Gülben Ergen... 'YAŞAM FELSEFEM DÜŞE KALKA BÜYÜMEK!'

Son şarkısı ''İnfilak'' ile adından sıkça söz ettiren başarılı sanatçı Gülben Ergen, Almanya'da Türkçe yayımlanan Vitrin Dergisi için müzik yazarı Kaan Ölker'in sorularını yanıtladı. Müzik çalışmaları ve kariyeriyle ilgili dobra açıklamalarda bulundu.

Kimi yaptığı programlarla, kimi söylediği şarkılarla, kimi yazdığı kitabıyla, kimi ''Çocuklar Gülsün Diye'' sosyal sorumluluk projesiyle, kimi ise yaptığı röportajlarla çok sevdi Gülben Ergen'i. ''Güçlü Kadın'' dedik biz ona, 3 evladının süper kahramanı, enerjisi asla bitmeyen, dört koldan savaşan bir anne. Son dönemlerde yaşadığı zorlukların ardından ''İnfilak'' ile müzikseverleri albüm öncesi selamladı. Benim için önem arz eden bir röportajdı, kalbimi koyarak - özenerek hazırladığım sorulardan oluşuyor. Çayınızı, kahvenizi alın hiç vakit kaybetmeden okumaya başlayın..

 

• "Şöhret, dolabımda asılı bir elbise" demiştiniz Öğrendim Ki kitabınızda. Bildiğimiz üzere, evde pijamaları ve puf puf terlikleriyle gezen, çocuklarının ödevlerine koşturan, çocukların veli toplantılarına yetişen, yalın ve sade bir Gülben Ergen var. Evden içeri girdiğiniz an dolaba astığınız o elbise, (şöhret) - size çok zarar verip, canınızı yaktı mı? Bedelleri ağır oldu mu?

 

Elbette, şöhret taşınması zor bir mesele ama 26 yıl olmuş artık. Özel hayatımdan, çocuklarımdan, sporumdan, sağlığımdan rol çalamaz artık. Şöhret için çalışmak yerine başarılı olmak için çalıştım hala da öyle yapıyorum.   

 

Hem babayı, hem ağabeyi genç yaşta kaybeden bir kız çocuğuna Allah, yıllar sonra 3 erkek evlat veriyor; 7 aylık doğan iki bebek (Ares ve Güney);  yoğun bakımda, oksijenin düştüğü kalplerinin durduğu zorlu 2.5 ay geçiren bir anne, sonrasında Çocuklar Gülsün Diye projesiyle binlerce çocuğa umut oluyor. Aslında hayatınızda çok sancılı zamanlar geçirmişsiniz ama bir mükâfatı da olmuş, peki bu son dönemlerde yaşadığınız zorlu süreç sizi evet üzdü, mükâfatını bekliyor musunuz ?

 

Hayat iniş çıkışlarla dolu. Düşe kalka büyümeyi yaşam felsefesi haline getirenler başına gelen olumlu olumsuz her olaya olgunlukla bakıp şükrederler. Bende onlardanım. Çocuklar Gülsün Diye önümüzdeki aylarda 38. Anaokulunu açacak. Fazlasıyla gururluyum.

 

 Geçtiğimiz aylarda, Bostancı Gösteri Merkezi'nde çok güzel bir konsere imza attınız. Açılışı ise "Tut Yüreğimden Ustam" şiiri ile yaptınız, farklı bir Gülben Ergen konseri açılışı oldu. Neden şiir okumak istediniz? 

 

Sahnede uçmaktan tuttun, davul çalmaktan, İtalyanca şarkılar söylemeye kadar nice renkli şovlar yaptım ama hiç şiir okumamıştım. Sahneye şarkı yerine şiir okuyarak çıkmak bir değişik bir deneyimdi. Provalarda bilir hepimiz heyecanlandık.

 

Şarkıcı olmasaymışsınız meslek olarak anaokulu öğretmeni olmayı tercih edermişsiniz. Şunu merak ediyorum, zorlu süreci şarkılarınızla atlattınız, konuşmak yerine şarkılarınızla cevap verdiniz "Ağzına en acı kırmızı biberi sürmeli" ya da "Şeytan diyecek ki 'üz biraz' uyma sakın" diyerek. Asıl soru şu, böyle zor bir süreçten anaokulu öğretmeni olarak geçmiş olsaydınız ne yapacaktınız, dönüp baktığınızda "İyi ki şarkıcıymışım, yaşadıklarımı şarkılarımla anlatıyorum" diyor musunuz?

 

Sanatın her dalı derdinize dermandır. Heykel yaparak, dans ederek, şarkı söyleyerek ya da bir tuvale dokunacağınız renklerle de derdinizi anlatabilirsiniz. Elbette iyi ki şarkı söylüyorum diyorum. 

 

 

Türkiye de çok düetler yapıldı, çok featuring projeler yapıldı ama bu akımın en başarılı öncülerinden biri siz oldunuz. "Düet Kadın" da dediler, Mustafa Sandal'la yaptığınız "Şıkır Şıkır" o yıl radyolarda en çok çalan şarkı oldu, Oğuzhan Koç'la yaptığınız "Giden Günlerim Oldu" "Aşkla Aynı Değil" yılın şarkıları seçildi. Yine Bora Duran'la yaptığınız "Kalbimi Koydum" çok başarılıydı. Bu düetlerin bu kadar sevilmesinin sırrı ne? Neden diğerlerinin değil de sizin düetleriniz daha çok sevildi? Yeni albümde bir düet sürprizi bekleyelim mi?

