Bilal ve Burcu, büyük bir televizyon satın alır. Burcu, hava atmak için arkadaşlarını çağırır, ancak arkadaşları televizyonun aşırı lüks olduğunu söyleyerek Bilal’i zenginlikle suçlar. Bilal, fakir olduğunu kanıtlamaya çalışsa başarılı olamaz ve sonunda zengin olduğunu kabul eder.
Bir avukatlık bürosunda Nazlı, Paşa, çiftçi Hayati, Mustafa ve eşi Naime, babalarından kalan mirası paylaşmak için toplanır. Alaçatı’da bir ev ve Elazığ’da beş dönüm arsa kaldığını öğrenirler.
Bunların pek değerli olmadığını düşündükleri için, babalarına hastalığında bakan Hayati’ye bırakmaya karar verirler. Avukat Bahadır, evrakları imzalarken Alaçatı’daki evden ve arsada yapılan maden aramalarından bahsedince tüm kardeşler 360 derece döner.
NASA’nın görev kontrol merkezinde, 480 milyar dolarlık ve 15 yıllık bir proje kapsamında Mars’a roket fırlatılmak üzeredir. Bilal, bu önemli projede kritik bir mevkide çalışmaktadır.
Tam roket fırlatılacakken, eşi Yeter telefon eder. Oğlu Pars Bulut’un uyuyamadığını belirterek, Bilal’den eve ne zaman döneceğini sorar ve roketin fırlatılmasını ertelemesini ister.
Kalp krizi geçiren Paşa, acil ameliyata alınırken hastane muhasebecisi Fikri gelir ve stent seçeneklerini fiyatlarıyla sıralar. Paşa, ameliyat masasında pazarlık yapmak zorunda kalır. Bu absürt pazarlık narkoz ve serum üzerinden de sürer.
Hüseyin, hasta gibi bitkin bir haldedir. Yakınları geçmiş olsun ziyaretine gelir, ancak onun asıl hastalığı aşırı futbol fanatikliğidir. Takım sevgisi yüzünden eşini dostunu tanımaz hale gelmiş, hatta farklı bir takımı tuttuğu için oğlunu dayısına yollamıştır.
Yeter, arkadaşı Aslı’nın sevgilisinden ayrıldığını ve mutsuz olduğunu söyler. Bunu duyan erkekler, Yeter’den Aslı’yı kendilerine ayarlamasını ister. Yeter, onların eş olamayacağını ancak arkadaş olabileceklerini söyler.
Erkekler kendi aralarında evlenilecek erkekler olup olmadıklarını tartışmaya başlar. Bilal, "Kadın olsaydım, Mesut’la evlenirdim" der, bu durum Bahadır’ı kıskandırır.