Geçen hafta üç ayrı özel geceye katıldım. Bunlardan ilki, organizasyonunu Banu Noyan’ın yaptığı “Kızlar Okusun Diye” TAMEV öncülüğünde gerçekleştirilen Open Stage defilesiydi. Aynı zamanda medya ilişkilerini düzenlediğim organizasyonda, başta Cemil İpekçi, Kamuran Akkor, Burak Kut ve kızı Aden, Nasuh Mahruki, Kemal Doğulu, İlke Tüzüner ve Kızı Dora, Neslihan Kozanoğlu, Gül Ergi, Kadriye Olgar ve Türkan Şerbetçi olmak üzere cemiyet, iş ve sanat dünyasının sevilen isimleri podyuma çıkarak kampanyaya destek verdi.
Ertesi akşam Bonne Vie ve Best Life dergilerinin Genel Yayın Yönetmeni gazeteci dostum Hakan Solaker’in organize ettiği Sinema Güzeli Yarışması’na katıldım. Türk Tiyatrosu’nun duayen ismi Nevra Serezli’nin Gökay Kalaycıoğlu ile birlikte sunduğu yarışmada, birbirinden yetenekli genç oyuncu adayları sahnede performanslarını sergilerken jüride ise Halil Ergün, Erhan Yazıcıoğlu, Çiğdem Tunç, Banu Noyan, Nuri Alço, Meral Konrat, Uğurkan Erez, Esin Yağmurdereli, Tümay Özokur ve Türkan Şerbetçi gibi sinema, tiyatro ve şov dünyasının zirvedeki isimleri vardı.
Bir sonraki akşam bu kez Türk İş Kadınları Plaket Töreni’ndeydim. Pınar Altuğ Atacan ile Burak Törün’ün sunduğu gece, Sarıyer’deki Fuat Paşa Yalısı’nda gerçekleştirildi. Aralarında Türkan Sabancı, Esin Yağmurdereli, Zahide Yetiş ve Ece Pirim’in de bulunduğu seçkin bir davetli topluluğunun katıldığı gecede, iş dünyasındaki başarılı kadın yöneticilere plaketleri takdim edildi.
* * *
Organizasyonlardaki haberleri takip ederken üçüncü gecenin sonunda nerdeyse adım atacak halim kalmamıştı, kelimenin tam anlamıyla pelte gibi olmuştum.
Ama bu üç gecede de herkesin saygıyla elini öptüğü, etrafında pervane olduğu bir isim vardı ki, gerçekten enerjisine bir kez daha hayran kaldım.
Tanıdığım günden beri her hayır işinin en önde gelen ismiydi o.
Cemiyetin en tanınmış, en sevilen, en saygı duyulan insanıydı o.
Onun enerjisi hiç bitmedi, bitmez de…
O, tüm Türkiye’nin Hanımağasıydı.
O, Türkan Şerbetçi’ydi…
* * *
Özellikle kızlarımızın iyi yetişmesi için elinden gelen her şeyi yapar, engellilere her zaman destek olur Türkan Hanım…
Sadece eğlence hayatının değil Türkiye’nin gelişmesi için, sosyal olarak zirveye çıkmamız için ne gerekiyorsa yapar…
Herkesin “Türkan Anne” diyerek elini öptüğü, tüm sektörün “Hanımağa” diye saygı gösterdiği Türkan Hanım, hemen hemen her hayır işine de koşmaktan geri durmaz.
O, bir gün bir müzayedede, bir başka gün bir kermeste, bir başka gün engelliler için organize edilen bir toplantıda, sonraki gün sektörel bir söyleşide…
Bir dönem İstanbul eğlence dünyasının zirvesindeki Çakıl Gazinosu'nun efsane işletmecisi Türkan Şerbetçi, müzik sektörünün zirvesindeki sanatçıların haftanın yedi günü sahneye çıktığı İstanbul’un şu sıralar en popüler eğlence mekânı Cahide ile birlikte Sarayburnu Aile Çay Bahçesi’ni de yönetiyor.
Hafta yedi gün, Türkan Hanım 10 günlük yaşıyor.
Enerjisi gerçekten hiç bitmiyor…
Nasıl yetişiyor, inanamıyorum.
Hanımağa olmak böyle bir şey demek ki…
Tanıdığım birçok kişinin dediği gibi; Allah seni başımızdan eksik etmesin…
Kalın sağlıcakla…
Kalın sağlıcakla…