Genç yazar “Hergün öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki artık polisiye roman yazmak ve okumak insanlara heyecan vermiyor”diyor.
Türkiye’de polisiye romanlarının ticari olmadığı için fazla satmadığını da savunan Gülce Başer, bir polisiye yazarının çok iyi matematik, sosyoloji ve psikoloji bilmesi gerektiğini söylüyor.
Başer, “Bana göre de suç psikolojik bir eylemdir, özellikle tek çare olmadığı zamanlarda. Bir tür benlik vurgusudur.
Kısaca 'iyi bir gözlemci olmak” diye ifade edilir romancının özelliği ya, bence 'aktif izleme' gerekiyor, yani âdeta anlatılanların bir parçasıymışçasına, hangi olaylar kimin açısından ne şekilde görülüp ne şekilde sözcüklere dökülüyor. "
Yazar polisiyeye eğilimimi ise şöyle de açıklıyor:
" İyi bir 3. sayfa okuru ve iyi bir polisiye dizi izleyicisiyimdir. Ömrüm boyunca üçüncü sayfalara göz atmaktan vazgeçemedim.
Eh, insan bir de canı sıkılan birisi olunca, heyecan arayan metinler yazmak kaçınılmaz oluyor. Canı sıkılanlar çok araştırma yapar çünkü; daha fazla zamanı olduğu için değil, tekdüze olan her şeyden sıkıldığı için, icabında uykusundan vazgeçer ve o kafasına takılanı çözer, öğrenir.
Polisiye yazmak tam da böyle bir macera işte... ”