Başarılı modacı, kariyer hikayesini, tecrübelerini ve gelecekte genç yetenekleri nelerin beklediğini anlatmak üzere moda bölümü öğrencilerine seminer verdi.
Öğrencilerin yoğun ilgi ve sevgisiyle karşılaşan Gülşah Saraçoğlu, 18 yaşında başladığı mesleğinden bugüne başından geçen hikayeleri altın değerinde öğütleriyle birlikte anlattı.
Geleceğin moda profesyonellerini son teknolojik sınıflarında yenilikçi eğitimlerle buluşturan okul, aynı zamanda öğrencilerini Türkiye’nin önde gelen moda tasarımcıları ile tanışma imkanı sunarak onları her açıdan profesyonel iş hayatına hazırlıyor.
Akademi bu kapsamda düzenlediği son seminerinde ülke sınırlarını aşan başarısıyla adından sıkça söz ettiren güzel modacı Gülşah Saraçoğlu’nu ağırladı.
Öğrencilere çocuk yaştan bu yana modaya olan tutkusunu anlatan Saraçoğlu ‘ Ailem hiçbir zaman istememesine rağmen modaya olan tutkumdan hiç vazgeçmedim.
Ben aslında modacı değil çok iyi bir terziyim. Dikişi, kalıp çıkarmayı çok iyi bilirim.
Dilek Hanif’in yanında asistanlık yaparak başladım. Her zaman içimde sahneyi hayal ederdim.
İddialı parçalar tasarlamayı çok seviyorum. İlk Hande Yener ile çalıştım ama kariyerimin dönüm noktası çok büyük hayranlık duyduğum Nükhet Duru’dur.
Kendisinden çok şey öğrendim. Bugün Oscar ve Golden Globe törenlerinde dünya starlarını giydirdiysem modaya olan enerjimi, ruhumu hep yüksek tutmamdandır.
Moda sektöründe bir kariyer hedefiniz var ise asla mütevazi olmayın. Ben hiçbir zaman mütevazi olmadım. Kendi değerinizi kendiniz yaratın. ‘ dedi.
‘KENDİMİ MAKSİM GAZİNOSU’NDA GİBİ HİSSEDİYORUM’
Gençlerden gelen soruları yanıtlayan Saraçoğlu, Türkiye’nin en iyi sanatçılarıyla birlikte çalışırken onlarla nasıl iletişim kurup süreci yönettiği sorusuna şu cevabı verdi:
‘Bizim atölye sır gibidir; herkes gelir, özelini anlatan da olur, istemeden şahit olduklarımız da vardır.
Ancak işimdeki ilk madde ticari olgu değildir. Paradan öne insan kazanmak önemlidir. Sırf bu yüzden kimsenin mahremi beni ilgilendirmedi.
Kurduğum dostlukları asla olumsuz yönde harcamadım. Bazen bende kendime şaşırıyorum atölyeme Bülent Ersoy, Demet Akalın, Muazzez Ersoy, Deniz Seki gibi isimler geliyor kendimi Maksim Gazinosu’nda gibi hissediyorum.’