Dağhan’ın, Korkut ve kardeşleri yüzünden yaşadıkları onun dünyasında büyük etkiler bırakır. Gaddar olmanın bedelini ailesine ödettiği için pişmanlık duyan Dağhan, babasının ölmeden ona verdiği nasihatlere kulak vermeye ve hayatını değiştirmeye karar verir.
Ailesine ve babasının emaneti olan dükkâna sahip çıkar. Aydan’ı da kaybetmek istemediği için ona bir randevu teklif eder. Oya kızını bir beladan daha kurtardım diye sevinirken Dağhan’ın yaptıklarıyla yeniden çaresiz kalır.
Dağhan yeni hayatı için adımlar atmaya başladığında Müdür’ün ona ayarladığı bir iş ve Mesut’un kapısına gelen bir kadın dengelerini yeniden alt üst eder. Arif Mübarek adında bir adamın elinden kaçan bu kadının anlattıkları Mesut’u çılgına çevirir.
Dağhan’dan yardım ister ama Dağhan onun yardım teklifini reddedince tek başına kalır. Mesut ne olursa olsun kızı kurtarmaya karar verir, çünkü kız giderek Mesut’un zaafına dönüşmeye başlamıştır.
Olaylar sırasında Mesut’un başına gelenler Dağhan’ı hiddetlendirir. İçindeki ve dışındaki ‘’gaddar’’ seslerine kulaklarını tıkayıp yola devam etmeye çalışırken bu işten öyle kolay kolay sıyrılamayacağını bir kez daha anlar.
Çünkü gaddar onun bir parçası olmuştur. Son bir iş diyerek bu belayı da alt etmeye karar verir. Fakat Dağhan’ın kararı Enver’i rahatsız eder, yaşanacaklar Enver’in yok saymaya çalıştığı bir sırrını ortaya çıkaracaktır. Bu sır Enver ve Dağhan’ı yeniden karşı karşıya getirir.
Dağhan kimseyi dinlemeden savaşmaya kararlıdır ancak işler sandığı kadar basit değildir. Dağhan kendini büyük ve tehlikeli bir örgütün ortasında bulur. Yaptığı her hareket onu giderek örgütün hedefi haline getirmeye başlar.