 

Bütün düetlerimizin hepsinin bu denli sevilmesinin tek farkı doğallığı ve matematiksel hesaplara dayalı olmamasıydı. Stüdyoda eşofmanlarımızla okumalar yaparken denedik, sonra sevdik ve karşılıklı karar verdik. Hiç bir şarkı gel birlikte düzey yapalım diye planlanmadı. Şarkı istedi biz okuduk. Bu doğallık dinleyiciye geçer... Müzikte plansız ve hesapsız olmayı seviyorum .

 

• Uzun süredir merakla beklediğimiz bir Gülben Ergen albümü var. Onur Mete, Ayla Çelik, Ersay Üner, Serkan Kaya gibi isimler yer alıyor. Nasıl sürprizler bekliyor bizi, ne zaman dinleyeceğiz bu albümü, hâla şarkı arayışı devam ediyor mu?

 

 Mart ayı diye hedef koyduk ama gecikmelere açık bir zamanlama bu. İçime sinene kadar beklerim. Son dakika repertuvara şarkı eklemeye bayılırım.

 

 İlk sahneye çıktığınız andan, bugüne kendinizi sesinizi ve sahnenizi çok geliştirdiğinizi müzik yazarları geçtiğimiz yıllarda kaleme almışlardı. Çok emek verdiğinizi, aylarca şan dersleri, repertuar dersleri aldığınızı kitabınızda okumuştum. Peki özeleştiri yapmanızı istesem, Gülben Ergen kendi sesini seviyor mu, dinlemekten keyif alıyor mu? Sesinizi hareketli mi yoksa slow şarkılarda mı dinlemekten keyif alıyor?

 

Elbette, seviyorum ve keyif alıyorum. Sözlerine inandığım şarkılarım var benim. Hepsinin yaşanmışlıkları var, hepsini hissediyorum. Duygusal şarkılarda daha iyi, daha kendim gibi hissediyorum kendimi. Stüdyoda ses telleriniz, hisleriniz ve mikrofon ile başbaşa kalıyorsunuz. Bir odanın içinde. Müthiş bir duygu bu.

 

• Yıllarca Hülya Avşar'la rakip gösterildiniz. Magazinin en bayıldığı şey, iki kadını yan yana getirmek ve uzatılan mikrofonlardan polemik yarattırmak. Aslında çok büyük bir sabır bir yandan da gerginlik ve paniklik veren bir durum, sürekli uzatılan mikrofonlara konuşmanız isteniyor. Siz, "Dadı" dizisi ve "Sade ve Sadece" albümüyle çok başka bir yöne gittiniz böylelikle polemik de son buldu.  Diğerlerinden sıyrılıp, çok başka bir marka yaratmanızı neye borçlusunuz?

 

Fark yaratmak ve rakiplerinden sıyrılabilmek için tek çözüm üretmek ve istikrarlı olmak. Magazinde uzun yıllar kendimi tekrar ettim ve kendimi aradım. Ne istediğimi bildiğimde ve kendi duruşumdan emin olduğumda çok daha istediğim gibi yol aldım mesleğimde.

 

Geçmişe dönüp baktığımda çok daha iddialı konuşan, verdiği röportajların başlıkları haftalarca etki yaratan bir sanatçıydı Gülben Ergen. O açıklamalarınızı okuduğunuzda ya da izlediğinizde şimdi "Ben ne yapmışım ya, bu nedir?" mi diyorsunuz yoksa "Pişman değilim, zaman neyi gerektirdiyse ve neyi getirdiyse onu yaptım" mı diyorsunuz?

 

Elbette, zaman neyi gerektiriyorsa o yaşanır. Yaşadığım, hissettiğim ne varsa hayatıma yansır. 

 

 

 "İnfilak" şarkısı çok derin, çok anlamlı , özel bir şarkı. Radyoların zor çaldığı, insanların birkaç dinlemeden sonra sindirebileceği bir şarkıydı. Baktığımızda Gülben Ergen risk almıştı. Ama siz ilk kez risk almıyorsunuz, yıllar önce "Arka Sokaklar" için de Sezen Aksu "Bak kızım, bu şarkı sana olmaz, sen bu şarkıyı söyleme" dediği halde söyleyip risk alıp, müzik kariyerinizi başka bir yöne çevirmiştiniz. Gülben Ergen, kariyeri için risk alan ve korkusuz bir kadın mı? Hayat her an risklerle ve sürprizler ile dolu değil mi?

  

Sabah uyanacağımız garanti değil. Seviyorum risk almayı ve kendimi yenilemeyi. Müzik uçsuz bucaksız bir derya. Yenilenmek kabuk değiştirmek gibi. 

 

 Çok teşekkür ediyorum, sizinle röportaj yapmak benim için çok nemliydi, değerliydi. Son olarak sizi çok seven Gülben Ergen fanlarına neler demek istersiniz :)

Gülben Ergen Fanları diye bilinen, ülkemin dört bir yanına serpilmiş kardeşlerim onlar benim. Gönül bağının ne demek olduğunu onlarla deneyimledim ben. İyi ki varlar, iyi ki..

 

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Röportaj Haberleri