratık bir hukuk devleti olarak bu ülkede yaşayanlar bazı örneklerle karşılaştıklarında, başlığımıza aldığımız içerikteki veya benzeri anlamı taşıyan düşünceleri çokça dile getirirler.
Aslında bunları yaşamak yerine insan haklarında gereklerini yerine getirmek daha doğru olmaz mıydı? Kimbilir.
Bize göre insan hakları farklı, uzun süredir girmek için neredeyse kapı kulu gibi kapılarından ayrılmadığımız Avrupa Birliği'ne ve onu oluşturan ülkelerin temsilcilerinegöre farklı.
Maalesef ki, gerçek anlamda insan hakları onların ortaya koyduğu ve dayatma gibi görünen kurallar. Biz her zaman olduğu gibi çöple samanı her zaman karıştırıyoruz. Bu şartlarda da; onların istediklerini bir türlü anlayamayacağız. Aslında onlarda bunun farkında ya?
Biz hala, ben yaptım oldu veya uysa da uymasa da benzeri günü kurtaran kurallarla çiğnenen insan haklarına çözüm üretmeye çalışalım.... Ve bunlara uyum yasaları diyerek??
BU ÜLKE İLGİNÇLİKLERİ!...
ÜYE OLMAYAN PARTİLİYİ PARTİDEN İHRAÇ ETTİLER!
Geçtiğimiz haftlarda izlediğim Hulki Cevizoğlu'nun hazırlayıp sunduğu "Ceviz Kabuğu" programına katılan Balıkesir eski AKP Milletvekili Dr. Turhan Çömez'in programa katılarak dile getirdiği bir konuyu duyunca memleketimizdeki insan manzaralarının neden bu kadar değişken ve renkli olduğunu bir kez daha anladım..
AKP Balıkesir Milletvekili Dr. Turhan Çömez'in, partiden ihraç istemiyle Disiplin Kuruluna verildiğini ve kısa bir süre önce de Disiplin Kurulu kararıyla partiden ihraç edildiğini yazılı basında okumuştum.
Buraya kadar her şey normal. Partiler tüzükleri gereği üyeleri ile ilgili olarak bu tür tasarruflarda bulunabilir. Bu kararları veren kurulları var.
Burada asıl ilginç olan ise; ihraç ediliş şekli veya yöntemi veya "ben yaptım oldu" anlayışıdır.
DR. Turhan Çömez-kendi söylediğine göre-AKP üyeliği çok önceden sona ermiş olmasına karşın, Disiplin Kurulu kararı ile partiden ihraç edilmesiydi. Ayrıca bu ilk de değilmiş. Aynı şekilde AKP Ordu milletvekili de partiden ihraç edilmişti.
Dr. Turhan Çömez konuyu hiç önemsemediğini parti üyesi olmadığı için de yapılanın kendisini hiç ilgilendirmediğini söyleyerek konuyu yasal platforma taşımamış.. Ama Ordu milletvekili oluşan ihraç durumunu Yargıtay'a taşımış, başvuru sonucunda; parti üyesi olmadığı için böyle bir olayın olamayacağı, yani ihracın mümkün olamayacağını beliren bir belge almış..
Buyurun "ben yaptım oldu ya" veya bizi yönetenlerin durumu yansıtan bu olaya yorumunuzu yapın.. Tabii yapabilirseniz!... Veya yapacak yorum bulabilirseniz..
FB PLAKALI ARACA CEZA
Rize'de bir banka şube müdürü; bankaya ait para nakil aracına, plakasının harf grubu ''FB'' olduğu için beş ayda dokuz kez ceza kesildiği, ve bunun bir haksız uygulama olduğunu ve bu haksızlığın ortadan kalkması için yasal yollara başvuracağı iddia edilmiş!....
Bankanın Rize İli şube Müdürü, gazetecilere yaptığı açıklamada, bankalarına ait 34 FB 1486 plakalı otomobilin, para nakli için kullanıldığını, para transferi sırasında aracın bir süre şubenin önünde beklemek zorunda kaldığını, bu beklemenin güvenlik nedeniyle yapıldığını ve bölgedeki görevli polis memurlarıyla bu konuyu görüştüklerini ifade etmiş, görevli polis memurlarının hepsi durumun hiçbir sorun yaratmayacağını kendilerine ilettiğini öne sürmüş.
Buna rağmen beş aylık sürede banka aracına tam dokuz kez park cezası belgesi düzenlendiğini belirten şube müdürü; ''Bunun üzerine yetkililerle yaptığımız görüşmelerde bize, FB'nin, 'Fenerbahçe' olarak algılanabileceğini, bu nedenle ceza yazılmış olabileceğini söylemişler. Bu durumda çaresiz kalan şube müdürü; "Bir hayli tuhaf karşılamamıza rağmen aracımızın plakasını değiştirmek için genel müdürlüğümüze yazı yazdık. Bankamızın Trabzon şubesi de, aynı gerekçeyle araçlarının plakasını değiştirtirmişti'' diye konuştu.
Şube müdürü; cezaların haksız yere yazıldığını ve yapılan kaksızlığın giderilmesi için, Rize Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtıklarını söylemiş.
Gelin de buna yorum yapın!... Aslında bir tek yorum yapılabilir ama!.?