- Kemal’in en çok gözlerinden etkilendim. Pek derin bakardı. Hep hüzünlüydü. Ne yaparsa yapsın ‘Aman üzülmesin’ derdiniz.
- İlk evimizde yoğun bir nem kokusu vardı. Misafir geleceği zaman patates kızartırdık ki, rutubet kokusunu bastırsın. Bugün olsa yine gider o evde otururum. Yeter ki Kemal olsun.
Tartışmada kahve teklifi
- Çok zor günlerimiz oldu. Kemal’in eve bıraktığı parayı harcamazdım. Ama hep mutluyduk, huzurluyduk.
- Ben söylenirdim, Kemal sadece dinlerdi. Onunla kavga edilmezdi. ‘Hatalıyım, özür dilerim’ yerine ‘Hadi bir kahve yapayım içelim mi?’ derdi.
Ev tutkusu
- Şimdiki evliliklere bakıyorum. Daha net görüyorum ki, çok mutlu yaşamışız.
- Ne kadar işi olursa olsun akşam 20.30’da eve gelirdi. Yemeği evde, sofrada yemek isterdi.